Güneşin doğuşu bile Bozkır’da farklıdır
Dağında, taşında koca bir tarih saklıdır
Her sene, her mevsim ve senenin her bir ayı
Şevk ve edayla süzülür şu Çarşamba çayı
Tüm ahengiyle görünür doğanın deseni
Dağlar bile kaçmasın diye hapsetmiş seni
Bozkır’ı gören kendini cennette sanıyor
Geç gördüm bu diyarı diyerekten yanıyor
Ben senin bir eşinim, sende benim bir eşim
Karanlık dünyama doğan mutluluk güneşim
Seni görüp de senden kopmak mümkün mü söyle?
Bu bağlayıcı büyün nereden gelir böyle?
Yeter artık, yeter bana çektirdiğin cefa
Hasretin bende ne mutluluk koydu, ne sefa
Seni görmek, sende ağlamak ve sende gülmek
Sende yaşamak, sende yaşlanmak, sende ölmek
İşte budur benim bu dünyadaki emelim
Senle yoğrulmuş ve seninle pişmiş amelim
Dağında, taşında koca bir tarih saklıdır
Her sene, her mevsim ve senenin her bir ayı
Şevk ve edayla süzülür şu Çarşamba çayı
Tüm ahengiyle görünür doğanın deseni
Dağlar bile kaçmasın diye hapsetmiş seni
Bozkır’ı gören kendini cennette sanıyor
Geç gördüm bu diyarı diyerekten yanıyor
Ben senin bir eşinim, sende benim bir eşim
Karanlık dünyama doğan mutluluk güneşim
Seni görüp de senden kopmak mümkün mü söyle?
Bu bağlayıcı büyün nereden gelir böyle?
Yeter artık, yeter bana çektirdiğin cefa
Hasretin bende ne mutluluk koydu, ne sefa
Seni görmek, sende ağlamak ve sende gülmek
Sende yaşamak, sende yaşlanmak, sende ölmek
İşte budur benim bu dünyadaki emelim
Senle yoğrulmuş ve seninle pişmiş amelim
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.