Çocukluk ve lisedeki öğrencilik yıllarımda başkent Ankara’da bir köy çocuğu gibi akranlarımla kuzu güdüp besledik. Kuluçkaya yatırdığımız tavuklardan çıkan civcivleri büyüttük. Taze günlük yumurtaları kümesimizdeki folluktan almanın keyfini yaşadık. Güvercin besleyen arkadaşlarımızın paçalı kuşlarının havadaki takla atışlarını keyifle seyrettik. Uçurtma uçurduk, kaytan iple şimşir topaç çevirdik. Bezden dikilmiş topla yalınayak olarak çift kale maçlar yaptık. Saklambaç, kurtarmaca, uzuneşek oynadık. Kışın kartopu oynarken köpeğimizle karlar üstünde yuvarlandık. Kızak kaydık.
Bahar aylarında ise evimizin önündeki bahçede domates, kabak, biber, patlıcan, salatalık, maydanoz, tereyi fidelerinden ve tohumlarından yetiştirdik. Gün ışımasına yakın sabahın sessizliğinde bahçemizi sularken sebzelerin çıtırdayarak sanki gerneşircesine büyümelerini izlerken hayaller kurduk.
Bahar aylarında ise evimizin önündeki bahçede domates, kabak, biber, patlıcan, salatalık, maydanoz, tereyi fidelerinden ve tohumlarından yetiştirdik. Gün ışımasına yakın sabahın sessizliğinde bahçemizi sularken sebzelerin çıtırdayarak sanki gerneşircesine büyümelerini izlerken hayaller kurduk.
O dönemlerde insanlar sebze ve meyve alırken hormon ve organik kelimelerin adının ne anlama geldiğini bilmezlerdi. Şimdilerde hormon ve organik sözcükleri dilimizde marka olmuş. Biri dışlanırken diğeri aranır oluyordu. Bahçelerimizde yetiştirdiğimiz sebze ve meyveleri imkanı olmayan komşularımızla paylaşmak ise bir gelenek halindeydi.
Çocukluğumu bana hatırlatan, anımsatan beni o günlere taşıyan o günlere olan özlemim değil. Her dönemin kendine özgü gelişimi ve farklılığı vardır diye düşünürken, günümüzde bilgi çağının bilgisayar çocuklarının sanal oyunlarının çocuklardaki gelişmeye katkısını merak eder oldum.
Sanal alem tutkusuna örnek gördüğüm olaylardan mesela, biri.
Aileler çocuklarıyla, torunlarıyla birlikte özel araçları, yolcu otobüsleri yada tirenle olsun, uzunca bir yolculuğa çıktıklarında; Çocuklarının ellerindeki cep telefonuyla geçtiği yerlere ilgisiz, çevresini izleme ve zevk alma merakından habersiz olarak saatlerce birbiriyle mesajlaştığına yada ellerindeki elektronik alet veya her neyse oyuncakla sanal oyunlara kendini kaptırmış olarak yine çevrenin zenginliğinden bir haber görürsünüz.
Yine sanal alem tutkusu olarak nitelediğim bana komik gelen bir bilgisayar oyununa da tanık oldum.
Çocuklarla anne ve babalarının arasında dizüstü bilgisayarın başında tatlı bir çekişme ya da diyalog diyelim yaşanır. Bilgisayar sitesinde hayali bahçeleri varmış. Sebze ve meyve yetiştirip ayrıca birbirleriyle de takas ederlermiş. Nasıl oluyorsa sulama ve gübreleme de yaparlarmış. Ayrıca birbirleriyle ciddi olarak rekabete de giriyorlarmış. Seninki benimki diye.
İşte yıllar öncesine gitmemin nedeni bizim kuşağımızın organik besin yönünden şanslı olmamız bir yana oyunlarımızın yalınlığı ve canlılığıydı. Oyunlarımız esnasında düşer, kalkar ve ter dökerdik.
Emekli olduktan sonra ise doğaya karşı özel bir merakımın olmasının kaynağının çocukluk yıllarındaki doğayla bütünleşmiş olmamıza dayandığını fark etmiştim.
Şimdilerde bahar ve yaz aylarının büyük bir bölümünü torosların köy ve yaylalarında Bozkır’da sebze ve meyve bahçeleri arasında doğanın güzelliğini, zenginliğini hayranlıkla seyrederek yürüyüşler yapıyorum. Yine Bozkır’da Çarşamba çayının her iki yakasında dantel gibi işlenmiş sebze ve meyve bahçelerinde köylülerce organik olarak yetiştirilen biberlerin, patlıcanların, kabak, domates, salatalık, lahana vs. sebzelerin günbe gün çiçek açmalarını domateslerin yeşilden başlayarak kırmızıya doğru büyümelerini bir mevsim boyu bahçelerin arasında gezerek görmek, yaşamak insanı ruhen ve bedenen dinlendiriyor.
Perşembe günleri çeşitli sebze ve meyvelerin bahçelerden toplanarak köylü kadınlarca, Cuma pazarında Bozkır’lıya hormonsuz ve organik olarak sunulmasını görmek Cuma pazarı mudayimi olarak bana zevk veriyor. Yöre insanlarını şehirlere göre organik besin tüketmede şanslı buluyorum. Onun için emekli olduğunuzda imkanlarınızın elverdiğince köylerinizde çocuklarınıza, torunlarınıza toprağın mucizesini doğanın güzelliğini tadını, keyfini yaşatmanızı öneririm.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.