Yıllarca din eğitiminden mahrum kalmış toplum .Yarım yamalak dini bilgilerin yanına bir de hurafeler eklenince .Din konusunda tamamen bir açmaza sürüklenmişiz .Tabi bir de dini bilmeyenlerin cahilliğinden yararlanan din istismarcıları da işin içine girince millet kime inanacağını iyice şaşırmış.Kimisi de bu kargaşalıktan kurtulmanın en kestirme yolunu dinden uzaklaşarak bulmuş. Ve işin enteresan yanı da dini eğitimin bıraktığı boşluğu dinle alakası olmayan batıl inançlar ve hurafeler doldurmuş. Bunlar dinin gerçek emir ve yasaklarından öne geçmiş.En kötüsü de öyle yerleşmiş kemikleşmiş ki insanları vazgeçirmek imkansız hale gelmiş .Yetkili kuruluşların da gerekli önlemleri ve yeterli çalışmaları yapmadığı kanaatindeyim.Çünkü yıllardan beri bu konularda arpa boyu yol alınmamış ezan hep aynı makamdan ,yani aynı tas aynı hamam.Ne yazık ki bu batıl inanç ve hurafelere din görevlileri de bulaşmış durumda gerekli tavrı ve duruşu göstermemekteler.Bu yanlış uygulamalar ülkemizin her yerinde değişiklikler göstermektedir
Çok üzücü ve insanı içten yaralayan uygulamalar ve yetkililerin de seyirci kaldıkları , alan memnun veren memnun nasıl olsa , denilecek tarzda âdetler.Neler, neler ;
Okunmuş suyundan tutundan , türbelere bez bağlama, mum dikme vesaire , vesaire .Şimdi burada sırlayacak olursam ne zaman yeter ne de yer yeter.Anlayacağınız herkes tutturmuş bir yol gitmekte , yolun ucunu değil burnunun ucunu gören yok ,Kendini rahatlatıyorlar ya yetiyor da artıyor.Ruhen huzur buluyorlar ya. Artık alınan abdestle kaç vakit namaz kılar kim bilsin müslüman .
Her yerde ayrı bir uygulama dedim ya görevimden dolayı birkaç yerde bulundum.Şimdi de İzmir’deyim yedi yıl oldu yıl dediğin çabucak gelip geçiyor.
Buraya geleli de içten içe rahatsız olduğum sadece derslerimde öğrencilerimle paylaştığım ama kimsenin umurunda olmayan bir uygulamayla karşılaştım
Ölen kişinin kırkında ,ellisinde Kur’an okutmak , zaten bunların kendisi bid’at* olan konular da başka bir olay üzerinde duracağım .
Hoca efendiler Kur’an okunacak eve çağrılır ses cihazlarının da yanlarında getirilmeleri istenir. Ve bütün mahalleye kendilerince mevlit ve Kur’an ziyafeti verirler.
Kur’an Allahın Kelamı Yüce Kitabımız O’nu dinlemek gibi okumak gibi güzel bir şey olamaz bir de güzel okuyan birisinden dinlemek .İnsan kendinden geçer. Peki meselenin başka yönü dışarıya ses cihazıyla Kur’an yayını yapılıyor kardeşim kocaman mahallede kimsenin banyo yapma veya uyuma ihtiyacı ya da tuvalet ihtiyacı olmaz.Kur’anı-ı Kerimi okumak sünnet dinlemek farzdır.Duyarlı bir Müslüman saygısızlık yapmamak i stiyor ama söyleyebilir misiniz ne yapacak. Hele , hele tuvalet ihtiyacında nasıl kendisine hakim olacak.İşte kardeşim ibadet ediyoruz ölülerimizin ruhlarını rahatlatıyoruz derken birilerine eziyet veriyoruz daraltıyoruz haberimiz olmuyor .Büyük Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu Osman Bey kayın pederi Şeyh Edebâli’nin evinde misafir kaldığında Yatacağı odada Kur’an-ı Kerim olduğu için saygıdan ayaklarını uzatıp yatmadığı , sabaha kadar oturduğu rivayet edilir.
Kaç kez düşündüm müftülüğü arayıp konuşmayı ama bir de insanımızın bu noktadaki din anlayışına uygun olmayan bu tepkimin nasıl karşılanacağını hesapladım dayanamayıp geçen gün telefon ettim. Müftü yardımcısı çıktı telefona verdiği cevaplar tamamen ne kızı verir ne dünürcüyü küstürür nitelikteydi .”İşte efendim söylüyoruz da , vatandaş istiyor da yuvarlak ipe sapa gelmez laflar.Tabi imamın ,müezzinin maaşı yeterli olmazsa Kur’an , okumaya mevlit okumaya gitme diyemezsin.Gidince de hane sahibi nasıl isterse öyle okumak zorunda.Buralarda Kur’an okuyanlar mutlaka istisnalar hariç camilerde mescitlerde görevli müezzinler ve imamlardır.Müftülük çıkıp da dışarıya ses vererek Kur’an okumayın gittiğiniz yerlerde diyemiyor. Peki ne olacak böyle devam edip gidecek dini kaynağından öğrenenlerin bildikleri değil kulaktan dolma halkın bildiği yalan yanlış uygulamalar, adetler sürüp gidecek .Gerçek dini yaşamanın huzur ve mutluluğuna ulaşamadan nesiller gelip geçecek bireysel olarak kendilerini kurtaranlar kurtaracak .Dini bir kültür olarak görüp kültürel adetleri uygulayarak kendilerini aldatanlar da aldandıklarını kıyamet günü de anlayacaklar. Ama iş işten geçmiş olacak. İnsanın en büyük görevi ölmeden önce *Sünnetullaha uygun yaşam tarzını kavrayıp ona göre yaşayıp bu dünyadan salih amel götüren iman la birlikte bu dünya hayatına veda etmektir .üç günlük saadete Sonsuz saadeti değişmemektir.Allah bizleri bu dünya saadetinin geçiciliğinin farkında olan , iman ve Kur’anla bu dünyadan ayrılan kullarından eylesin.
Not Başka bir yazımda daha ilginç hurafe ve batıl inançlardan bahsedeceğim görelim biz dinin neresindeyiz ?
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
*İslamda olmayıp sonradan dine sokulan âdet
*Sünnetullah: Allah’ın sünneti, kanunu demektir. Allah’ın varlık âleminin düzeni için koymuş olduğu kurallardır.
Celâl ÜNAL.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.