Geçtiğimiz haftalarda Bozkır Postası Gazetesinde yayınlanan Şenol DEMİRBAŞ'a ait Bozkır Devlet Hastanesinde Neler Oluyor başlıklı bir yazı kimi kişilerce haklı bulunurken Bozkırda ikamet eden bir çok vatandaşça da amacından sapmış bir yazı olarak değerlendirilmesi ve yorum yapan kişilerin zıt fikirleri bir gündem oluşturmuştu.
Kendimde az buçuk sağlık sektörünün içinde olduğum için yazılan yazının niyetini, amacını ve üslubunu onaylamamıştım.
Bu konuda her fikir sahibi özgürce fikrini söyledi ve Bozkır Postasına ait web sitesinde paylaşıldı.‘’http://www.bozkirpostasi.com.tr/index.php?page=haber_detay&id=1215 ’’ Kısa zamanda bilgi aktarımı ve bilgi paylaşımı yazının sözde gerçek amacına hizmete dönüştü. Herkes eteğinde ki taşları döktü. Ama bence yazıya son noktayı Bozkıra canıyla başıyla hizmet ettiğine bizzat şahit olduğum e birçok BOZKIRLInın da hizmetini teyyit ettiği Bozkır Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı Uzman Doktor Özgül TUNÇ'a ait yazı koymuştur.
Yazıyı doktorumuzun izni olmadan sitemizde paylaşıma sunuyorum. Umarım hüsn-ü niyetimiz hoş görülür.
Dr Özgül TUNÇ
17 - 08 - 2010 20 : 57
Yorumları üzülerek okudum, yorumlarda çocuk dr sıfatıyla adım çok geçtiği için cevap vermek gereği duydum, çünkü İstanbul'dan gelen gurbetçi Bozkır'lı, çocukları mağdur bıraktığım, çekip gitme lüksüm olmadığı tarzında bilip bilmeden yorum yapmış, şunu belirtmek isterim ben bir Bozkır'lı ile kavga edip üzerine de çekip gitmiş değilim aksine kavgadan sonra 1 ay daha hastanede çalıştım. Ayrıca çekip de gitmedim evlenmek için yıllık iznimi kullandım. Sizin mağdur olduğunuz günlerde sayın gurbetçi, benim Ankara'da düğünüm vardı. Siz nasıl yılda bir Bozkır'a gelme lüksünden, mağdur kalmamak için vazgeçmeyeceğinizi belirtiyorsanız, ben de hayatımda bir defa olacak olan düğünüme gittim. Bu da sanırım benim en doğal hakkım. Doktor olmamız bizim de bir insan olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor, bizim de bir ailemiz, bir hayatımız var, her ne kadar sizin gibi düşünenler bunları bize layık görmesede unutmayın biz insanız.Siz nasıl yıllık izninizde kimse sizi suçlamadan rahatlıkla memleketinize gelebiliyorsanız, beni de evlenmek ve ailemi görmek için memleketime gittiğim için kimsenin suçlamaya hakkı yok. Ayrıca yıllık iznim bitince tekrar çalışmak üzere Bozkır'a geri döndüm ve üst ihtisas yapacağım tıp fakültesine başlama yazım gelince de ayrılacağım. Burada yaşayan Bozkır'lılar ve tedavi ettiğim hastalarım, benim hastalarım için elimden gelenin fazlasını yaptığımı çok iyi bilir. Hiçbir mecburiyetim olmadığı halde mesai saatleri dışında ve gecenin geç saatlerine kadar hastalarımla ilgilendiğimi bütün Bozkır halkı çok iyi bilir. Vicdanen çok rahatım ve hiçbir hastamı da mağdur etmedim. Ayrıca ben açtığım dava için gitmediğimi davadan şikayetimi çektiğimi belirtmek isterim.(Bana hakaret eden şahıs gelip benden özür dilediği için). Ben, Bozkır'ı ve en çok ta Atatürk'ün çok doğru söylediği gibi milletin efendisi olan, son derece saygılı, vefakar, sevgi dolu, gerçekten insan olan Bozkır'ın köylülerini çok sevdim, onlara hizmet etmek benim için bir gururdur. Yardımını, sıcaklığını, insanlığını çok gördüğüm Bozkırlıları ve köylülerini hep güzel hatırlayacağım. Son olarak Bozkır Devlet Hastanesinde çalışan personelin tümü sınırlı imkanlarla,çok zor koşullarda çalışmakta ve elinden gelenin en iyisini fedakarlıkla yapmaktadırlar. Her hastanede sorun çıkaran hastalar hep çıkacaktır, umarım bu insanların sayısı giderek azalır ve karşılıklı anlayışla, daha rahat ve huzurlu bir ortamda hizmet verilir. Saygılar... -------
-------------------------------------------------------------------------
Tamam. Hepimiz Bozkırlıyız. Eğri oturalım doğru konuşalım. Bozkır insanı tabiatı gereği fevri bir yapıya sahiptir. Ne kadar okursa okusun ne kadar kültür seviyesi yüksek olursa olsun haksızlığa her durumda müdahil olma bu tabiatın gereğidir.
