Recent Comments

Bozkırlı Bir Arkadaşla İstanbulda Yaşadıklarım.

BOZKIRLI ARKADAŞIMLA YAŞADIĞIM BİR İSTANBUL ANISI
Sene 1968 istanbul küçük pazarda üç katlı bir evde sanırım 15 kadar gurbetçi ikamet ediyoruz hepimiz ayni köylü olmamıza karşılık içimizde biri var ki o bozkırlı,
Güzel cümbüş çalar bazı işten erken geldiğimizde bizlere köy ve memleket hasretini giderecek havaları çalar bizim hüzün ve üzüntülerimizi dağıtır bu değerli ağabeyimiz. Gündüzleri hazır elbise ve işportacılık yapar emin önü yeni caminin civarlarında akşam olunca bozkır ekibi olarak düğünlere ve eğlence yerlerine giderler insanları eğlendirirler ve rızklarını temin için çaba harcarlar. Kim öyle değil ki hepimiz ayniyiz ana yok baba yok avrat yok evlat yok benim zaten hiç hanım falan yok bekârım ama onların hepsinin köyünde bir hanımı ve birkaç tane çocukları var. Çalışıp para kazanıp onlara göndermek için gecelerini gündüzlerine katar herkes haramdan kaçar. Yalandan kaçar huysuzluktan soysuzluktan kaçar. Hepside tertemiz birer ana dolu çocuğu saf ve temiz insanlar o galata kulesinde o çılgınca eğlenilen eğlence yerlerinde bazen barlarda bile saatlik program yaparlar oradaki oryantallerin ve niyeti değişik afiştelerin tüm ısrarlarına rağmen ne ağızlarına bir yudum içki nede bir başka hanımın topuğuna daha bakmazlar.
Böyle günler geçerken bir gün öğleden sonra işimi bitirip ikamet ettiğimiz küçük pazardaki evimize geldim bozkır dereli ağabeyim evde başını ellerinin arasına almış hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
Bizim Anadolu uşağı öyle kolay kolay ağlamaz dayak yemek aç kalmak falan onu ağlatmaz ne ağlatır? Belki bir iftira belki bir yanlış ifade olabilir. Hemen çekinerek saygımdan hem de üzüntü ile derdini sordum. Dur ağam az kendime geleyim de sana durumu anlatayım dedi o kendisine gelip bir sakal traşı oluncaya kadar bende bir çay koydum gaz ocağına. O bozkır ekibi olarak çalışan o yıllarda başaran dayı kemancı Hızır Arlı cümbüşte diğerlerini bilmem ama hızır abi dereli idi. çolak Hasan darbukacı  kör Durmuş diye adlandırdıkları oyuncu idi bunlar hep şakalaştıkları arkadaşları (diğerlerinin ismini hatırlayamadım) ile hep tanışırız onlar dünde birkaç programlara çıkarlar düğünlere giderler en ekstrasıda beyoğlunda galata kulesindeki programları idi. Yani o yılların İstanbul unda bir arkadaştan ziyade kardeş gibiydik birbirimize öyle sahip çıkardık Konya uşağı bozkır uşağı birbirimiz için ölüme kadar giderdik ve her derdimizi de paylaşır ve rahatlardık.
Nihayet çayı demledim oda işini bitirdi geldi yanıma. Tabi o benden belki on yaş büyüktü. Otur yanıma ağam dedi. Oturdum, başladı anlatmaya benim kız kardeşimin çocuğu olmuyordu benimde beş tane çocuğum vardı Allah a şükür kız kardeşim benden son doğan çocuğumu istedi eniştemle beraber bende onları üzmemek için çocuğu onlara verdim. Şimdi çocuk büyüdü ve aklı başına geldi.
O eniştem zengin İstanbul da işleri yolunda bu verdiğim çocuk bir akrabamızdan onların öz çocuğu değil de benim çocuğum olduğunu duymuş.
Eeee olabilir abi ne var bunda dedim. Öyle bir of çektiki, Ne yok ki ağam neler yok ki dedi.ve anlatmaya başladı gözleri doluyordu.
Çocuk bugün benim yanıma geldi babalığı yani eniştem ile ve bana ulen diyerek başlayıp ismimi söyledi. Senin kaç çocuğun var dedi? Bana büyük bir adam edasıyla sordu. Bende dört tane dedim.
Keşke benimle beş olsaydı da onlar açlıktan ölürse bende ben de onlar ile ölseydim sen hiç iyi bir baba filan değilsin olamazsında. Seni hiç sevmiyorum ölünceye kadarda sevmeyeceğim dedi.. Ağam düşüne biliyormusun? Ağam yarın öbürgün inşallah evleneceksin. (Ben o yıllarda daha bekardım? Şunu bir abi nasihati olarak kabul et ki isterse 50 tane çocuğun olsun tırnağını bile kimseye verme isterse kardeşin isterse baban olsun. çocuğumun bu sözü benim ciğerime bir ok gibi saplandı ve ciğerimde mezara kadar gidecek ağam dedi. Ve günlerce göz yaşı döküp ağladı İstanbul u terk etti. Sonra yine köyde tutunamadı tekrar İstanbula geldi isportacılık yapıyordu bilmem sağmı ödlümü sağ ise hayırlı sıhhatli ömür öldü ise cenabı Allah taksiratını af etsin kabri cennet olsun ve Allah cümlemize çoluk çocuğumuzun acılarını göstermesin saygılarımla. İsim vermek işime gelmedi. İsmi bende gizli kalsın özür dilerim. Saygılarımla İSMAİL DETSELİ ŞAİR VE YAZAR
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.