Vazifemizdi yaptık. Bunda övünülecek bir şey yok. Şimdi kudretim olsa, memleketimiz bir tehlikeyle karşılaşsa yine aynı şeyleri yaparım.'' 28 Ekim 2003 tarihli Hürriyet Gazetesi�nde yayınlanan
Ankara'da Mustafa Kemal Paşa'nın ordusuna katılıp, süvari olarak Dumlupınar, Sakarya ve II. İnönü savaşlarında düşmanla çarpışan merhum Gazi Veysel TURAN�ın oğullarına, kızlarına ve torunlarına anlattığı ve bazı basın-yayın kuruluşlarında yayınlanan hatıralarından; �Genç yaşta orduya katıldığını, 1. Tümen Hücum Taburu�nda görev aldığını, Orduya katılırken çiftçilik yaptığı için elinde bulunan at ve arabasıyla Sarayönü'nden Haymana'ya gittiğini, savaşta çarpışmasının yanı sıra merhum Gazi Veysel TURAN�ın bağlı olduğu hastanelere kendisine ait at arabasıyla gündüzleri yaralı, geceleri ise şehit taşıdığını, gündüzleri yaralı taşımasından kalan sürelerde ise gece defnedilecek şehitler için mezar kazdığını, Askerlerin morali bozulmasın diye şehitleri gece kimseye göstermeden taşıdıklarını, Haymana'dan İzmir'e kadar çarpışarak aynı zamanda hizmetlerde bulunduğunu, çok zorluk çektiklerini, bazen yiyecek bulamadıkları için atların arpalarını taşla ezip askere verdiklerini, birçok Askerin ayağındaki çarık eskidiği için cephede yalın ayak çarpıştığını, üzerindeki giysisi param parça olan Askerlerin onurla vatanını savunduğunu� anlamaktayız.
26/03/2007 tarihli Konya Postası Gazetesi�nde ise Gazi Dedemizin oğlu Mehmet Hakkı TURAN�ın demecinden; �Babasının son dönemlerdeki Türk Bayrağı ve Büyük Önder Atatürk�e yapılan hakaretlere çok üzüldüğünü, Türk Bayrağı yakıldığında babasının 'Biz bu Bayrağı kolay kazanmadık' diye ağladığını, Askerlerimizin şehit olmasının onu derinden üzdüğünü, İstiklal Savaşı�nda hep birlikte vatanı savunanların şimdi birbirine düşman olduğunu anlamakta güçlük çektiğini, babasının Irak�taki savaşı yakından takip ettiğini ve bir gün İstiklal Savaşı�nda denize dökülenlerin Türkiye�ye de girmelerinden korktuğunu, yatağının başucundaki Türk Bayrağını yanından hiç ayırmadığını, çocuklarına, 25 torununa ve 55 torununun torununa her zaman Bayraklarını korumayı sevmeyi, tarihine sahip çıkmayı öğütlediğini� öğrenmekteyiz. Merhum Gazi Veysel TURAN�dan işte bizlere en güzel, en net, en sade ve tek bir nasihat. Bayrak, ama sadece TÜRK BAYRAĞI�nı sevmek ve korumak.
Mevlâna Hazretlerince Gazi Dedemiz Veysel TURAN�ın düşüncesine ve gönlüne sanki fısıldanmış olduğunu düşündüğümüz ve Mesnevi�de geçen �Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.� veciz sözündeki �bir sevgi ve bir sevgiliden� TÜRK VARLIĞI�mızın kastedildiğini anlıyoruz.
Şu anda bizlerin göremediği başka bir âlemde Dumlupınar, Sakarya ve II. İnönü Savaşlarındaki ve diğer cephelerde Şehit düşmüş ve Gazileşmiş silah arkadaşları ile buluşmuş olan merhum Gazi Dedemiz Veysel TURAN�ın; ��Vazifemizdi yaptık. Bunda övünülecek bir şey yok. Şimdi kudretim olsa, memleketimiz bir tehlikeyle karşılaşsa yine aynı şeyleri yaparım.'' sözlerinin düsturumuz olacağını, her zaman rahmetle yâd edeceğimiz Gazi ve Şehit Dedelerimize; ��Üzerimize sizin yaptığınız gibi vazife düştüğü an, hiç düşünmeden her şeyi yaparız bu vatan için. Bunda övünülecek bir şeyimiz kesinlikle olmaz. Memleketimiz bir tehlikeyle karşılaşmışsa BİR SEVGİMİZ VE TEK BİR SEVGİLİMİZ TÜRK BAYRAĞIMIZ için altından, inciden, mercandan ve canımızdan bile vazgeçebileceğimizi� sözünü vermeyi bir torunluk borcu olarak bilinmesini istiyoruz.
Mekânın Cennet olsun merhum Gazi Veysel TURAN Dedemiz.
Son Kahramanlar adlı yazıda aynen böyle söylemişti biz Konyalıların Gazi Dedesi Veysel TURAN.
İşte bu veciz sözlerin sahibi olan Konya�mıza Kurtuluş Savaşımızın yadigârı Gazi Dedemiz Veysel TURAN�ın 24 Mart 2007 tarihinde vefat ettiğini derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Merhum Gazi Dede Veysel TURAN�a Cenab-ı Allah�tan rahmet, aile yakınlarına, Konyalılara ve Ülkemiz vatandaşlarına başsağlığı diliyoruz.
