Yelbeği, bağlarıyla bahçeleriyle Orta Torosların eteğinde Göksu’ya yakın, dorular meşeler arasında, Bozkır ilçesine bağlı şirin bir köy.
Yolu gurbete düşenler, sıla hasreti çekenler, köyünün özlemi ile yanıp tutuşanlar, senede bir gün köyümüzün Mezar Beleni mevkisinde buluşurlar, tanışırlar, kaynaşırlar.
Bu yıl da bu güzelim gelenek devam etti. Yelbeği Köyü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği şenliğin sunumunu bana teklif etti. Ben de köyümün bir ferdi olarak bu görevi severek kabul ettim.
Dernek, köyümüz halkı ve gelecek misafirlerle ilgili her türlü hazırlıkları yaptı. Dernek yetkilisi Ayhan Tosun ile de şenlik günü programını yaptık.
Büyük bir heyecanla, kimimiz bir gün öncesinden, kimimiz geceden, kimimiz sabahtan, otobüslerle, özel arabalarla yollara düştük. Şenlik yerine ulaştık. Kadın kız, genç ihtiyar, çoluk çocuk, bağrı yanık, gözü yaşlı, sevda yüklü Yelbeğililer doldurdu meydanı.
Günün programını sunduktan sonra konuşmama şöyle başladım:
“Suları sert, insanları mert olan Yelbeğili hemşerilerim! Hepiniz şenliğimize hoş geldiniz.
Tatlı dilden, güler yüzden
Gider bir gün hepsi elden
Seslenirim ta gönülden
Şenliğimize hoş geldiniz.
Bu şenlik günü fırsat bize
Lüzum var mı fazla söze
Ramazan SAYAR kurban olsun size
Şenliğimize hoş geldiniz.
Uzaktan, yakından, koşarak, yürüyerek, her türlü ekonomik külfete katlanarak, istirahatınızı terk ederek, sabahın erken saatlerinde buraya koştunuz, geldiniz. Biliyorum ki sizler, memleket hasretiyle birbirinize kavuşmak, birbirinizle kaynaşmak, özlem gidermek, birbirinizi sevmek, hatıralarınızı yeniden yaşamak için geldiniz. Çok da iyi ettiniz. Yunus Emre’nin buyurduğu gibi:
Gelin tanış olalım,
İşi kolay tutalım,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
Dediniz. Gönüller almaya geldiniz. Bir gönül almanın, bir gönüle girmenin Kâbe’yi ziyaretten daha güzel olduğunu Yunus Emre diliyle:
Yunus Emre der hoca
Gerekse var bin hacca
Hepsinden iyice
Bir gönüle girmektir.
Dizeleriyle bir kez daha gösterdiniz.
Sevgili Yelbeğili hemşerilerim… Yine mezarları ziyaret edeyim, hiç olmazsa onlara birer dua göndereyim, hece taşlarını okşayayım, üzerindeki türlü otları sulayayım diyerek yine Yunus Emre’nin diliyle:
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar biterler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler, ne bir haber verirler.
Dediniz. Yaşlılarımızı, kimsesizlerimizi, komşularımızı ziyaret edeyim, hiç olmazsa bir yudum su, bir eskice vereyim, cennet şarabını, cennet libasını hak edeyim diyerek:
Bir hastaya vardın ise
Bir içim su verdin ise
Yarın anda karşı gele
Hak şarabın içmiş gibi.
Bir miskini gördün ise
Bir eskice verdin ise
Yarın anda karşı gele
Hak libasın giymiş gibi.
Dediniz. Biliyorum, daha nice duygu ve düşünceyle buralara kadar geldiniz. Ben sadece bir kısmını dile getirdim. Unutmayalım. Her şeyin başı sabırdır. Sabrınız olmasaydı bunların hiçbirini yerine getiremezdiniz.
Cennetin anahtarı sabırdır.
Kurtuluşun anahtarı sabırdır.
Kalplerin anahtarı sabırdır.
Diyerek sözlerimin sonuna gelirken günün anlam ve önemi ile ilgili kısa konuşmamı yaptıktan sonra köyümüz İmam-Hatibi Himmet Tekeli’den güzel bir Kur’an-ı Kerim tilaveti dinledik. Duasını da emekli İmam- Hatiplerimizden Mevlit Erkan yaptı.
Şenliğin bütün masraflarını karşılayan hayırsever Halim Erdem’in kısa bir teşekkür konuşmasını dinledikten sonra günün anlam ve önemini simgeleyen “Köy Ağası’’ kılık kıyafetini giydirdim. Gerek hayır sahibi ve gerekse şenliğimize gelen tüm hemşerilerim bu uygulamayı çok beğendiler. Önümüzdeki yıllarda da aynı uygulamanın devamını dilediler.
Genç ve dinamik muhtarımız Ömer Çelik’in yaptığı ve bundan sonra da yapacağı hizmetlerle ilgili konuşmasını dinledikten sonra Yelbeğililer Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanımız İbrahim Yaman da derneğin faaliyetleri ile ilgili bir konuşma yaptı.
“Serbest Kürsü, Açık Mikrofon’’ bölümünde; felsefi, siyasi, ticari görüş ve düşüncelerin dışında sadece köyümüzün kalkınması ve ekonomik çıkarları ile ilgili konuşmak isteyenlere konuşma hakkı verdim. Albay Bekir Tosun söz aldı. Köyümüz Kuzantepe Mevkii’nde bulunan madenle ilgili köyümüze iş imkânı sağlayabilecek çalışmalarını anlattı.
Programın sonunda önümüzdeki yıl şenliğin bütün masraflarını Develi’nin Kerim’in oğlu Musa Özcan’ın karşılayacağını, şenlik yerinin yine Mezar Beleni, tarihinin de temmuz ayının üçüncü hafta sonu yani 24 Temmuz 2011 Pazar günü olduğu duyurusunu yaptıktan sonra sözlerime şunları da eklemeden geçemedim:
“Sevgili Yelbeğli hemşerilerim… Yıllarca kürsülerde konuştum. Liselerde ve Ceza Evlerinde çeşitli dersler verdim. Televizyonlarda, idareci olarak belirli günler ve toplantılarda konuşmalar yaptım. Çeşitli gazete ve dergilerde yazılar yazdım. Hala yerel bir gazetede köşe yazarlığı yapmaktayım. Ancak, hiç birisinden bugün olduğu kadar haz duymadım. Çünkü ben sizlerden birisiyim. Buralara kadar geldiğiniz ve bizleri dinlediğiniz için derneğimiz ve şahsım adına şükranlarımı sunarım.
Derneğimiz yetkilisi ve organizatörümüz Ayhan Tosun’un çalışmaları ile içi dolu dolu, daha nice şenliklerde buluşmak üzere Allah’a emanet olun. Kalın sağlıcakla”. Diyerek bu yılki şenliği tamamladık.
Kaynak:Hakimiyet Ramazan SAYAR
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
