Bir çok şey zordur Bozkır’da ama genç olmak daha zordur...Lisede okuyan gençlerin tek kurtuluş umutları bir üniversiteyi tutturup kaçmaktır buralardan... İyi bir okul kazananların çok azı geri döner,ama yinede çok azı unutur Bozkır’ı... ya okul kazanamayanlar ne yaparlar...İşte işin en zor tarafı burasıdır. Okul kazanamayan gençleri zor bir hayat beklemektedir. Çünkü çok azı ailesinin yanında yani Bozkır’da iş imkanı bulur.Çoğunluk ise bir akraba veya tanıdık vasıtasıyla Bozkır dışında bir işe yerleşmeye çabalar... Bu okadar kolay değildir tabiki...Akraba yada tanıdığınızın bulduğu işin size uyması da sorun değildir, çünkü iş iştir ve çalışmaya başlanmalıdır.Ama sorun sadece zorlukla bulunan işin gence uygun olup olmadığı değildir.. Aile Bozkır’da yaşamaktadır ve işin olduğu şehire yerleşmek oldukça masraflıdır. Sorun kısa süreli bir akrabanın yanında kalmakla çözülmüş görünsede aslında tüm sorunlar yeni başlamıştır denilebilir...
Ev tutulsa masraflar nasıl karşılansın?akrabada kalınsa olmaz....belki birkaç kişi ile beraber ortak ev tutulabilinir ama aşılması gereken daha bir çok sorun çıkar karşılarına...Bu yüzden üniversite kazanan gençler hayata en azından dört yıl daha geç başlayacaklardır ve şanslı sayılırlar.Ancak okul bitirilince onlarıda aynı sorunlar beklemektedir...Peki başka yerlerde bu sorun yaşanmazmı?Yaşanır tabiki anadolunun her şehrinde her ilçesinde her köyünde aynı sorunlar yaşanır, çünkü köyde yada ilçede ekmek kalmamıştır ve gençler kendilerini kurtarmak için büyük şehirlere gitmek zorundadır.Şansı olanlar kısa sürede adapte olup hayatını düzene koymaya başlar ama bir çok genç fazla şanslı değildir.Geri gelince yapabileceği bir iş olmadığından ne yapacağını şaşırmış bir halde çaresiz zaman geçirirler orada burada...Gençlerin çoğu kahve köşelerinde sigara dumanı altında vakit geçirirken, kimisi iddea kuponu yapmakla geçirmekte vaktini.Genç kızlar evde oturup vakit geçirebilselerde erkek çocuklarının işsizlik sorunu aileyi en çok üzen dert halini almaktadır.Ama maalesef Bozkır’ımızda çok fazla iş imkanı bulunmamakta...
Biz Bozkır’lıların dinlemekten bıktığı bir masal vardır daha önce yazmıştım; falanca iş adamı beşyüz kişilik fabrika açacakmış, atölye açacakmış... Hep dinleriz bu masalı inanmasakta hep dinleriz...Belki bu defa doğrudur diye umutlanırız,umutlanırız çünkü gençlerimizi dışarılara göndermekten yoruldu analar..Gurbet Bozkır’lının kaderi olmuş adeta hangi ile gitseniz, hangi ilçeye gitseniz mutlaka bir hemşehrinizle karşılaşırsınız.Mutlaka çocuk yaşta gitmiştir buralardan “bir gün dönerim” diye gidenler kendi çocukları olunca aynı sıkıntıları yaşamamak için dönmezler Bozkıra ve biz Bozkır’dakilerde göç oranlarımızı hesaplamakla uğraşırız... Anadolu’da bu böyledir dedik ama her yer Bozkır kadar sahipsiz değildir.Önce Bozkır’ın çıkarlarını koruyan insanlar çok azdır. Ortak bir noktada buluşup sağlam adımlar atmak yerine birbirimizin kuyusunu kazmaya çalışırız.İyi şeyler yapmaya çalışan insanlar için “mutlaka bir çıkarı vardır, değilse yapmazdı” diye eleştirmeye başlar, işin asıl amacını ve güzel tarafını görmeyiz.Ne zamanki işten adamı vazgeçirtiriz, ozamanda “ya ben demiştim” deyip kendimize haklılık payı çıkarırız.ama düşünmeyizki biz ne yaptık biz ne verdik ki ne istiyoruz.... ne kadar destek verdik,bunları hiç düşünmeyiz ama olan hep yeni nesillere olur.artık önce ben demekten vazgeçip biz demeye başlamanın zamanı geldide geçiyor bile...
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.