Gurbetçiliğimiz yüzünden, “Bozkır” ve “Bozkırlı” üzerine düşüncelerimi açıklarken bazı kuşkularım oluyor.
“Bozkırlı” acaba bizlerin zamanındaki gibi mi?
“Bozkırlı” kültürel ve sosyal“mutasyona” mı uğradı yoksa?..
Bizi yetiştiren “Bozkır” ile günümüz insanını oluşturan “Bozkır”ın bu farklılıklardaki katkısı ne?
“Bizim Bozkırımızda” bizler, gülerken öğrenir, oynarken gelişir, acıları ve sıkıntıları üleşirken kaynaşır, üzülürken, sabrederken olgunlaşırdık.
“Bizim Bozkırımızda” kadınlar acıya ve zorluklara karşı kora kor, göze göz, dişe diş savaşırdı.
Onlar savaşmayı bilirlerdi.
Onlar mücadeleleri sırasında mola verir, kimi tef, kimi ud, kimi keman, kimi kaşık çalar, hiçbir enstrüman yoksa çay tepsisiyle tempo yapar, türküler söyler oynar eğlenirlerdi.
Onların çoğu enstrüman çalmayı çocukluklarında öğrenirdi.
..Ve onlar eğlenmeyi bilirlerdi.
Çocukları hepsi salyasıyla sümüğüyle sever, korurdu. Her çocuk her kadını yakın akrabası sanırdı.
Çocukların nasıl sevileceğini ve sevginin nasıl gösterileceğini iyi bilirdi onlar…
Onlar aşk, sevgi, doğurma, koruma, kollama, üretme, besleme, eğlenme ve yardımlaşma için yaratıldıklarına inanırdı.
Onlar yaradılış nedenlerini içselleştirir ve doğal görevlerini aksatmazdı hiç…
Bizleri “onlar” doğurdu, “onların” sevgisiyle büyüdük, onların duasını aldık.
Laf arasında az da dayaklarını yemedik onların elleri nurlansın…
Zorluklarla inatlaşmayı, dayanışma ve paylaşmayı, sevmeyi, eğlenmeyi, sabrı “onlardan” öğrendik.
“Onların” yüzünü kara çıkarmamaya, sevgilerine layık olmaya ve onları ömürlerinin sonbaharında rahat ettirmeye özen gösterdik.
Hayat mücadelemizde en etkin dürtülerimiz oldu “onlar”…
* * *
Günümüzde “Bozkır Kadını” nasıl biri?
Bilmiyorum.
Anaları gibi, nineleri gibi değilse yandı gülüm keten helva…
Eğer bir de bizim Mersin’deki gibilerse “yandı ha Bozkır yandı”…
İşin doğrusuna gelince;
Sevgili dostlar, kadını eğiten dünyayı eğitir.
Kimseye muhtaç olmak istemiyorsak öncelikle kadınımıza, kızımıza eğilmeliyiz.
Onların düşüncelerini almak, değerlendirmek hem onları onurlandırır, hem de yapılacak planlamalara “potansiyel” oluşturur.
Onları millet düşmanı, insanlık düşmanı televizyon dizilerinin karşısından söküp almak, günümüzde ancak parayı koklatmakla olur.
Toplumun düşünce üreten kanaat önderlerinin biraz kımıldaması ve projeler oluşturma çabası ilk ateşleme için yeter.
Baskı grupları halinde belediye ve kaymakamlığa tazyikte bulunmak ve inatla, ısrarla takipçisi olmak önemli.
“Türkün Türkten başka dostu yoktur” diye bir söz vardır ya; “Bozkırlının da Bozkırlıdan başka düşüneni yoktur” deyip işe girişmeli.
Ancak, “Bozkırı Bozkır yapan” değerlerini ve doğal yapısını koruyup geliştirmek önkoşuluyla hareket edilmeli.
Yoksa kim ne yapsın Bozkırı…
Sevgili hemşehrilerim (biraz politikacı gibi oldu ya);
Çocukların kişiliklerini, örnek aldığı tiplerden etkilenerek oluşturduğu bilinir. Çocuğun öncelikle anne ve babalarını örnek aldığı da bilinir.
Anne ve babasını güçsüz, aciz, sürekli yakınan ve ağlayan birileri olarak gören çocuk “siz” olsanız ne olurdunuz. Korkak, ürkek, içine kapanık, kendini yalnız, garip ve değersiz hisseden biri olur çıkarsınız. Dünyaya yanlışlıkla gelmiş bir yaratık olduğunuzu düşünürsünüz. Mücadele gücünüz yoktur. Çünkü gücünüzün farkında değilsiniz. Çünkü zamanında size öğretilmemiş. Çünkü zamanında uygulamalı örneğini görmemişsiniz.
Ağlamaktan başka bir şeyiniz yoktur. “Acıyan biri denk gelsin” diye beklersiniz.
“Ağlamak” öğrenilmez.
İnsan doğarken ağlar. Öğrendiği için mi ağlar?
Yapabilmek, becerikli olmak, gücünün farkına varmak ve onu kullanabilmek, “İmece”de olduğu gibi güçleri birleştirerek büyük enerjiye dönüştürmek “öğrenmekle” mümkündür.
Yani “eğitilmekle”…
Toplumun “kanaat önderleri” de o toplumun annesidir, babasıdır. O korkarsa toplum da korkar. O ağlarsa toplum da ağlar…
Kanaat önderi cesur ve bilgili olan toplumlar da önderleri gibi olmaya çalışır. Parçalı güçler birleşir, “büyük işler” yapacak “enerjiyi” oluşturur.
Aynı Mustafa Kemal Paşa ve Türk Milleti gibi…
Aynı 30 Ağustos 1922’de olduğu gibi…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.