Okulumuzun bahçesinde öğrencilerden çok ağaç vardır ve her fırsatta öğrencilerime ağacın faydalarını nakletmekteyim. Bu yazımda her biri ayrı bir değer olan ağaçlarımızdan iki tanesinin hikâyesini anlatmak istiyorum.
Sözünü ettiğim bu ağaçlar dikilirken birbirine yakın dikilmiş adeta birbiriyle yarışmakta olan ceviz ve söğüt ağacıdır. Sürekli gözlem yapıyorum dikkatimi çekiyor; Ceviz, söğütten birkaç yıl sonra dikilmiş aradaki farkı kapatmaya çalışır gibi söğüt o kadar arsız ki devamlı cevizin alanına tecavüz edip üzerine çullanarak güneşle buluşmasını engellemektedir. Ceviz bu durumdan kurtulmak için çırpınmakta rahatsızlığını duruşuyla, yapraklarıyla velhasıl vücut diliyle anlatmaktadır. Bizim söğüt laftan anlamaz ki vücut dilinden anlasın onun için varsa da yoksa da kendisi, komşu hakkı falan gözetmez hakka hukuka da pek eyvallah etmez.
Bu vaziyet okul müdürümüzün de dikkatinden kaçmamış olmalı ki geçen hafta bir testere getirmiş bana da şöyle bir ricada bulundu:
—Hocam şu testereyi al boş vakitlerinde ağaçlarımıza güzel bir budak yaparsanız sevinirim! O da benim gibi Bozkırlıdır o sebepten bu tür işleri pek sever bazen beraber yaparız
Bu rica üzerine önce söğütlerin o etrafa taşan dallarını kesmekle başladım budağa; söğüt o kadar kızdı ki anlatamam sinirinden ağladı. Öğrencilerim bana; hocam söğüt ağacını doğradınız ama cevizden bir dal dahi kesmediniz torpil geçiyorsunuz? Neden? Diye laf atmaya dursun gerçekten söğütte dal bırakmamışım. Ceviz onun baskısından kurtulduğuna sevinmiş olmalı ki çaktırmadan elinde avucunda ne kadar meyvesi varsa bize ikram etti.
Söğüt dallarıyla yaptığı haksızlık yetmezmiş gibi kökleri de boş durmaz su konusunda onların istihkakına ayrılmış suyun yüzde doksanını söğüt ağacı içmekte cevize ancak can suyu kalmaktadır. Söğüt su içerken gösterdiği gayreti karşın çok cimridir hasat zamanında o ortaya hiç bir şey koymaz ondan anca düdük yapılır artık o düdükleri de bizim çocuklar öttürmez. Mobilyası, kerestesi de olmaz yaksan adam gibi ısıtmaz velhasıl bol bol duman çıkarır.
Ceviz ağacının eli açıktır. Ondan öyle güzel meyveler dökülür ki birçok derde deva, yemeye doyum olmaz. Ona tekme atarsın o sana ceviz ikram eder, taş atarsın ikram, rüzgâr eser ikram, değnekle vursun o yine ikramını eksik etmez onun eli açıktır.
Söğüt, cevize yakın komşu ama insan ağırlamakta çok uzak… Ceviz, yaprağını kızlarımızın narin ellerine kına, gövdesini de sevgi, aşk ve göz nuru ile nakşettikleri cehizlerine sandık yaparak ömür boyu bağrında sımsıcak muhafaza eder bedelsizce…
Söğüt ağacını kesince tahtasında fesat boşlukları, cevizde ise kıvrım kıvrım desenler şekiller ortaya çıkar. Söğüt her türlü haşaratı koruyup kollar onlarla çok içli dışlıdır fakat ceviz asildir ite kopuğa fazla yüz vermez ki ona sokulamazlar.
Cevize olan sevgimi Bozkır End. Mes. Lisesi Ağaç İşleri Öğretmenimiz Kadir Hakyemez’e borçluyum. O eli öpülesi her zaman mobilya için cevizin çok değerli olduğunu anlatır dururdu. Bu sebepten okulumuzdaki ceviz ağacına bakınca hep onu hatırlıyorum.
Her sabah ceviz ağacının gölgesinde öğrencilerim Beden Eğitimi dersi için beklerler hepsin tarzı ayrı bazıları söğüt ağacı meşrepli bazıları da ceviz ağacı, bazıları gürgen kadar sert hani onların tek tip olmasını da istemiyorum ama cevizin güzelliklerini de anlatmaktan vazgeçemiyorum.
