Bu yazımda son günlerde sitemiz yazarlarından Muammer Tunahan'ın gündeme taşıdığı Bozkıra yapılan ihaneti gördüm isimli sunumun üzerinde duracağım.
Bozkır’a hizmet için yola çıktığını söyleyip Bozkır sevdalısı olduklarını iddia eden Bozkırlılar bir araya gelerek Konyada Bozkırlılar Derneği adı altında bir dernek kurmuşlar bu Dernek ideaya göre Bozkırın geleceğini ve bu gününü kurtarma amacıyla kurulmuş amenna bir diyeceğim yok.
Yalnız yazıma başlık yaptığım Sevdasını tanımayan sevdalılar derken kasatımı izah edeyim.
Efendim Bozkıra ve Bozkırlıya sosyalleşme ve dernekleşme girişimlerinde ön ayak olan ve Bozkırımızın vedaı iftarı eski Bozkır belediye başkanı sayın Lokman Ciğerci istanbulda emniyette görevli iken Bozkırlılar derneğinin her toplantısına katılır Bozkırlı hemşerilerimize fikirler verirdi. Ben o yıllarda 18 yaşlarındaydım hiç unutmam Bozkırlılar derneğinin bir iftar yemeğinde şöyle demişti. Bozkırlı her şeyin en iyisini bilir idare edecek şeye değil en iyi olana sahip olmak ister kolay kolayda bir şeyi Bozkırlıya beğendiremezsiniz onun için bu dernek te işi layıkıyla iyi yapan değil en iyi yapan yapmalı demişti ve kendinin kulak misafiri olduğu iki Bozkırlının şu diyaloğunu anlatmıştı
"İki tane Bozkırlı bir zengin ağanın düğününe katılır adam dört dörtlük düğün yapıp misafirlerini ağırlar düğün biter eve dönerlerken Bozkırlının biri diğerine emmioğlu adama helal olsun dört dörtlük düğün yapmış der diğer Bozkırlı; He Vallaha adamın düğününe diyecek yok iyi idi ama arvadını ….. Adamın pilavının tuzu gitti…"
Buradan yola çıkarsak söz konusu kitapta Sorkun Karcahisar ve Akseki sınırı diye yayımlanan sayfa başlığının ihanetle ifade edilmesinden rahasızılık duyan Bozkır Derneği yönetimi ve Hacer Karahan Bir cevap yazmış habere. Baktığımızda sayın Hacer hanımın yazısında sadece ihanetten dem vurmuş bu yanlış düzeltilecektir dememiş ve akla zarar şu ifadeye yer vermiş .
Evet Bozkır sevdalıyım demek yetmiyor Sayın Karahan bu araştırmayı kim yaparsa yapsın taraflı ve yanlış bir araştırmadır. Söz konusu mahkeme nerde dir acaba söylermisiniz. Bir yanlışa bir yanlış daha katıp gidiyorsunuz Sorkun ve Akseki ilçelerinin mahkeme olayı Dipsiz gölün sınırı için değil o bölgede Yörüklerin imar izni olmadan meralara kanunen yasak olduğu halde taş, beton vb kullanarak yaptıkları evlerin ve sülek teki güreş alanı için yapılan alanın yıkılması için mahkemeye gitmiştir. Abdurahman Keşir den önce belediye başkanı olan Ahmet Uyar döneminde yıkım kararı alınmış ancak yine aynı dönem ertelenmiştir şu anda da bu yıkımı sürüncemede bırakmak için Aksekililer bir yandan Bozkır mahkemesine dava açıp kaybedince yine aynı bölgede sınırı bulunan Ahırlı ilçesinin hududu diyerek oraya dava açmıştır mahkemelerin sürece malumunuz. Ama siz kaldı ki bu konu mahkemeliktir diyerek sevdanızı tanımadan sevdalı olduğunuzu maalesef ortaya koymuşsunuz. Konya’nın Bozkırın sınırı dipsiz göl ün kenarında uzayıp giden toros dağlarının balıksırtı noktasıdır Antalya tarafı Antlaya Gölden taraf ise Konya sınırıdır Bu nasıl sevdalılık.
