Geçen haftaki yazımı İmam-Hatip Lisesi’nde okuyacak bir kız çocuğumuzu kız yurduna kaydettiremememden dolayı yazmıştım. Bu hafta ise okula bir hafta önce gidecek birinci sınıf öğrenci ve velilerine yönelik bir yazı yazacaktım; fakat bir kız çocuğunu İmam-Hatip Lisesi’ne yurt probleminden dolayı yazdıramamış bir annenin gözyaşlarına şahit olunca böyle bir yazı yazmaya karar verdim. Amacım adını dahi bilmediğim bu bacımızın gözyaşlarını İstanbul’daki Bozkır Vakfı yöneticilerine duyurmak ve bu problemi çözmelerini istemektir. Yine amacım onların yerine kendimizi koyma anlamına gelen empatiyi İstanbul’daki Bozkırlılar Vakfı yöneticilerin yapmasını sağlamaktır.
Ben üç yıldır kayıt zamanında ne zaman İmam-Hatip Lisesine bir kız çocuğu yazdırmak istesem yazdıramıyorum. Geçen sene de bu yıl gibi çok uğraşmama rağmen İmam-Hatip Lisesi’nde okuyacak bir kız çocuğunu dahi Bozkırlılar Vakfı Yurdu’na kaydettiremedim. Ama birileri yurda gene alındı. Sustum. Yaptığım sadece Konya’daki Bozkırlılar Vakfı yöneticilerine Bozkır’daki sıkıntıları ilettim. Bana durumu İstanbul’a bildirileceklerini ve problemin kısa zamanda çözüleceğini söylediler. Fakat gelen cevap yine olumsuz yine olumsuzdu.
Geçen hafta cuma günü öğrenci velilerimizle çocuklarını okutmaları konusunda köprünün üzerinde konuşurken bir bayan bir kız çocuğuyla birlikte bize yaklaştı. Hocam seni gökte ararken yerde bulduk, son ümidimiz sensin dediler. Ben de hayır’dır dedim. “Hocam kızımı İmam-Hatip’e kaydettirecektim; fakat kız yurdunda yer yokmuş dediler. Senin tanıdığın çoktur. Sen üç yıldır köylere gelip seminer veriyorsun hem de gazetecisin, Allah rızası için bize yardım et dediler”. Bende aynı sıkıntıları geçen hafta yaşadığım için veliye durumu anlattım fakat veli durumun acizliği karşısında gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Geçen haftada aynı sıkıntıdan dolayı köyüne boynu bükük olarak gönderdiğim öğrenci ile veli de aklıma gelince yüreğim parçalandı.
Annelerin kız çocuklarını okutmak için çabaları ve buna karşı bizim çaresizliğimiz böyle bir yazı yazmama neden oldu. Dedik ki belki birileri bu sorunu çözmek için elini taşın altına koyabilir. Çünkü yara bizim. Yara büyürse acıyı birlikte çekeceğiz.
Bu yıl da aynı sıkıntıları yaşayınca sesimi ancak gazete aracılığıyla duyurabileceğimi düşündüm. Yoksa hiçbir zaman böyle bir niyetim olmamıştır. İmam-Hatip’te okuyacak kız çocukları mağdur olmamış olsaydı elime kalemi bile almazdım.
Peki, ne istiyoruz biz Bozkırlılar Vakfının İstanbul Yöneticilerinden:
Bu annelerin gözyaşlarını dindirmelerini istiyoruz. Bu ailelerin dertlerine çare bulmalarını istiyoruz. Bu öğrencileri ve velileri acizlilikleriyle baş başa bırakmamalarını istiyoruz. Bu gözü yaşlı annelerin hayır dualarını almalarını istiyoruz. Bu çocukların hayallerinin yıkılmamasını istiyoruz. Bozkırlı olmayan öğrencilere burs vererek dertlerine çare olduğunuz gibi bu kız çocuklarından dertlerine çare olmanızı istiyoruz. Siz bu ailelerin yerinde olsa idiniz ne yapardınız diye düşünmenizi istiyoruz. Yardımları bu çocuklar adına toplandığını unutmamanızı istiyoruz. Yurtta yer bulamayan bu çocuklar okumaktan vazgeçtiklerini bilmenizi istiyoruz. Bu çocuklar okumadıkları zaman sorumluluğu kimin olacağını düşünmenizi istiyoruz. Konya’ya yaptırdığınız (Allah Razı Olsun) yurdun bir benzeri neden burada yok diye düşünmenizi istiyoruz. Ve en önemlisi Bozkır’a gelerek, problemi yerinde görerek çözmenizi ve bu annelerin gözyaşlarını dindirmelerini istiyoruz.
