Bozkırımızda çok güzel bir deyimimiz, Ata sözümüz var derki :Yedikleri ağıl sekisi çığırdıkları İstanbul Türküsü bu söz son günlerde Bozkırın gündeminden düşmeyen susuz Çağlayan Gölet’ini 10 metre daha yükseltilip Sarı ot gölünden su pompalayarak göledi doldurma hayalleri kuranların durumunu en iyi anlatan tabiri caizse şıp oturan bir söz ancak bu yazımda ben Göl ve gölet üstünde Durmayacağım.
Pusulası şaşmış Bir yazar ağabeyimize yön tarif edeceğim Allah kimsenin pusulasını şaşırtmasın.
Bir önceki yazımda eski bir dernek başkanımızın Karaca Hisar köyü Aygır mevkisinden çıkıp Sorkun,Dere,Çağlayan,Bozkır,Pınarcık ve Fart sınırlarını aşıp APA barajına ulaşan Ulu çayın (Çarşamba çayı) Bahar aylarında taşkın sebebi ile bahçelere hasar verdiği ve bunun için ne gibi önlemler aldıklarını ve almayı düşündüklerini sormuştu .Bu soruyu sormasındaki sebep Dere Belediye Başkanı Mustafa Şahinin Bozkır Postasına verdiği demeç ve DSİ tarafından hazırlanan Sarı Ot Yaylası Sarı ot Gölündeki su haznesinin değil kum tanesinin bile alınamayacağını ifade eden rapor olmuştur.
Sayın eski Dernek başkanı bu yazı ve rapordan sonra kendi ifadesi ile hayal kırıklığına uğramıştır ve o öfke ile Allahın verdiği yağmur ve kar sularının neticesinde
Dere yatağının kabaramsı ile meydana gelen taşkınları bahane ederek madem bize su yok o zaman suyunuzu selinizi akıtmayın bu yana gibisin den anlamlar çıkartıla bilecek olan bu soruyu yöneltmiştir. Bu sorusundan Bozkırı mı yoksa sadece kendi köyünü mü düşündüğü ortaya çıkmaktadır yani kendi Köyünün çıkarlarını her şeyin üzerinde tutup naylon Bozkırlılık hamiliğine soyunmaktadır zira Karca Hisardan Fart’a kadar Bozkırın ve Bozkırlının elindeki altın bileziği olan Çarşamba çayını kurutmak pahasına yaptıkları girişimler fos çıkınca Allahın verdiği yağmur ve kar suları ile meydana gelen Sel gibi bir afeti bile diline pelesenk edip onların suyu varda benim niye yok gibisinden anlamlar çıkan ifadelere baş vurunca bende demiştim ki Bey amca biziler Dere Kasabası olarak önce proje hazırlattık Derenin girişinden çıkışına kadar olan dere yatağını genişletip dere arıtma tesisi yapılacak ve dere kenarındaki duvarların betonla düzenleneceğini diğer Belde ve Bozkırında aynı şekilde yapacaklarını yazmıştım . Karaca Hisar ile Fart arasında arazi ve sınırı bulunmadığı halde sel suyundan rahatsız olan Bir köyümüzün eski dernek başkanına sizlerde Tanrıya dilekçe verin ya Dereye Çata Sorkuna vd verdiğinden (Sudan )bize de ver ya onlara da verme diye yazmıştım zira su ve doğa Tanrının verdiği bir lütuftur .
Benim bu Tanrıya Dilekçe vermek ifademi manevi değerlere hakaret saymış bir başka ağabeyimiz ve bana ne demek Tanrıya Dilekçe vermek diye sormuş birde bir ton laf salatası yapmış yanında huyum kurusun salatayı hiç sevmem .
Şimdi bu kadar laf salatası yapmayı öğrenen ancak Tanrıya dilekçe nasıl verilir onu öğrenemeyen bu ağabeyimize ben haddim olmayarak önce dilekçe nedir nasıl verilir açıklıyor ve soruyorum ; bizim Tanrıya dilekçe vermek ten kastımız Tanrıya elimizi açıp boynumuzu bükerek ona halimizi anlatmamız ve ondan yardım dilememizdir sen sayın ağabeyimiz duanın ne için yapıldığından haberdar değil misin yoksa? Dua nedir bilmiyor musunda benim Tanrıya arzuhalinizi anlatın ifademden manevi değerlere hakaret ettiğim hükmünü çıkarıyorsun? Bir hadisi şerifte dua müminin silahıdır diye buyuruyor HZ Peygamber efendimiz . Sen sayın ağabey’’ Haşa’’ Dua silah mı olurmuş bu ne biçim söz diye bu hadisi de mi manevi değerlere hakaret sayacaksın!?
Gelelim sazan meselesine
Eski Dernek başkanı ağabeyimiz kendi adı veya Derneğinin adı bile geçmeyen bazı siyasiler ve köy muhtarları art niyetli yazısına durumdan vazife çıkarıp beni hedef gösterdi ben art niyetli değilim diyerek kendini ortaya atmasına ben sazan lama dalmış veya atlamış gibi bir ifade kullandım ve ifadem yerinde bir ifadedir.
Sazan lama ifadesi halk dilinde bu gibi durumlarda her zaman kullanılan bir kelimedir .Bu kelime düşülen durumun esprisel bir ifadesidir. Yoksa Babamız yaşında adama hakaret gibi bir düşüklüğü yapacak kadar kendimizi düşürmeyiz. Sayın eski Dernek başkanı Sarı ağabeyimize gerek yaşı itibari ile gerekse ‘’Kendi köyüne yaptığı ağaçlandırma gibi ‘’hizmetlerinden dolayı saygım sonsuzdur .
Sayın yazar ne sizden nede bir başkasından Ahlak dersi alacak değilim İslam’ın Şartı beştir ama halk tabiri ile altıncısı da haddi bilmektir derler bu vesile ile bu altıncı şartı herkese hatırlatmakta fayda olduğu kanısındayım.
Birde kışkırtıcılık yapma ifadesi var:
Sayın yazar ağabeyimiz Haddini aşarak beni kışkırtıcılık provokatör lükle suçluyor bu ağır bir itham dır iddiasını ispata davet ediyorum kendisini benim hiçbir yazımda ara bozuculuk yoktur ancak bizim Kasabamızın milli değerlerini koruduğumuz ve her ortamda savunduğumuz için rahatsızlık duyup bu düşük ifadeyi kullanıyorsanız şunu iyi bilin sayın yazar benim Kasabamın milli değerleri benim şahsi menfaatimin önündedir .Bu değerleri Gazete,tv,dergi ve internet gibi her iletişim aracında cadde de sokakta kahvede her ortamda dile getirip korumaya devam edeceğim ve Dere halkı olarak devam edeceğiz sizde sayın yazar bizlerin bu duruşuna isteseniz de istemesiniz de tahammül etmek zorundasınız .Geçtiğimiz gün Harman pınar pikniğinde sözde belgem var diye çıkıp konuşma yapan ancak sayın Belediye başkanımız Mustafa Şahin tekrar söz isteyince belgelerle birlikte sırra kadem basan Konya Dernek başkanı hanım efendiye Başkan Mustafa Şahinin verdiği cevabı umarım sizlerde duymuşsunuzdur sayın yazarımız.
‘’Kışkırtıcılık ifadesini size iade ediyorum,’’
Herkese saygılarımı sunarım………
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.