Asırlar öncesine uzanır tarihin
Yıllar yılı anlatıla gelir mertliğin
Şevkat dolu gönlün sonsuz sevgin
Bozkırım sen yaşanılmaya değer yersin
Hiç durmaksızın akan Çarşamba çayın
Gelinlik kız gibi süzülen baharın
Bin cana can katan mert insanın
Bozkırım sen benim canımsın canım
Zengibar’ınla Hisarınla taşınla toprağınla
Hiç aşık olmayan var mı Bozkır’ına
Sonbaharına, kışına, ilkbaharına, yazına
Aşığım Bozkır’ım, aşağım sana
Bir gören bir daha bırakamaz seni
Kendine bağlarsın kör düğüm gibi
Dersin bu nasıl aşk bu nasıl sevgi
Ebediyen kalır yürekte izi
Konya’nın en değerlisi, insanın en mertlisi
Suyun en sertlisi, en babacan yüreklisi
Kişiliğiyle, karakteriyle bir iyilik abidesi
Seni gören olmaz mı sanırsın Bozkır delisi
Sağ yanında durur fart, solunda kalır çat
Güzelliklerin anlatmakla biter mi heyhat
İnsan senin yanında bir başka oluyor rahat
Cennetin yansıması gibisin SERÜSTAT
Daha nasıl anlatayım içimdeki aşkı
Senden ayrıyken duyduğum ızdırabı
Yanıyor yüreğim yanıyor acı acı
Çekilir bir dert değil şu Bozkır aşkı
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.