28 Şubat 2009 akşamıydı e-postalarımı kontrol ederken, Meram Endüstri Meslek Lisesi’nde görev yapan değerli meslektaşımız Ahmet Aktaşoğlu’nun tedavi gördüğü Ankara’da vefat ettiğini haber aldım, çok üzüldüm. Arkadaşları ve yakınları için www.muammertunahan.com’da vefat haberi ve taziye defteri açma fikri geldi. Hemen Google den adını sorguladım Facebook tan bir resmini aldım. Sonra kendisine ait bir yazısı var mı diye tekrar sorgulama yaptım ve şu güzel yazısıyla karşılaştım.
“Sevgiye Zam Yapalım!..”
Merhum Öğretmenimiz Ahmet Aktaşoğlu çok esprili, şakacı bir insandı www.birlikteforum.com form sitesinde yazdığı bu yazıyı ilgili form sitesinin de iznini alarak sevenleri ve sevgisiz bir toplum olma yolunda hızla ilerlediğimizi düşünerek sizler için yayınlamak istedim. Bu Ahmet Hocamızın giderayak bizlere son şakası olmuştur. Hocamıza Allah’tan rahmet yakınlarına ve eğitim camiamıza baş sağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlarım.
Ülkemiz öyle bir dönemden geçiyor ki, insanlar birbirine hiç sevgi duymuyor gibi geliyor bana. Bu nedenle duygularımı sizinle paylaşmak istedim. İnsanlar öyle şartlanmış ki herkesin kendi doğruları ve buna uygun sevebileceği sınırlı bir gurubu var. Geriye kalan tu kaka sanki. Anlamakta zorluk çektiğim şey şu %90 dan bilmem ne kadar fazlası Müslüman olan bu ülkede yüce Peygamberimizin emrine ve tebliğine göre birbirimizin “kardeşi” olmamız gerekmiyor mu?
Sorarım size ekranlara bakın, haber programlarına bakın kardeşe benzer bir taraf görüyor musunuz?
Toplumu yönetenler veya onlara alternatif olduğunu savunanlar hiç kardeşe benziyor mu?
Bu çok kötü bir toplumsal ayrışma değil mi?
Sebebini de insanlara sevgisizlik olarak görüyorum. Fazla uzağa gitmeyelim. Etrafımıza bakalım. Tramvayda giderken, cami giriş çıkışlarında, sokakta yürürken insanların yüzlerine bakıyorum. Mutsuzluktan asık suratlardan başka hiç bir şey göremiyorum. Sanki insanlar etrafındakiler onun dünyasına ait değillermiş gibiler. Bu da sevgisizlik değil mi?
Güler yüzle, rast geldiğim insanlara selam veriyorum. Çoğu selamıma karşılık veriyor. Ama bana tuhaf tuhaf bakıyor. Eskiden böyle değildi selam veren garipsenmezdi. Bu arada sanki bizim toplumsal değerlerimiz(gelenek ve göreneklerimiz) yetersizmiş gibi Avrupa’ya özenenler var. Bu ülkenin hasletlerini unutarak “Kopenhag kriterleri”ne sarılan “Avrupa” meraklılarını görüyorum.
Güzel dilimize yabancı sözcükleri sokanları görüyorum. Yasalarımızı Avrupa yasalarına benzetmeye çalışanları görüyorum. İnsanlara sevgi duymayı unutmuşlar. Kendi değerlerimizden umutsuzlar sanki. Toplumun mutluluğunu yabancılara benzemekte görenlere yüce peygamberin sözleriyle seslenmek isterim “Siz onların dinine girmedikçe onlar sizden asla razı olmayacaklardır.” Bu milletin hiç kimseden almadığı kendi yüreğinde yoğurarak oluşturduğu hasletleri var. Bunlar bize yeter diye düşünüyorum. Yeter ki biz insanları sevelim. Fikirlerini beğenmesek de hoşgörüyle bakalım. Kısacası “Sevgiye Zam Yapalım” derim.
“Yaratılmışı sevdik yaratandan ötürü.” demiş koca Yunus. Siz ne dersiniz?
Saygılarımla
Ahmet Aktaşoğlu (Emekli öğretmen)
“Sevgiye Zam Yapalım!..”
Merhum Öğretmenimiz Ahmet Aktaşoğlu çok esprili, şakacı bir insandı www.birlikteforum.com form sitesinde yazdığı bu yazıyı ilgili form sitesinin de iznini alarak sevenleri ve sevgisiz bir toplum olma yolunda hızla ilerlediğimizi düşünerek sizler için yayınlamak istedim. Bu Ahmet Hocamızın giderayak bizlere son şakası olmuştur. Hocamıza Allah’tan rahmet yakınlarına ve eğitim camiamıza baş sağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlarım.
Ülkemiz öyle bir dönemden geçiyor ki, insanlar birbirine hiç sevgi duymuyor gibi geliyor bana. Bu nedenle duygularımı sizinle paylaşmak istedim. İnsanlar öyle şartlanmış ki herkesin kendi doğruları ve buna uygun sevebileceği sınırlı bir gurubu var. Geriye kalan tu kaka sanki. Anlamakta zorluk çektiğim şey şu %90 dan bilmem ne kadar fazlası Müslüman olan bu ülkede yüce Peygamberimizin emrine ve tebliğine göre birbirimizin “kardeşi” olmamız gerekmiyor mu?
Sorarım size ekranlara bakın, haber programlarına bakın kardeşe benzer bir taraf görüyor musunuz?
Toplumu yönetenler veya onlara alternatif olduğunu savunanlar hiç kardeşe benziyor mu?
Bu çok kötü bir toplumsal ayrışma değil mi?
Sebebini de insanlara sevgisizlik olarak görüyorum. Fazla uzağa gitmeyelim. Etrafımıza bakalım. Tramvayda giderken, cami giriş çıkışlarında, sokakta yürürken insanların yüzlerine bakıyorum. Mutsuzluktan asık suratlardan başka hiç bir şey göremiyorum. Sanki insanlar etrafındakiler onun dünyasına ait değillermiş gibiler. Bu da sevgisizlik değil mi?
Güler yüzle, rast geldiğim insanlara selam veriyorum. Çoğu selamıma karşılık veriyor. Ama bana tuhaf tuhaf bakıyor. Eskiden böyle değildi selam veren garipsenmezdi. Bu arada sanki bizim toplumsal değerlerimiz(gelenek ve göreneklerimiz) yetersizmiş gibi Avrupa’ya özenenler var. Bu ülkenin hasletlerini unutarak “Kopenhag kriterleri”ne sarılan “Avrupa” meraklılarını görüyorum.
Güzel dilimize yabancı sözcükleri sokanları görüyorum. Yasalarımızı Avrupa yasalarına benzetmeye çalışanları görüyorum. İnsanlara sevgi duymayı unutmuşlar. Kendi değerlerimizden umutsuzlar sanki. Toplumun mutluluğunu yabancılara benzemekte görenlere yüce peygamberin sözleriyle seslenmek isterim “Siz onların dinine girmedikçe onlar sizden asla razı olmayacaklardır.” Bu milletin hiç kimseden almadığı kendi yüreğinde yoğurarak oluşturduğu hasletleri var. Bunlar bize yeter diye düşünüyorum. Yeter ki biz insanları sevelim. Fikirlerini beğenmesek de hoşgörüyle bakalım. Kısacası “Sevgiye Zam Yapalım” derim.
“Yaratılmışı sevdik yaratandan ötürü.” demiş koca Yunus. Siz ne dersiniz?
Saygılarımla
Ahmet Aktaşoğlu (Emekli öğretmen)
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.