Yalnız bir noktada fevriliğimiz bazen bizleri yanlışa götürüyor. Tam ve doğru bilgiye ulaşmadan söylenenlere inanıp yanlış sözler sarfediyor, yanlış tutumlar sergiliyoruz.
Gün içerisinde çocuğunuz rahatsızlandı. Hemen hastanenin yolunu tuttunuz her duyarlı ebeveyn gibi. Ama hastanede çocuk doktorunun önünde bir sıra vardır ki iki saatte sıra size anca gelir. Önce telaşsız beklemeyi seçersiniz muayene sıranızı.. Malum hastanemiz kibrit kutusu gibi küçücük daracık. Muayene için sıra bekleyen hastalar, hasta refakatçileri, görevliler her ağızdan bir ses çıkıyor. Siz suskunusunuz. Ama insanların bu konuşmaları zaman geçtikçe gürültüye dönüşüyor ve sinirlenmeye başlıyorsunuz. Sıranıza daha çok vardır. Çocuğun ateşi mi yükseliyor ne?Ya bu doktorda amma yavaş muayene ediyor demeye başlıyorsunuz.Çocuk beklemekten huzursuz zaten hasta başlıyor mırıldanmaya.. Evladım sus.. Çocuk bu ağlar..Sinirler biraz daha gerilir.Bu arada doktorun sizden önce muayene ettiği ve tahlil istediği bir hasta elinde tahlil sonuçları ile kapıya dayanır. Sizden önce girmek için kapıyı çalarken siz hiddetle’’ hop hopppp hop dur bakalım sıranı bekle’’tepkinize ‘’ Ben sizden önce geldim sabah muayene oldum tahlil göstereceğim cevabını alıp apışıp kalınca artık patlamaya hazır el bombasısınız.. Biri piminizi çeksin yeter.Şansınız varsa başka bir hırgüre takılmadan gelir sıranız.. Doktor hastanın şikayetini sorar.’’ Efendim yüksek ateşi var. Doktor ateşini ölçer, fakat çocuk iki saat boyunca hastane duvarına dayandığı için bir nevi soğuk uygulamaya maruz kaldığı için ateşi düşmüştür.. Doktor ateşi yok bu çocuğun der.. Siz nasıl olmaz ateşi deyip elinizi vucuduna atarsınız çocuğunuzun. Olmasa da var diyeceksiniz ki doktor çocukla ilgilensin.. Eee doktorda haklı.. Derece yalan söyleyemez ya..
Bu kısa örneği aktarma amacım bazı sıkıntılarında hastane ortamından kaynaklanabileceğini göstermek içindir.Bize sağlık eğitimi verilirken hastalık teriminin karşılığı ‘’ kendini tam ve iyi hissetmeme hali’’ diye özetlemişlerdi.
Ortada bir yanlış anlaşılma söz konusudur ne hasta suçludur ne doktor.. Ama imkanlar suçludur. İmkanları kısıtlı tutanlar suçludur..İlla ki birileri suçlanacaksa doktor atamalarındaki şuursuzluğu yapanlar suçludur…
Burdan bütün Bozkırlı hemşehrilerime ve Bozkır halkına gönülden ve elinden geldiğince çabayla hizmet sunan tüm kamu görevlilerine birbirlerine karşı biraz daha anlayış ve insancıl bir saygı ile yaklaşım rica ediyor hepinize saygılar sunuyorum.