Kendisi ile ilgili yazılanlardan anlayabildiğimiz kadarıyla; Hazreti Mevlâna�nın ���..tevazuda toprak gibi ol� sözünü teyit edercesine yapıp ettiklerini anlatıp böbürlenmekten hoşlanmayan bir ruh zarafetine sahip merhum Gazi Dedemiz, Hicri 1317, yani miladi 1901 yılında doğmuş. 106 yıllık hayat yolculuğuna esnaf Abdülkadir Bey'in oğlu olarak Konya�nın Sarayönü ilçesinden başlayan merhum Gazimiz, 24 Mart 2007 tarihine gelinceye kadar çeşitli hastalıkları sebebiyle 20 yıl yatağa bağlı kalmış ve kendisine çocuklarıyla torunları (Allah (C.C.) onlardan razı olsun) bakmış.İşte bu veciz sözlerin sahibi olan Konya�mıza Kurtuluş Savaşımızın yadigârı Gazi Dedemiz Veysel TURAN�ın 24 Mart 2007 tarihinde vefat ettiğini derin bir üzüntü ile öğrenmiş bulunmaktayız. Merhum Gazi Dede Veysel TURAN�a Cenab-ı Allah�tan rahmet, aile yakınlarına, Konyalılara ve Ülkemiz vatandaşlarına başsağlığı diliyoruz.
Ankara'da Mustafa Kemal Paşa'nın ordusuna katılıp, süvari olarak Dumlupınar, Sakarya ve II. İnönü savaşlarında düşmanla çarpışan merhum Gazi Veysel TURAN�ın oğullarına, kızlarına ve torunlarına anlattığı ve bazı basın-yayın kuruluşlarında yayınlanan hatıralarından; �Genç yaşta orduya katıldığını, 1. Tümen Hücum Taburu�nda görev aldığını, Orduya katılırken çiftçilik yaptığı için elinde bulunan at ve arabasıyla Sarayönü'nden Haymana'ya gittiğini, savaşta çarpışmasının yanı sıra merhum Gazi Veysel TURAN�ın bağlı olduğu hastanelere kendisine ait at arabasıyla gündüzleri yaralı, geceleri ise şehit taşıdığını, gündüzleri yaralı taşımasından kalan sürelerde ise gece defnedilecek şehitler için mezar kazdığını, Askerlerin morali bozulmasın diye şehitleri gece kimseye göstermeden taşıdıklarını, Haymana'dan İzmir'e kadar çarpışarak aynı zamanda hizmetlerde bulunduğunu, çok zorluk çektiklerini, bazen yiyecek bulamadıkları için atların arpalarını taşla ezip askere verdiklerini, birçok Askerin ayağındaki çarık eskidiği için cephede yalın ayak çarpıştığını, üzerindeki giysisi param parça olan Askerlerin onurla vatanını savunduğunu� anlamaktayız.
26/03/2007 tarihli Konya Postası Gazetesi�nde ise Gazi Dedemizin oğlu Mehmet Hakkı TURAN�ın demecinden; �Babasının son dönemlerdeki Türk Bayrağı ve Büyük Önder Atatürk�e yapılan hakaretlere çok üzüldüğünü, Türk Bayrağı yakıldığında babasının 'Biz bu Bayrağı kolay kazanmadık' diye ağladığını, Askerlerimizin şehit olmasının onu derinden üzdüğünü, İstiklal Savaşı�nda hep birlikte vatanı savunanların şimdi birbirine düşman olduğunu anlamakta güçlük çektiğini, babasının Irak�taki savaşı yakından takip ettiğini ve bir gün İstiklal Savaşı�nda denize dökülenlerin Türkiye�ye de girmelerinden korktuğunu, yatağının başucundaki Türk Bayrağını yanından hiç ayırmadığını, çocuklarına, 25 torununa ve 55 torununun torununa her zaman Bayraklarını korumayı sevmeyi, tarihine sahip çıkmayı öğütlediğini� öğrenmekteyiz. Merhum Gazi Veysel TURAN�dan işte bizlere en güzel, en net, en sade ve tek bir nasihat. Bayrak, ama sadece TÜRK BAYRAĞI�nı sevmek ve korumak.
Mevlâna Hazretlerince Gazi Dedemiz Veysel TURAN�ın düşüncesine ve gönlüne sanki fısıldanmış olduğunu düşündüğümüz ve Mesnevi�de geçen �Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir? Bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.� veciz sözündeki �bir sevgi ve bir sevgiliden� TÜRK VARLIĞI�mızın kastedildiğini anlıyoruz.
Şu anda bizlerin göremediği başka bir âlemde Dumlupınar, Sakarya ve II. İnönü Savaşlarındaki ve diğer cephelerde Şehit düşmüş ve Gazileşmiş silah arkadaşları ile buluşmuş olan merhum Gazi Dedemiz Veysel TURAN�ın; ��Vazifemizdi yaptık. Bunda övünülecek bir şey yok. Şimdi kudretim olsa, memleketimiz bir tehlikeyle karşılaşsa yine aynı şeyleri yaparım.'' sözlerinin düsturumuz olacağını, her zaman rahmetle yâd edeceğimiz Gazi ve Şehit Dedelerimize; ��Üzerimize sizin yaptığınız gibi vazife düştüğü an, hiç düşünmeden her şeyi yaparız bu vatan için. Bunda övünülecek bir şeyimiz kesinlikle olmaz. Memleketimiz bir tehlikeyle karşılaşmışsa BİR SEVGİMİZ VE TEK BİR SEVGİLİMİZ TÜRK BAYRAĞIMIZ için altından, inciden, mercandan ve canımızdan bile vazgeçebileceğimizi� sözünü vermeyi bir torunluk borcu olarak bilinmesini istiyoruz.
Mekânın Cennet olsun merhum Gazi Veysel TURAN Dedemiz.
Gazi Veysel TURAN�ın Bu Fotoğrafı, 26 Mart 2007 Tarihli Konya Hakimiyet Gazetesi�ninwww.hakimiyet.com Sitesinden, Merhumun Aziz Hatırasına İthâfen Alınmıştır.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.
