Çocuktur bunlar; adları da kendileri de çocuktur. Bazen canımızdan çok severiz, bazen de gözümüz göresi gelmez onları. Bir bakarsınız sımsıcak kucaklarlar, birde bakarsınız olmadık yerde ağlayarak çileden çıkarırlar bizi.
Adı da kendileri de çocuktur bunların. Misafirlikte durmazlar, eve gelen misafiri de çocuğunu da istemezler. Hiç yüzüne bakmadığı oyuncakları birden değerlerin eve başka çocuklar gelince. Kavga eder, dövüşür onlarla. Her şeyi güzel güzel paylaşmışlarken küçücük bir şey için hemen kavga başlatırlar.
Çocuktur bunlar ne laftan anlarlar ne de sözden anlarlar. Sen büyüdün, kocaman adam oldun, sen ablasın, sen abisin desen de yine anlamazlar. Hayır! Benim o, vermen der. Üzerine gitseniz yâda elinden almaya kalksanız yine anlamazlar. Yaptıkları tek şey, sadece bizi çileden çıkarmaktır.
Dedik ya bunlar adı da kendileri de çocuktur. İnsana bazen dünyasını zindan eder, bazen anasından doğduğuna pişman ederler.
Çocuktur bunlar. Hayatımızı bize ne kadar zindan da etseler çok severiz biz onları. Hele hasta olup ateşli olduğu geceleri hiçbir anne baba unutmaz ve unutamaz o geceleri.
Çocuktur bunlar, zamanı da mekânı da unuttururlar bize. Zaman geçer ama nasıl geçtiğini de pek bilmeyiz. Sanki dün gibiydi onun doğuşu, anne baba deyişi.
Büyür 6–7 yaşına gelirler. Bebeklikten çıkmış çocuk olmuşlardır. Her şey değişir fakat ne bizim onlara, nede onların bize karşı sevgileri değişmezdir.
Okul çağı gelmiştir çocuğumuzun. Onu okula hazırlamak dünyanın en güzel hazırlığıdır. Okuyacak adam olacaktır. Biz okuyamadık, öğretmen olamadık. Ah! Bir okutsaydı annemiz babamız ne güzel öğretmen olurduk. Çocukları da çok severdik. Olsun bizim yerimize çocuğumuz okuyacak öğretmen olacak, vatanına milletine faydalı olacak.
Bizdik sanki okula gidecek olan. Hazırlığı sanki kendimiz için yapıyorduk. Sanki okul ihtiyaçlarını kendimiz için alıyorduk. En uygunun değil en iyisini alıyorduk. Olsun oda bizim çocuğumuz, geleceğimiz ve gerçekleştiremediğimiz hayalimizdir. Çünkü o okuyacaktır. O öğretmen olacaktır.
Bayram havası esmeye başlar evimizde. Sanki çocukluğumuzdaki bayramları beklediğimiz gibi yarını bekliyorduk çocuğumuzla. Gece gözümüze uyku girmese de rahatsız değildik; çünkü yarın güneşle bizim hayalimizde doğacaktır.
Çocuğumuzun okulda ilk günü. Onun gibi bizde heyecanlıyızdır. Hayallerimizle ve çocuğumuzla birlikte okula gideriz. Ama kaygılarımızda yok değil. Acaba okumaz mı, derslerine çalışmaz mı, acabaların arkası kesilmez...
Çocuğumuzu okula bırakıp tam eve doğru yönelirken bir ses duyarız. “Anneciğim-babacığım beni bırakmayın!” Birden kaynar sular dökülmüş hissederiz başımızdan aşağıya. Acaba bütün hayallerimiz mi yıkıldı. Yoksa çocuğumuz okumayacak mı?.. hayaller için de iken arkaya döneriz. Arkamıza baktığımızda meğerse seslenen çocuk bizim çocuğumuz değilmiş.
El sallıyordu bize çocuğumuz. Kocaman bir oh! çektik. O kadar rahatlamıştık ki “Allah’ım sana şükürler olsun!” Çünkü ilk gün çok önemliydi. Okuyacak çocuk ilk günde belli olur derdi eğitimciler.
Şükürler olsun Allah’ım sana!.. Seni Seviyorum Allah’ım!....
Allah tamamına erdirmesi dileğiyle... AMİN
Peki, ağlayan çocuğun durumu ne olacak!!!....
