Recent Comments

KENDİ ÇİFTLİĞİNDE IRGAT TAVUK

Tekstil ve hazır giyim sektöründen 4 milyon insanımız ekmek yiyor. Ülke nüfusumuzun % 27 si tekstilden geçimini sağlıyor. Başbakanımızı danışmanları bilgilendiriyor, küreselleşen yeni Dünya düzeninde tekstil ürünlerinin ithal edilmesi aynı zamanda fason olarak uzak doğuda yaptırılmasının daha ucuza geleceğini, rekabet gücümüzü artıracağını söylüyorlar. Sonucunda büyüklerimiz karar veriyor! Tekstil ve hazır Giyim sektörünü 5 yıl içderisinde terk edeceğiz!
Başbakanımız her zaman diyor-ki: Her aileden 3 çocuk istiyorum! Bu gün 27 AB ülkesinden daha genç nüfusa sahibiz. İşin, aşın, eğitimin olmadığı yerde her şey olur. Açlık insana Dinini yedirir.       Günümüz yöneticileri yani büyüklerimiz, uyutulmuş-umursamaz bir gençlik yarattılar. Üniversite mezunu 4 gençten 3 işsiz. Bu memleketin en büyük sorunu işsizlik iken! Ne diyelim iktidara sahip olan Büyüklerimiz her şeyi en iyi onlar bilirler. Biz kırmızı ibikli şirin tavuğumuza bir bakalım!
Zamanın birinde, küçük bir çiftlikte kırmızı ibikli şirin bir tavuk yaşarmış. Kimseye muhtaç olmadan geçinip giden tavuk, bir gün yerde bir avuç buğday tanesi bulmuş, bunları ekerek daha çok yiyecek elde edeceğini düşünmüş. Nasıl ekeceğini bilmediği için, doğruca dostlarının kapısını çalmış; Bu buğdayları ekmek için kim bana yardım edecek?
Ördek cevap vermiş; Ben yardım edemem, ancak istersen sana kahve tohumu satabilirim. Buğday yerine kahve ekersen, çok para kazanır ve istediğin kadar buğday alırsın.
Domuz oradan seslenmiş; Ben de yardım edemem, ancak kahve ekersen ben ürünlerini satın alırım.
Fare hemen atlamış; Ben buğday ekiminden anlamam, ancak kahve ekmek için gereken parayı sana borç olarak verebilirim. Sonra ödersin.
Ticaretten anlamayan kırmızı ibikli tavuk, uzun bir süre düşünüp taşındıktan sonra fikir değiştirip kahve ekmeye karar vermiş. Ancak kahvenin nasıl ekileceğini bilmediğinden yine dostlarına koşmuş; Kahve tohumlarını ekmek için kim bana yardım edecek?
Ördek; Ben yardım edemem, ancak kahvenin çabuk büyümesi için gereken gübreyi sana satabilirim. Domuz; Ben kahve yetiştirmekten anlamam, ancak kahveleri zararlı böceklerden korumak için ilaca ihtiyacın var. İstersen sana satarım.                                                                                                              Fare: Gübre ve ilaç için gerekli olan parayı istersen sana borç olarak veririm, zamanı gelince ödersin.
Kahve yetiştirmek buğdaydan daha zormuş ve daha çok gübre ve ilaç gerekiyormuş. Ama kırmızı ibikli tavuk çok zengin olacağını hayal ederek sabırlı bir şekilde gece gündüz çalışmış, çalışmış. Gerçekten de bol miktarda ürün elde eden tavuk, kendisine yol gösteren dostlarına, arkadaşlarına seslenmiş: Kahveleri satmama kim yardım edecek?                                                                                                                     Ördek: Ben yardım edemem, ancak kahveleri paketlemek için benim fabrikama getirmelisin.                                                                                                                                                          Domuz: Bende yardım edemem, zaten her önüne gelen bilir bilmez, kahve ektiği için kahve fiyatları çok düştü, senin kahven beş para etmez.                                                                                                                                 Fare: Ben bu işlerden anlamam, ayrıca artık sana verdiğim borçları ödemem lazım!
Sonunda kırmızı ibikli tavuk gerçeğin farkına varmış, buğday yerine kahve ekmenin büyük bir hata olduğunu anlamış. Artık büyük borç içinde imiş ve kış yaklaşırken yiyecek tek bir lokması yokmuş. Açlıktan ölmemek için yine yardım istemiş: Yiyecek bulmam için kim yardım edecek?                   Ördek. Ben yardım edemem, çünkü senin bedeli ödeyeceğin paran yok.                                           Domuz: Ben de yardım edemem, zaten herkes kahve ektiği için buğday eken kalmadı, yiyecek yok. Fare: Ben yiyecek bulamam. Ancak bana borçlarını ödemediğin için para yerine senin tarlanı almak zorundayım, iyi bir tavuk olursan, belki senin o tarlada boğaz tokluğuna çalışıp, benim için buğday yetiştirmene izin verebilirim.
Şimdilerde bizim kırmızı ibikli tavuğumuz, artık farenin olan eski tarlasında buğday yetiştiriyor ve karnını doyurmaya çalışıyor. Saygılarımla Nuri YÜCEER
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

1 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.
  1. bugdayın nasıl ekileceğini bilmek için mühendis olmak gerekmiyor, toprağı eşeleyip gömmeniz yeterli, aynaya baktıklarında halkı görüyor zannetmek bu olsa gerek.

    YanıtlaSil