Yine aynı olaya tepki gösteren Köylümüz Filiz Kılıncel Gölge etme diyerek aynı konuyu ele almış hatasız kul olur mu diyerek girmiş ama aynı kitabı ve dernek yönetimi ni hatasıyla kabullenip veryansın etmiş. Sayın Kılıncel de iyi bilir akrabaları dipsiz gölün etrafına göçer Yörüklerden akrabaları vardır o göl ve akrabaların yaşadı hudut Bozkır sınırıdır ancak buna rağmen söz konusu yazarı gölge etme diyerek kendisi yanlışa bile bile sahiplenmiş durumdadır. bu sahiplenmeyi ise Mustafa Yılmaz üzerenden yapmakta ve hocamıza saldıracağını biliyorduk diyor sayın Kılınçel Mustafa hocanın hedeflerinden rahatsız olanlar kimlerdir ve niye rahatsız olmaktalar? Ben sayın Mustafa Yılmazdan rahatsız olan kimseye ne rastladım ne duydum böyle bir durum varsa bizlerde bilelim. Gölge etme diyerek itelediğiniz insan da Bozkırın evladı sizde bede Mustafa hocada. Bozkırın komünisti bile Bozkıra ihanet etmez ama yanlışıda görmezden gelerek ve hatta o yalnışa yalnışlar katarakta Bozkırın geleceğini zora sokmaz.
Buradaki sorun yukarıdaki Sayın Lokman Ciğercinin tespit ettiği noktadır. Malesef Dernek yöneticilerimiz olsun veya üyelerimiz, yazarçizerlerimiz olsun Bozkırın sınırlarını ve sorunlarını bilmeden yorumlar yapıp kitaplar yazarsa ve bu durumun yanlışına yanlışlar katarak savursa en basit bir meselde bile pilavın tuzu gıt diyen Bozkır insanını tanıdığı ve onun sevdalısı olduğu söylenebilir mi?
Sevdalılar sevdasını tanıdığı gün Bozkır daha güzel daha zengin olacaktır diyorum….
Sırıstat Haber Merkezi: Ramazan Deniz
Bozkır’a hizmet için yola çıktığını söyleyip Bozkır sevdalısı olduklarını iddia eden Bozkırlılar bir araya gelerek Konyada Bozkırlılar Derneği adı altında bir dernek kurmuşlar bu Dernek ideaya göre Bozkırın geleceğini ve bu gününü kurtarma amacıyla kurulmuş amenna bir diyeceğim yok.
Yalnız yazıma başlık yaptığım Sevdasını tanımayan sevdalılar derken kasatımı izah edeyim.
Efendim Bozkıra ve Bozkırlıya sosyalleşme ve dernekleşme girişimlerinde ön ayak olan ve Bozkırımızın vedaı iftarı eski Bozkır belediye başkanı sayın Lokman Ciğerci istanbulda emniyette görevli iken Bozkırlılar derneğinin her toplantısına katılır Bozkırlı hemşerilerimize fikirler verirdi. Ben o yıllarda 18 yaşlarındaydım hiç unutmam Bozkırlılar derneğinin bir iftar yemeğinde şöyle demişti. Bozkırlı her şeyin en iyisini bilir idare edecek şeye değil en iyi olana sahip olmak ister kolay kolayda bir şeyi Bozkırlıya beğendiremezsiniz onun için bu dernek te işi layıkıyla iyi yapan değil en iyi yapan yapmalı demişti ve kendinin kulak misafiri olduğu iki Bozkırlının şu diyaloğunu anlatmıştı
"İki tane Bozkırlı bir zengin ağanın düğününe katılır adam dört dörtlük düğün yapıp misafirlerini ağırlar düğün biter eve dönerlerken Bozkırlının biri diğerine emmioğlu adama helal olsun dört dörtlük düğün yapmış der diğer Bozkırlı; He Vallaha adamın düğününe diyecek yok iyi idi ama arvadını ….. Adamın pilavının tuzu gitti…"
Buradan yola çıkarsak söz konusu kitapta Sorkun Karcahisar ve Akseki sınırı diye yayımlanan sayfa başlığının ihanetle ifade edilmesinden rahasızılık duyan Bozkır Derneği yönetimi ve Hacer Karahan Bir cevap yazmış habere. Baktığımızda sayın Hacer hanımın yazısında sadece ihanetten dem vurmuş bu yanlış düzeltilecektir dememiş ve akla zarar şu ifadeye yer vermiş .
