3 Ağustos 2008 Pazar günü, Bozkır’ın Yolören (Fart) Köylüleri büyük sevgi ve şükran duygusu besledikleri Pehlivan dayılarını merhum (Mustafa Durna)’yı çevre ilçe ve illerdeki misafirleriyle birlikte köy camiinde hayrına okunan mevlit ve köy meydanında verilen hayır yemeğiyle andılar.
Pehlivan dayının oğlu Ali Rıza Durna ve Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini bu yıl bitiren torunu Mustafa Durna’nın merhumun anısına verdikleri Bozkır ve çevresinin geleneksel (etli pilavı) hayır yemeğinde dayıyı uzaktan yakından tanıyan dostlarıyla hısım ve akrabaları bir aradaydılar.
Bozkır’ın tüm çevre kasaba ve köylerinde insanlar vefat eden akraba ve yakınlarının ardından bir süre sonra merhum veya merhumenin anısına köy veya kasaba camiinde mevlit okutularak şerbet veya şeker lokum ikram ederler. Bir hafta öncesinden hanımlar eş ve dostlarının yardımlarıyla yufka açarlar, davarlar kesilir. Buğdaylar ayıklanıp, kazanlarda kaynatılır. Sonra bulgur makinelerinden geçirtilerek bulgura dönüştürülür. Has ve halis tereyağlar yine köy ve yaylalardan temin edilir. Mevsimine göre tatlılar ve meyveler yapılır, alınır. Tüm bu hazırlıklar tamamlandıktan sonra davet günü meydanlarda ocaklar yakılır, kazanlar kurulur, pilav yapacak ekip içinde iş taksimi yapılır. Köyde etli pilav yapımındaki usta ehil bir iki kişi kazanların başına geçer ve etli pilav hazırlanır. Merhum veya merhumenin anısına hazırlanan bu hayır davetine katılan köy halkıyla birlikte dışarıdan gelen akraba ve misafirlere yer sofraları kurulur. Davetlilere siniler içinde etli pilav ikram edilir. Hayır davetine katılamayan köy halkının ise evlerine etli pilav sinilerle götürülerek ikramda bulunulur.
İnsanların bir süre önce kaybettikleri yakınlarını, analarını, babalarını, eşlerini tüm köy halkıyla eş ve dostlarıyla ayrıca uzaklardaki akraba ve yakınlarıyla bir arada anıyor olmaları, imrenilmesi gereken harika bir gelenektir. Bu insancıl alışkanlığın unutulmadan köylerimizde sürdürülmesini dileriz. İnsanlar böyle bir ortamda daha duygusal olarak birbirine yaklaşıyorlar. Husumet, kin ve nefret gibi mefhumlara böylesi ortamlarda yer yoktur. Bugünkü internet dünyasının, cep telefonu ortamının insan ilişkilerinde yüz yüze bir arada olma alışkanlığını yok etmeye yüz tuttuğu günümüzde böylesi güzelliklere çok, çok ihtiyacımız olduğuna inananlardanım.
Pehlivan dayıyla tanışma fırsatım olmamakla beraber yaşantısındaki ilginç anılarını eş ve dostlarından çok dinlemişimdir. 1950’li yılların başlarında dayı; genç, yakışıklı, babayiğit olduğu kadar kabına sığmayan hırçın bir delikanlıdır. O tarihlerde eşimin Ankara, Yeni Mahalle, Oğuzlar Sokaktaki ailesine, Konya’dan misafir olarak gelir. Eşimin ailesi Mehmet Emin amca ve Havva abla ile de dolaylı hısımlıkları vardır. O zamanki delikanlı Mustafa Durna’nın Ankara Demir Spor Kulübüne güreşçi olarak katılma arzusu vardır. O yıllarda köy meydanlarında, yaylalarda yağlı güreşler yapmış, rakiplerine ter döktürmüş, dereceler, birincilikler almış. Güreş konusundan kendine öz güveni tamdır. Güreşte ilerlere gitmek milli olmak arzusu vardır. Ayrıca Konya’da spor kulüplerinin birinde bir yıl kadar güreşmiş. Fakat babasının ısrarı üzerine memleketinde güreşi bırakmak zorunda kalmış. İşte böylece güreş sporunu devam ettirme çaresini Ankara’da aramış. Köylüsü ve hısımı olan Yeni Mahalledeki Mehmet Emin amcada kendisini güreşe teşvik edenlerdendir. Ankara’da Demir Spor Kulübüne gitmesini önerir. Delikanlının Ankara’da devamlı kalıp kalamayacağı konusu kafasını karıştırmış olacak ki Demir Spor Kulübünün adresini sorduğu kimsenin kulüpten para vermezler Ankara’da nasıl geçineceksin sözü üzerine hevesi kırılır. Mehmet Emin amcanın, tüm ısrarlarına rağmen köyüne dönmeye karar verir. Böylece babasının da bir süre önce güreşçi olmasına karşı düşüncesine uymanın huzuru içinde hayallerine firen koyan yakışıklı babayiğit delikanlı Bozkır’a köyüne döner.
Atak ve hırçın mizacıyla güreş minderlerinde fırtınalar estirmesi beklenen gerçek bir güreşçiden Fartlılar böylece mahrum kalırlar. Ancak yıllar içinde yüreklerinde taht kuran fakirin, düşkünün, zayıfın yanında olan yardımsever gözü pek, köylüsüne kol kanat geren ünü Bozkır ve Konya’nın dışına taşan Pehlivan dayı adıyla ünlenen Mustafa Durna ile Fart köylüleri gurur duymaktadırlar. Ayrıca onun köylerine kazandırdığı içme suyunu her yudumlayışlarında, evlerinde her kullandıklarında Pehlivan dayılarını rahmetle anmaktadırlar. Sıcak yaz günlerinde Bozkır’ın bazı köylerinin içme suyundan mahrum olduklarını içleri sızlayarak gördüklerinde pehlivan dayılarının kendilerine hatıra bıraktığı içme suyunun ne kadar büyük bir nimet olduğunu görüyorlar. Şimdilerde ise Pehlivan dayının eksikliğini köye ve köylüye maddi, manevi desteğiyle oğlu Ali Rıza Durna, babasının anısına devam ettirmektedir. Fart köylüleri adına yolu açık olsun, diyoruz.
(Ankaralı Ali ERZİNCAN)
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.