Söğüt ağacını çok hırpaladığımın farkındayım aslında ağaçların hepsi güzeldir ama siz yinede ceviz ağacı gibi olunuz.
Selam ve dua ile…
Sözünü ettiğim bu ağaçlar dikilirken birbirine yakın dikilmiş adeta birbiriyle yarışmakta olan ceviz ve söğüt ağacıdır. Sürekli gözlem yapıyorum dikkatimi çekiyor; Ceviz, söğütten birkaç yıl sonra dikilmiş aradaki farkı kapatmaya çalışır gibi söğüt o kadar arsız ki devamlı cevizin alanına tecavüz edip üzerine çullanarak güneşle buluşmasını engellemektedir. Ceviz bu durumdan kurtulmak için çırpınmakta rahatsızlığını duruşuyla, yapraklarıyla velhasıl vücut diliyle anlatmaktadır. Bizim söğüt laftan anlamaz ki vücut dilinden anlasın onun için varsa da yoksa da kendisi, komşu hakkı falan gözetmez hakka hukuka da pek eyvallah etmez.
Bu vaziyet okul müdürümüzün de dikkatinden kaçmamış olmalı ki geçen hafta bir testere getirmiş bana da şöyle bir ricada bulundu:
—Hocam şu testereyi al boş vakitlerinde ağaçlarımıza güzel bir budak yaparsanız sevinirim! O da benim gibi Bozkırlıdır o sebepten bu tür işleri pek sever bazen beraber yaparız
Bu rica üzerine önce söğütlerin o etrafa taşan dallarını kesmekle başladım budağa; söğüt o kadar kızdı ki anlatamam sinirinden ağladı. Öğrencilerim bana; hocam söğüt ağacını doğradınız ama cevizden bir dal dahi kesmediniz torpil geçiyorsunuz? Neden? Diye laf atmaya dursun gerçekten söğütte dal bırakmamışım. Ceviz onun baskısından kurtulduğuna sevinmiş olmalı ki çaktırmadan elinde avucunda ne kadar meyvesi varsa bize ikram etti.
Söğüt dallarıyla yaptığı haksızlık yetmezmiş gibi kökleri de boş durmaz su konusunda onların istihkakına ayrılmış suyun yüzde doksanını söğüt ağacı içmekte cevize ancak can suyu kalmaktadır. Söğüt su içerken gösterdiği gayreti karşın çok cimridir hasat zamanında o ortaya hiç bir şey koymaz ondan anca düdük yapılır artık o düdükleri de bizim çocuklar öttürmez. Mobilyası, kerestesi de olmaz yaksan adam gibi ısıtmaz velhasıl bol bol duman çıkarır.
Ceviz ağacının eli açıktır. Ondan öyle güzel meyveler dökülür ki birçok derde deva, yemeye doyum olmaz. Ona tekme atarsın o sana ceviz ikram eder, taş atarsın ikram, rüzgâr eser ikram, değnekle vursun o yine ikramını eksik etmez onun eli açıktır.
Söğüt, cevize yakın komşu ama insan ağırlamakta çok uzak… Ceviz, yaprağını kızlarımızın narin ellerine kına, gövdesini de sevgi, aşk ve göz nuru ile nakşettikleri cehizlerine sandık yaparak ömür boyu bağrında sımsıcak muhafaza eder bedelsizce…
Söğüt ağacını kesince tahtasında fesat boşlukları, cevizde ise kıvrım kıvrım desenler şekiller ortaya çıkar. Söğüt her türlü haşaratı koruyup kollar onlarla çok içli dışlıdır fakat ceviz asildir ite kopuğa fazla yüz vermez ki ona sokulamazlar.
Cevize olan sevgimi Bozkır End. Mes. Lisesi Ağaç İşleri Öğretmenimiz Kadir Hakyemez’e borçluyum. O eli öpülesi her zaman mobilya için cevizin çok değerli olduğunu anlatır dururdu. Bu sebepten okulumuzdaki ceviz ağacına bakınca hep onu hatırlıyorum.
Her sabah ceviz ağacının gölgesinde öğrencilerim Beden Eğitimi dersi için beklerler hepsin tarzı ayrı bazıları söğüt ağacı meşrepli bazıları da ceviz ağacı, bazıları gürgen kadar sert hani onların tek tip olmasını da istemiyorum ama cevizin güzelliklerini de anlatmaktan vazgeçemiyorum.
Söğüt ağacını çok hırpaladığımın farkındayım aslında ağaçların hepsi güzeldir ama siz yinede ceviz ağacı gibi olunuz.
Selam ve dua ile…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.