Haftaya ağlayan çocuğun durumu olan “okul korkusu” hakkındaki yazıda buluşmak dileğiyle…
Adı da kendileri de çocuktur bunların. Misafirlikte durmazlar, eve gelen misafiri de çocuğunu da istemezler. Hiç yüzüne bakmadığı oyuncakları birden değerlerin eve başka çocuklar gelince. Kavga eder, dövüşür onlarla. Her şeyi güzel güzel paylaşmışlarken küçücük bir şey için hemen kavga başlatırlar.
Çocuktur bunlar ne laftan anlarlar ne de sözden anlarlar. Sen büyüdün, kocaman adam oldun, sen ablasın, sen abisin desen de yine anlamazlar. Hayır! Benim o, vermen der. Üzerine gitseniz yâda elinden almaya kalksanız yine anlamazlar. Yaptıkları tek şey, sadece bizi çileden çıkarmaktır.
Dedik ya bunlar adı da kendileri de çocuktur. İnsana bazen dünyasını zindan eder, bazen anasından doğduğuna pişman ederler.
Çocuktur bunlar. Hayatımızı bize ne kadar zindan da etseler çok severiz biz onları. Hele hasta olup ateşli olduğu geceleri hiçbir anne baba unutmaz ve unutamaz o geceleri.
Çocuktur bunlar, zamanı da mekânı da unuttururlar bize. Zaman geçer ama nasıl geçtiğini de pek bilmeyiz. Sanki dün gibiydi onun doğuşu, anne baba deyişi.
Büyür 6–7 yaşına gelirler. Bebeklikten çıkmış çocuk olmuşlardır. Her şey değişir fakat ne bizim onlara, nede onların bize karşı sevgileri değişmezdir.
Okul çağı gelmiştir çocuğumuzun. Onu okula hazırlamak dünyanın en güzel hazırlığıdır. Okuyacak adam olacaktır. Biz okuyamadık, öğretmen olamadık. Ah! Bir okutsaydı annemiz babamız ne güzel öğretmen olurduk. Çocukları da çok severdik. Olsun bizim yerimize çocuğumuz okuyacak öğretmen olacak, vatanına milletine faydalı olacak.
Bizdik sanki okula gidecek olan. Hazırlığı sanki kendimiz için yapıyorduk. Sanki okul ihtiyaçlarını kendimiz için alıyorduk. En uygunun değil en iyisini alıyorduk. Olsun oda bizim çocuğumuz, geleceğimiz ve gerçekleştiremediğimiz hayalimizdir. Çünkü o okuyacaktır. O öğretmen olacaktır.
Bayram havası esmeye başlar evimizde. Sanki çocukluğumuzdaki bayramları beklediğimiz gibi yarını bekliyorduk çocuğumuzla. Gece gözümüze uyku girmese de rahatsız değildik; çünkü yarın güneşle bizim hayalimizde doğacaktır.
Çocuğumuzun okulda ilk günü. Onun gibi bizde heyecanlıyızdır. Hayallerimizle ve çocuğumuzla birlikte okula gideriz. Ama kaygılarımızda yok değil. Acaba okumaz mı, derslerine çalışmaz mı, acabaların arkası kesilmez...
Çocuğumuzu okula bırakıp tam eve doğru yönelirken bir ses duyarız. “Anneciğim-babacığım beni bırakmayın!” Birden kaynar sular dökülmüş hissederiz başımızdan aşağıya. Acaba bütün hayallerimiz mi yıkıldı. Yoksa çocuğumuz okumayacak mı?.. hayaller için de iken arkaya döneriz. Arkamıza baktığımızda meğerse seslenen çocuk bizim çocuğumuz değilmiş.
El sallıyordu bize çocuğumuz. Kocaman bir oh! çektik. O kadar rahatlamıştık ki “Allah’ım sana şükürler olsun!” Çünkü ilk gün çok önemliydi. Okuyacak çocuk ilk günde belli olur derdi eğitimciler.
Şükürler olsun Allah’ım sana!.. Seni Seviyorum Allah’ım!....
Allah tamamına erdirmesi dileğiyle... AMİN
Peki, ağlayan çocuğun durumu ne olacak!!!....
Haftaya ağlayan çocuğun durumu olan “okul korkusu” hakkındaki yazıda buluşmak dileğiyle…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.