Söz konusu kitabın 569-571 sayfalarında 13-14 Temmuz 2002 tarihinde Bozkır Belediyesi sponsorluğunda Arkeolog Eğitmen Dalıcı Coşkun Bilgi ile Arkeolog Rehber Dalıcı Oktay Dumankaya tarafından gerçekleştirilen DİPSİZ GÖL SUALTI ARAŞTIRMASI RAPORU'na yer verilmiştir. Araştırmayı gerçekleştiren Dalıcı Arkeologlar tarafından düzenlenen rapor aynen kitaba aktarılmıştır. “Konya İli Bozkır İlçesi ve Akseki Sınırları Yer Alan “Dipsiz Göl” ifadesinde ihanet hangi gözle, hangi pencereden bakarken görülmüştür. Kaldı ki konu Bozkır ve Akseki ilçeleri arasında mahkemeye taşınmış olup devam etmektedir.
Evet Bozkır sevdalıyım demek yetmiyor Sayın Karahan bu araştırmayı kim yaparsa yapsın taraflı ve yanlış bir araştırmadır. Söz konusu mahkeme nerde dir acaba söylermisiniz. Bir yanlışa bir yanlış daha katıp gidiyorsunuz Sorkun ve Akseki ilçelerinin mahkeme olayı Dipsiz gölün sınırı için değil o bölgede Yörüklerin imar izni olmadan meralara kanunen yasak olduğu halde taş, beton vb kullanarak yaptıkları evlerin ve sülek teki güreş alanı için yapılan alanın yıkılması için mahkemeye gitmiştir. Abdurahman Keşir den önce belediye başkanı olan Ahmet Uyar döneminde yıkım kararı alınmış ancak yine aynı dönem ertelenmiştir şu anda da bu yıkımı sürüncemede bırakmak için Aksekililer bir yandan Bozkır mahkemesine dava açıp kaybedince yine aynı bölgede sınırı bulunan Ahırlı ilçesinin hududu diyerek oraya dava açmıştır mahkemelerin sürece malumunuz. Ama siz kaldı ki bu konu mahkemeliktir diyerek sevdanızı tanımadan sevdalı olduğunuzu maalesef ortaya koymuşsunuz. Konya’nın Bozkırın sınırı dipsiz göl ün kenarında uzayıp giden toros dağlarının balıksırtı noktasıdır Antalya tarafı Antlaya Gölden taraf ise Konya sınırıdır Bu nasıl sevdalılık.
Yine aynı olaya tepki gösteren Köylümüz Filiz Kılıncel Gölge etme diyerek aynı konuyu ele almış hatasız kul olur mu diyerek girmiş ama aynı kitabı ve dernek yönetimi ni hatasıyla kabullenip veryansın etmiş. Sayın Kılıncel de iyi bilir akrabaları dipsiz gölün etrafına göçer Yörüklerden akrabaları vardır o göl ve akrabaların yaşadı hudut Bozkır sınırıdır ancak buna rağmen söz konusu yazarı gölge etme diyerek kendisi yanlışa bile bile sahiplenmiş durumdadır. bu sahiplenmeyi ise Mustafa Yılmaz üzerenden yapmakta ve hocamıza saldıracağını biliyorduk diyor sayın Kılınçel Mustafa hocanın hedeflerinden rahatsız olanlar kimlerdir ve niye rahatsız olmaktalar? Ben sayın Mustafa Yılmazdan rahatsız olan kimseye ne rastladım ne duydum böyle bir durum varsa bizlerde bilelim. Gölge etme diyerek itelediğiniz insan da Bozkırın evladı sizde bede Mustafa hocada. Bozkırın komünisti bile Bozkıra ihanet etmez ama yanlışıda görmezden gelerek ve hatta o yalnışa yalnışlar katarakta Bozkırın geleceğini zora sokmaz.
Buradaki sorun yukarıdaki Sayın Lokman Ciğercinin tespit ettiği noktadır. Malesef Dernek yöneticilerimiz olsun veya üyelerimiz, yazarçizerlerimiz olsun Bozkırın sınırlarını ve sorunlarını bilmeden yorumlar yapıp kitaplar yazarsa ve bu durumun yanlışına yanlışlar katarak savursa en basit bir meselde bile pilavın tuzu gıt diyen Bozkır insanını tanıdığı ve onun sevdalısı olduğu söylenebilir mi?
Sevdalılar sevdasını tanıdığı gün Bozkır daha güzel daha zengin olacaktır diyorum….
Sevda ise eğer adı bahçenin,
Sevenler olmasın yâdı bahçenin
Sevenler olmasın yâdı bahçenin
Sırıstat Haber Merkezi: Ramazan Deniz
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.