Eskiden yaylalar, yazları hayvanları otlatmak için kullanılırken; günümüzde daha çok tatil ve sağlık amaçlı olarak kullanılmaktadır. Şehir hayatının stresinde bunalan insanlar, tatillerini daha sakin ve huzur bir ortama da geçirmek için son zamanlarda yaylaları tercih etmektedirler.
Bu yıl bizim yolumuz da Perşembe Yaylası’na düştü. Gerçekten Perşembe Yaylası havasıyla suyuyla, doğal güzelliğiyle ve tarihi dokusuyla doğa harikası güzel bir yer.
Adını Roma ve Bizans dönemlerinde Perşembe günleri kurulan panayırdan aldığı rivayet edilen Perşembe Yaylası; Toros Dağları’nın eteğinde çevre yaylalara köprü görevi yapmaktadır. Yine tarihte İpek Yolu görevi yaptığı rivayet edilen Perşembe Yaylası, bu görevini diğer yayların yollarını buradan geçmesi ve merkezde olmasıyla da günümüzde bu özelliğini korumaktadır.
Perşembe Yaylası Bozkır şirin kasabalarından olan Söğüt Kasabası’na aittir. Perşembe Yaylası Hadim sınırları içerisinde bulunmakta ve yaklaşık Söğüt Kasabası’na 25 km, Bozkır’a 45 km, Konya’ya 150 km’ dir.
Perşembe Yaylasına iki şekilde ulaşım yapılabilmektedir. Birincisi Konya-Bozkır Yolu’ndan Bozkır’a yaklaşık 7-8 km kala Türbeler Yolu dediğimiz Bozkır-Hadim yolu takip edilerek Korualan içinden Toroslara tırmanan yaylalar yoluyla gidilebilir. İkinci yol ise Konya-Ermenek Yolu’ndan Hadim’den Korualan’a gidilerek yine yaylalar yoluyla gidilebilir.
Suyuyla güzel bir yer dedik, Perşembe Yaylası’nın suyunun bol ve soğuk olması olmasının yanı sıra yaylaya adını veren Perşembe Pınarı içinde bulundurmasıdır. Bu pınarın en büyük özelliği yerden kaynaması, suyunun çok soğuk ve tatlı olmasıdır. Pınarın suyu o kadar soğuk ki suyun içinde eliniz bir dakika zor tutabiliyorsunuz. Suyun o kadar soğuk olmasına rağmen insana dokunmaması da Allah’ın bir hikmeti olsa gerek.
Havasıyla güzel bir yer dedik; çünkü her yer sıcaktan kavrulurken Perşembe Yaylası’nda akşamlar kazaksız durulmamaktadır. Bunun yanında yaylanın bir diğer özelliği Gökdere’nin yaylanın ortasından geçmesi yanında, kekik ve çay kokuları insanın ciğerlerine kadar işlemektedir.
Perşembe Yaylası’nda gezilip görülecek en güzel yerlerinden biride düdenidir. Göksu ırmağının kolu olan iki ırmağın düdende birleşerek düden içinde batmaktadır. Düden içinde batan sular, Dedemli Belediyesi sınırları içinde tekrar çıkarak Silifke’den Akdeniz’e dökülmektedir.
Perşembe Yaylası’nın en büyük özelliği Roma ve Bizans’tan kalma kabartmaların olmasıdır. Bunları gösteren taşları Meydancık denen alandaki taşlarla Gökdere’nin battığı Düden’deki mağara içinde bulunmaktadır.
Perşembe Yaylası’nın diğer bir özelliği küçük bir ovayı andırması ve yaylayı ortadan ikiye bölen Gökdere Çayı’nın yaylanın ortasından kıvrımlı bir şekilde akmasıdır. Bütün bu özelliklerden dolayı Konya, İstanbul ve Avrupa da oturan kasaba halkı, yazları tatillerini geçirmek için yaylaya modern evler yapmaktadırlar. Buna birde Söğütlüler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin yaylaya yaptıkları hizmetler eklenince Perşembe Yaylası daha cazip hale gelmiştir. İşte derneğin yaptığı hizmetlerden bazılar; son teknolojilerin kullanılarak kümbetli bir cami, minare, abdest almak için şadırvan ve şadırvanın içine bayan ve erkekler için ayrı ayrı yedişerli tuvaletler, yaylanın ağaçlandırılması, Perşembe Pınarı’nın çevre düzenlenmesi ve en önemlisi kasaba dışında yaşayan halkı kaynaştırma adına Temmuz ayında yaptıkları şenlikleridir.
Mayıs-Haziran ayında yaylaya çıkan kasaba halkı, havalar soğuyuncaya kadar yaylada kalır. Elektrik, su ve telefon problemi olmayan Perşembe Yaylası hava, su ve doğa harikasının yanı sıra gurbetteki kasaba halkının modern evler yapmalarıyla Perşembe Yaylası daha da cazip hale gelmiştir.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.