Hüseyin DUMRU
Kendimde az buçuk sağlık sektörünün içinde olduğum için yazılan yazının niyetini, amacını ve üslubunu onaylamamıştım.
Bu konuda her fikir sahibi özgürce fikrini söyledi ve Bozkır Postasına ait web sitesinde paylaşıldı.‘’http://www.bozkirpostasi.com.tr/index.php?page=haber_detay&id=1215 ’’ Kısa zamanda bilgi aktarımı ve bilgi paylaşımı yazının sözde gerçek amacına hizmete dönüştü. Herkes eteğinde ki taşları döktü. Ama bence yazıya son noktayı Bozkıra canıyla başıyla hizmet ettiğine bizzat şahit olduğum e birçok BOZKIRLInın da hizmetini teyyit ettiği Bozkır Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı Uzman Doktor Özgül TUNÇ'a ait yazı koymuştur.
Yazıyı doktorumuzun izni olmadan sitemizde paylaşıma sunuyorum. Umarım hüsn-ü niyetimiz hoş görülür.
Dr Özgül TUNÇ
17 - 08 - 2010 20 : 57
Yorumları üzülerek okudum, yorumlarda çocuk dr sıfatıyla adım çok geçtiği için cevap vermek gereği duydum, çünkü İstanbul'dan gelen gurbetçi Bozkır'lı, çocukları mağdur bıraktığım, çekip gitme lüksüm olmadığı tarzında bilip bilmeden yorum yapmış, şunu belirtmek isterim ben bir Bozkır'lı ile kavga edip üzerine de çekip gitmiş değilim aksine kavgadan sonra 1 ay daha hastanede çalıştım. Ayrıca çekip de gitmedim evlenmek için yıllık iznimi kullandım. Sizin mağdur olduğunuz günlerde sayın gurbetçi, benim Ankara'da düğünüm vardı. Siz nasıl yılda bir Bozkır'a gelme lüksünden, mağdur kalmamak için vazgeçmeyeceğinizi belirtiyorsanız, ben de hayatımda bir defa olacak olan düğünüme gittim. Bu da sanırım benim en doğal hakkım. Doktor olmamız bizim de bir insan olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor, bizim de bir ailemiz, bir hayatımız var, her ne kadar sizin gibi düşünenler bunları bize layık görmesede unutmayın biz insanız.Siz nasıl yıllık izninizde kimse sizi suçlamadan rahatlıkla memleketinize gelebiliyorsanız, beni de evlenmek ve ailemi görmek için memleketime gittiğim için kimsenin suçlamaya hakkı yok. Ayrıca yıllık iznim bitince tekrar çalışmak üzere Bozkır'a geri döndüm ve üst ihtisas yapacağım tıp fakültesine başlama yazım gelince de ayrılacağım. Burada yaşayan Bozkır'lılar ve tedavi ettiğim hastalarım, benim hastalarım için elimden gelenin fazlasını yaptığımı çok iyi bilir. Hiçbir mecburiyetim olmadığı halde mesai saatleri dışında ve gecenin geç saatlerine kadar hastalarımla ilgilendiğimi bütün Bozkır halkı çok iyi bilir. Vicdanen çok rahatım ve hiçbir hastamı da mağdur etmedim. Ayrıca ben açtığım dava için gitmediğimi davadan şikayetimi çektiğimi belirtmek isterim.(Bana hakaret eden şahıs gelip benden özür dilediği için). Ben, Bozkır'ı ve en çok ta Atatürk'ün çok doğru söylediği gibi milletin efendisi olan, son derece saygılı, vefakar, sevgi dolu, gerçekten insan olan Bozkır'ın köylülerini çok sevdim, onlara hizmet etmek benim için bir gururdur. Yardımını, sıcaklığını, insanlığını çok gördüğüm Bozkırlıları ve köylülerini hep güzel hatırlayacağım. Son olarak Bozkır Devlet Hastanesinde çalışan personelin tümü sınırlı imkanlarla,çok zor koşullarda çalışmakta ve elinden gelenin en iyisini fedakarlıkla yapmaktadırlar. Her hastanede sorun çıkaran hastalar hep çıkacaktır, umarım bu insanların sayısı giderek azalır ve karşılıklı anlayışla, daha rahat ve huzurlu bir ortamda hizmet verilir. Saygılar... -------
-------------------------------------------------------------------------
Tamam. Hepimiz Bozkırlıyız. Eğri oturalım doğru konuşalım. Bozkır insanı tabiatı gereği fevri bir yapıya sahiptir. Ne kadar okursa okusun ne kadar kültür seviyesi yüksek olursa olsun haksızlığa her durumda müdahil olma bu tabiatın gereğidir.
