İDARECİDE OLMASI GEREKEN VASIFLAR !!!
Âlimler buyurdu ki;
İyilik, sevgi kazandırır. Kötülük, düşmanlığa sebep olur. Münakaşa etmek, düşman kazandırır. Uymak, itaat etmek, dostluk meydana getirir. Doğruluk, itimat kazandırır. Emanete riayet, kalp huzuru meydana getirir. Adaletli olmak, kalpleri toparlar ve sevgi doldurur. Zulüm, parçalanmaya, bölünmeye götürür. Güzel ahlak, muhabbete, kötü ahlak, insanların uzaklaşmasına sebep olur. İyilik ve cömertlik, dostluğa, cimrilik, yalnızlığa götürür. Kibirlilik, hiddet, tevazu yükseklik kazandırır. Cömert olmakla kişi övülür. Cimrilik, kötülenmeye götürür. Gevşeklik, zayi olmaya, ciddiyet, işlerin düzenli yürümesine götürür. Aldanmak ve gaflet, pişmanlık sebebidir. Sağlam tedbir almak, ele geçen nimetin devamına sebeptir. Acele etmeksizin istenen şeyler, kolay ele geçer. Konuşmayıp susmakla, heybet husule gelir. Faydalı olmayanı terk etmek ile fazilet kazanılır.
Her şeyin sonuna bakarak iş görmek, kurtuluştur. Yumuşak olmayan, pişmanlık çeker. Sabreden kazanır. Susan selamet bulur. Korkan çekinir. İbret alan, ileri görüşlü olur. İleriyi gören, anlayışlı olur. Anlayan, bilir. Kendi arzu ve isteklerine uyan, sapıtır. Pişmanlık, acele ile beraberdir. Selamet, teenni ile beraberdir. İyilik eken, neşe ve sevinç biçer. Akıllı kişi ile arkadaşlık eden saadete kavuşur. Cahilin arkadaşı yorulur. Bilmiyorsan sor. Soran kurtulur. Yanıldığında, ondan dön. Kötülük yapınca, pişmanlık duy. Bir şey verince bol ver ki, iyiliğin bol olsun. Çalışmak, muvaffakiyetin sebebidir. Çalışmakla, başarıya kavuşulur. Kanaat eden doyar, sükût eden, selamete kavuşur, kenara çekilen, kurtuluşa erer, Kur’an-ı kerimin Âl-i İmran süresi101’ inci ayetinde mealen buyruluyor ki;(Allah’ın dinine sımsıkı tutunan, muhakkak doğru yola girmiştir.)
Yumuşaklık şeref, sabır zaferdir. İyilikler hazine, cehalet aşağılıktır. Bütün hikmet sahipleri buyurdu ki: Gücünün yetmeyeceği şeyi yüklenme, sana fayda vermeyen işi yapma, hanımınla gururlanma, malın çok olsa da ona güvenme!
Hazret-i Ömer, idaresi altında olanların hallerini yakından bilirdi. Adalet ile iş görürdü. Kibirli değildi. Özür dileyenin özrünü kabul ederdi. Ayıplarını örter idi. Her bakımdan emin idi. Doğruyu, hakkı ortaya çıkarmak için çalışırdı. Hangi durumda olursa olsun, kuvvetli karşısında zayıfı korur, himaye ederdi.
Devlet adamlarının kuvvetli olması;
Sultanın birisi, âlim bir zata sordu:
— Sultanı kuvvetli ve üstün yapan şey nedir?
— Âlim zat buyurdu ki:
— Kendisine itaat edilmesi...
—İtaatin esası nedir?
—Sultanın, emrini gözetip çalışan yardımcılarına iyilik ve sevgi göstermesi ve halkına adaletle muamele etmesidir.
— Doğru söyledin, emanet itaatin kalesidir. İtaat etmek de milletin süsü ve ziynetidir. Sultana itaat dört şekilde olur. Ona düşkün olmak, onu sevmek, ondan korkmak, ona baş eğmek.
Halkın devlet başkanına itaati lazımdır. Devlet başkanına itaat etmekte, Allah’ ü teâlâdan korkmak lazımdır. Devlet başkanı da, Allah’ ü teâlâya itaat etmelidir. Adaletli olsun olmasın, devlet başkanına tazim ve hürmet, Allah’ ü teâlâya tazimdendir. İtaat ile birlik husule gelir, Müslümanların işleri düzenli ve tertipli hale getirilir.
İtaat etmeyip isyan etmek, devletin temelini yıkmak olur. İnsanlara lazım olan, devlet başkanına itaattir. Çünkü dinin ve halkın salahı, ancak devlet başkanına itaatle olur. Mal, mülk ve namusun muhafazası, ancak devlet başkanına itaatle mümkündür. İtaat etmede sayısız menfaatler vardır. Selamet ve saadet ondadır. En sağlam yol itaat etme yolu olup, milletin bekası, rahatı ve huzuru ondadır. Çünkü itaatle, bütün fitnelerden ve fesatlardan korunmuş olur.
Allah’ ü teâlâ kendisine itaatle, Resulüne itaati bir tuttu. Kur’an-ı kerimde, Nisa suresinin 59. Ayeti kerimesinde mealen; (Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan ülülemre “idarecilere” de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, Allah’a ve ahrete gerçekten inanıyorsanız, onu Allah’a ve Resule götürün “ müctehid âlimler Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere göre halletsin” ; bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir) buyruldu.
İtaat etmeyen, nimete şükretmemiş demektir. İdareciler olmasaydı, halk felakete düşüp helak olurdu.
“Yarabbi bizlere de almış olduğumuz sorumluluklarımızda yukarıda belirtilen güzel vasıflar nasip eyle, alacağımız kararlarda nefsimize hizmet ettirme bizleri yolundan ayırma AMİN.”
Başka konularda görüşmek üzere Allaha emanet Olun.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.