Recent Comments

Cihanı Titreten Pehlivanlar!

Güreş bizim Ata sporumuz olup, Milletimiz bu dalda tarihe mal olmuş pek çok büyük pehlivan yetiştirmiştir. İşte bu günkü yazımda sizlere iki büyük pehlivandan bahsetmek istiyorum.

Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Osmanlı Devletinin son döneminde yaşamış ve zamanında er meydanlarında yenilmeden Cihan Şampiyonu olmuştur. Yine bir seferinde Londra’da Cihan şampiyonu olur ve sonrasında bir gösteri müsabakası tertip edilir. Rakip ev sahibi İngilizlerdendir Karşı taraf maçı Kurtdereli’nin kazanacağına kesin gözle baktığı için kendi ülkesinde yenilerek itibar kaybetmek istemez bu sebepten Kurtdereli’nin mahiyetine verilen doktoru vasıtasıyla bir kese altın karşılığında berabere kalma teklifi yaparlar. Kurtdereli Mehmet doktorunun bu teklifine çok kızar ve şu tarihi cevabı verir.
—“Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm.”
Maça da bu karalılıkla çıkan Pehlivan daha ilk hamlede rakibinin yere çalar İngiliz hastanelik olur ve ömür boyu bir daha güreşemez.

Bir süre sonra Cihan Savaşı, İstiklal Savaşı derken Yunan denize dökülmüş ancak Yunanlılar Balıkesir’i işgali sırasında Kurtdereli Mehmet’i evini de yakıp yıkmıştır. Kurtdereli Mehmet köyüne döner virane arasında yoksul bir ömrü sürmektedir.
Bir gün bir ağanın İznik tarafında yağlı güreş tertip ediğini duyar içindeki sönmeyen güreş aşkıyla ihtiyar haline rağmen aç sefil tam iki gün yol yürüyen Kurtdereli Mehmet er meydanında pehlivan izlemeye gider. Ağa herkese yemek ikram eder. O da bir kenarda karnını doyurup müsabakaları izlerken hatırı sayılır ağalardan biri Kurtdereli Mehmet’i tanır. Onun haline çok üzülür 3 Reşat altını ve yiyecek ikram ederek taltif eder.
Kurtdereli yaya olarak tekrar Balıkesir’e dönerken bir düğüne konuk olur orada güreş tutuşan pehlivanlara ağanın verdiği altınları ödül olarak verir ve memlekete yine aç sefil bir şekilde döner. O eski parlak günlerin ardından yoksul ve sefil ölümü bekleyen Pehlivan’ın bir sabah harabe evine komşuların şaşkın bakışları arasında bir asker gelir. Kurtdereli Mehmet’i sorar ve ona:
—“Yarın Valisi Bey makamında sizi bekliyor geliniz” der
İkinci gün Vali Bey onu ta kapıda karşılamış O ise kıyafetlerinin pejmürde oluşuna utanıp sıkılmış vaziyette Veli Beyi dinler:
—“Pehlivan Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Ankara’da büyük bir güreş tertip etmiş ve hakem heyetinin başı olarak da sizi emretmiş?” der.
Pehlivan bu emri gözyaşları içinde başını sallayarak kabul etmiş fakat Ankara’ya gidecek ne parası nede düzgün bir kıyafeti vardır durumunu anlatır Vali Bey bütün ihtiyacını karşılayarak trene bindirip yolcu eder.
O büyük cüsseli ve alçak gönüllü adamı Ankara’da iki kişi karşılar. Birisi zamanın Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı Başkanı, (Bu günkü Gençlik Spor Genel Müdürü) diğeri ise Güreş Federasyonu Başkanıdır.
Güreş turnuvası öncesi bu organizasyon şerefine kokteylde düzenlenmektedir tam bu sırada tüm misafirlerin huzurunda Atatürk’ün emir subayı Kurtdereli’ye bir zarf uzatarak şöyle seslenir:
“Pehlivan Paşa Hazretlerinin selamı var ve bu mektup sizedir. Dahası dışarıda da size gelen emanetleriniz de var alırsınız” der
Mektupta şöyle yazmaktadır.
Kurtdereli Mehmet Pehlivan’a,
Seni cihanda büyük ün almış bir Türk pehlivanı olarak tanıdım. Parlak muvaffakiyetinin sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim. “Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm.”
Bu dediğini, en az yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü, Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla, senden ve sözlerinden ne kadar memnun olduğumu anlarsın.
Çoluk çocuğun için sana ufak bir armağan gönderiyorum. O bu mektubumla beraberdir.
Pehlivan ömrünün tam sağlıklı ve uzun sürmesini dilerim.
Ankara 21.11.193l"
Mustafa Kemal ATATÜRK
Büyük Pehlivan mektubu okurken gözyaşlarına boğulur, hediyeleri ve1000 liralık Atatürk’ün resmi ve imzası olan İş Bankası çeki ile Balıkesir’e döner (Bu para Atatürk’ün maaşından kesilmiştir). Zaman gelip paraya sıkışınca çeki bankaya götürür ve kendisine 1000 lirayı öderler. Bu günkü değerle çok paradır. Parayı alır ama Pehlivan banka memurunun karşısında hala beklemektedir.
—“Ne bekliyorsun pehlivan?" diye sorarlar.
Çeki beklediğini söyler.
—“Parayı aldın, çek bizde kalacak" derler.
Bu defa
—“O zaman alın 1000 liranızı, verin çekimi Onda Atatürk'ümün resmi ve imzası var." der ve parayı iade edip çeki sevgiyle cebine yerleştirerek gider…
76 Yıl önce yazılan mektubu ve olayı siz okuyucularımla paylaşmaktan onur duyuyor ve soruyorum: Ya bu günküler? Ya bizler? Hangi yaptığımız işlerde arkamızda Büyük Türk Milleti’nin olduğunu hissederiz?
Selam ve dua ile….
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.