Yalnız bir noktada fevriliğimiz bazen bizleri yanlışa götürüyor. Tam ve doğru bilgiye ulaşmadan söylenenlere inanıp yanlış sözler sarfediyor, yanlış tutumlar sergiliyoruz.
Gün içerisinde çocuğunuz rahatsızlandı. Hemen hastanenin yolunu tuttunuz her duyarlı ebeveyn gibi. Ama hastanede çocuk doktorunun önünde bir sıra vardır ki iki saatte sıra size anca gelir. Önce telaşsız beklemeyi seçersiniz muayene sıranızı.. Malum hastanemiz kibrit kutusu gibi küçücük daracık. Muayene için sıra bekleyen hastalar, hasta refakatçileri, görevliler her ağızdan bir ses çıkıyor. Siz suskunusunuz. Ama insanların bu konuşmaları zaman geçtikçe gürültüye dönüşüyor ve sinirlenmeye başlıyorsunuz. Sıranıza daha çok vardır. Çocuğun ateşi mi yükseliyor ne?Ya bu doktorda amma yavaş muayene ediyor demeye başlıyorsunuz.Çocuk beklemekten huzursuz zaten hasta başlıyor mırıldanmaya.. Evladım sus.. Çocuk bu ağlar..Sinirler biraz daha gerilir.Bu arada doktorun sizden önce muayene ettiği ve tahlil istediği bir hasta elinde tahlil sonuçları ile kapıya dayanır. Sizden önce girmek için kapıyı çalarken siz hiddetle’’ hop hopppp hop dur bakalım sıranı bekle’’tepkinize ‘’ Ben sizden önce geldim sabah muayene oldum tahlil göstereceğim cevabını alıp apışıp kalınca artık patlamaya hazır el bombasısınız.. Biri piminizi çeksin yeter.Şansınız varsa başka bir hırgüre takılmadan gelir sıranız.. Doktor hastanın şikayetini sorar.’’ Efendim yüksek ateşi var. Doktor ateşini ölçer, fakat çocuk iki saat boyunca hastane duvarına dayandığı için bir nevi soğuk uygulamaya maruz kaldığı için ateşi düşmüştür.. Doktor ateşi yok bu çocuğun der.. Siz nasıl olmaz ateşi deyip elinizi vucuduna atarsınız çocuğunuzun. Olmasa da var diyeceksiniz ki doktor çocukla ilgilensin.. Eee doktorda haklı.. Derece yalan söyleyemez ya..
Bu kısa örneği aktarma amacım bazı sıkıntılarında hastane ortamından kaynaklanabileceğini göstermek içindir.Bize sağlık eğitimi verilirken hastalık teriminin karşılığı ‘’ kendini tam ve iyi hissetmeme hali’’ diye özetlemişlerdi.
Ortada bir yanlış anlaşılma söz konusudur ne hasta suçludur ne doktor.. Ama imkanlar suçludur. İmkanları kısıtlı tutanlar suçludur..İlla ki birileri suçlanacaksa doktor atamalarındaki şuursuzluğu yapanlar suçludur…
Burdan bütün Bozkırlı hemşehrilerime ve Bozkır halkına gönülden ve elinden geldiğince çabayla hizmet sunan tüm kamu görevlilerine birbirlerine karşı biraz daha anlayış ve insancıl bir saygı ile yaklaşım rica ediyor hepinize saygılar sunuyorum.
Hüseyin DUMRU
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.