Ben üç yıldır kayıt zamanında ne zaman İmam-Hatip Lisesine bir kız çocuğu yazdırmak istesem yazdıramıyorum. Geçen sene de bu yıl gibi çok uğraşmama rağmen İmam-Hatip Lisesi’nde okuyacak bir kız çocuğunu dahi Bozkırlılar Vakfı Yurdu’na kaydettiremedim. Ama birileri yurda gene alındı. Sustum. Yaptığım sadece Konya’daki Bozkırlılar Vakfı yöneticilerine Bozkır’daki sıkıntıları ilettim. Bana durumu İstanbul’a bildirileceklerini ve problemin kısa zamanda çözüleceğini söylediler. Fakat gelen cevap yine olumsuz yine olumsuzdu.
Geçen hafta cuma günü öğrenci velilerimizle çocuklarını okutmaları konusunda köprünün üzerinde konuşurken bir bayan bir kız çocuğuyla birlikte bize yaklaştı. Hocam seni gökte ararken yerde bulduk, son ümidimiz sensin dediler. Ben de hayır’dır dedim. “Hocam kızımı İmam-Hatip’e kaydettirecektim; fakat kız yurdunda yer yokmuş dediler. Senin tanıdığın çoktur. Sen üç yıldır köylere gelip seminer veriyorsun hem de gazetecisin, Allah rızası için bize yardım et dediler”. Bende aynı sıkıntıları geçen hafta yaşadığım için veliye durumu anlattım fakat veli durumun acizliği karşısında gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Geçen haftada aynı sıkıntıdan dolayı köyüne boynu bükük olarak gönderdiğim öğrenci ile veli de aklıma gelince yüreğim parçalandı.
Annelerin kız çocuklarını okutmak için çabaları ve buna karşı bizim çaresizliğimiz böyle bir yazı yazmama neden oldu. Dedik ki belki birileri bu sorunu çözmek için elini taşın altına koyabilir. Çünkü yara bizim. Yara büyürse acıyı birlikte çekeceğiz.
Bu yıl da aynı sıkıntıları yaşayınca sesimi ancak gazete aracılığıyla duyurabileceğimi düşündüm. Yoksa hiçbir zaman böyle bir niyetim olmamıştır. İmam-Hatip’te okuyacak kız çocukları mağdur olmamış olsaydı elime kalemi bile almazdım.
Peki, ne istiyoruz biz Bozkırlılar Vakfının İstanbul Yöneticilerinden:
Bu annelerin gözyaşlarını dindirmelerini istiyoruz. Bu ailelerin dertlerine çare bulmalarını istiyoruz. Bu öğrencileri ve velileri acizlilikleriyle baş başa bırakmamalarını istiyoruz. Bu gözü yaşlı annelerin hayır dualarını almalarını istiyoruz. Bu çocukların hayallerinin yıkılmamasını istiyoruz. Bozkırlı olmayan öğrencilere burs vererek dertlerine çare olduğunuz gibi bu kız çocuklarından dertlerine çare olmanızı istiyoruz. Siz bu ailelerin yerinde olsa idiniz ne yapardınız diye düşünmenizi istiyoruz. Yardımları bu çocuklar adına toplandığını unutmamanızı istiyoruz. Yurtta yer bulamayan bu çocuklar okumaktan vazgeçtiklerini bilmenizi istiyoruz. Bu çocuklar okumadıkları zaman sorumluluğu kimin olacağını düşünmenizi istiyoruz. Konya’ya yaptırdığınız (Allah Razı Olsun) yurdun bir benzeri neden burada yok diye düşünmenizi istiyoruz. Ve en önemlisi Bozkır’a gelerek, problemi yerinde görerek çözmenizi ve bu annelerin gözyaşlarını dindirmelerini istiyoruz.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.