Recent Comments

BOZKIR SELÇUKLU KÖPRÜSÜ

Doğuyu ve batıyı birbirine bağlayan, geçmişi bugünümüze kadar getirip geleceğe taşıyan, bazen bir delikanlı cesaretiyle zamanla yarış edermiş gibi bembeyaz ve saf köpüklerindeki delifişekliğiyle, bazen de bir genç kızın karakterinin ışıltılılığındaki nazlılığıyla çevresine hayat vererek akan Çarşamba çayımızın, Çarşamba suyumuzun boynundaki gerdanlık Bozkır Selçuklu Köprüsü’nden bahsedeceğim sizlere bu yazımızda.  
Bozkır’a can veren Çarşamba Çayı, ilçeyi ikiye ayırır. Çarşamba Çayı üzerindeki tarihi Selçuklu Köprüsü, ilçe merkezinde bulunan Merkez Camii Şerif’in hemen önündedir. Köprü’nün şekil ve ölçüleri ile ilgili olarak Mehmet Sabri Doğan Hocamın tespitlerine dair bilgiler ise aşağıda yazılmıştır: 
“ İki baştan ortaya doğru, hafif meyil ile yükselen köprü, üç gözlüdür. Kemerler, hafif sivri olup, ortadaki kemer gözü daha büyük olmak üzere sağ ve sol yandakiler birbirinden küçüktür. Sahilin her iki yakasındaki köprü ana ayaklarının bir kısmı, sel taşkınlarından korunmak için yapılan setlerin içinde kalmıştır. Köprü omuzlamalarının, memba tarafında üçgen şekilli iki selyaran bulunmaktadır. Köprü döşemesi bugün betonlanmış olup, korkuluklarda sonradan yapılmıştır.”  
“ Köprünün boyu 21 m., genişliği ise 3,85 m.dir. Orta kemer açıklığı 5,55 m., olup, doğudaki kemer 5.10 m., batıdaki kemer ise 3,50 m.dir. Köprünün korkuluğu demir parmaklıklı olup, bunlar her iki kenarda onbir adet bir metre yükseklikte 20X20 cm. ebatlarındaki beton direklerle takviye edilmiştir.”(2001 yılında Belediye tarafından, köprü üzerindeki demir parmaklıklar kaldırılıp yerine alçı-beton karışımlı bir korkuluk yaptırılmıştır.)  
“ İbrahim Hakkı Konyalı, bu köprünün Selçuklu köprüsü olduğu düşüncesindedir. Nitekim doğudaki ve ortadaki kemerlerin, hafif sivriliği bu iddiayı doğrular gözükmektedir. Lakin kemer taşlarının dizilişi Selçuklu geleneğine uymamaktadır. Yörenin de 13. Yüzyılın ilk yarısına, yani çevrenin Türkler tarafından kesin iskân edilişine kadar, önemli bir Bizans yerleşim merkezi olduğunu bilmekteyiz. Çünkü ilçe, Helenistik dönemden bu yana İsauria Bölgesi’nin önemli bir merkezi olma niteliğini korumuştur. Bu yüzden köprünün ilk yapımının Selçuklulardan öncesine dayandığı kuvvetle tahmin edilebilir. Ama köprünün Karamanlı ve Osmanlı devirlerinde gördüğü sürekli tamiratlarla ayakta kaldığı da bilinen bir gerçektir. Hâlâ kullanılabilir oluşu da bu tamiratlar sayesindedir. Sonuçta orijini ne olursa olsun Bu köprüyü Türk-İslâm Devri yapıları arasına rahatça katabiliriz.”       
 
Araştırmacı  Yazar Merhum İbrahim Hakkı Konyalı Üstadımızın  Çarşamba Köprüsü olarak adlandırdığı köprümüz ile ilgili yaptığı çok önemli tespitler de aynen aşağıda sunulmuştur. 
  “ Çarşamba Çayı üzerinde bulunan bu köprünün bir Selçuklu Eseri olduğu anlaşılmaktadır. Fatih’in Hicri 881, Miladi 1476 tarihinde Konya Evkaf’ını (Vakıf malları ile ilgili idare) tespit ettiren evkaf defterinde şunları okumaktayız:
  (Vakf-ı Cisr-i Çarşamba. (Vakfa ait Çarşamba Köprüsü) Bi hükm-i şerif benam-i Şems-ed-din Ez Karye-i tabi-i sahra.) (Bu köy Başbakanlık arşivinde 399 numarada kayıtlı Kanuni’nin bu defterinde Geni şeklinde yazılmıştır. Öşrünün Çarşamba köprüsünün vakfı olduğu tasrih edilmiştir (belirtilmiştir). Biz bunu Geni şeklinde okuyoruz.)”

    “ 25 sene sonra II. Bayezid adına yapılan Konya evkafının sayım defterinde de şu kaydı bulduk:
  (Vakf-ı Cisr-i Çarşamba (Vakfa ait Çarşamba Köprüsü) tabi’i sahra-i Konya mukarrer bi hükm-i şerif be namı İbrahim Paşa  Şems-ed-din.) (Karyey-i Gâne tabi-i sahra)” 
   “ Bu köy, köprünün mütemadi (sürekli) tamiri için vakfedilmiştir. Fatih zamanında köprü vakfının mütevellisi Şems-ed-din, II. Bayezid zamanında Paşa idi. Karamanoğlu İbrahim Bey’in, bu köyün Çarşamba köprüsünün vakfı olduğu hakkında mukarrer namesi (yazılı belgesi) vardır.” 
“ Bu köprünün diğer bir adı da “Muahede Köprüsü” (Anlaşma veya Antlaşma Köprüsü) dür.”  

Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
 “Bozkır Kültür Miras Listesi”nin baş eserleri arasında sayılabilecek olan ve Bozkırımızla, “Biz”le özdeşleşmiş Köprümüz. Acılarımız, sevinçlerimiz, hayallerimiz, heyecanlarımız ve hatıralarımızla üzerinden bir o tarafa, bir bu tarafa gelip geçtiğimiz Köprümüz. “Biz”i geçmişe, “Biz”i bugüne ve “Biz”i geleceğe, kısacası “Biz”i, “Biz”e bağlayan Köprümüz. 

Ali Ulvi ÜLKER ([email protected])
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.