Üzüm,üzümlerimiz,bağ,bağlarımız,şırağnalarımız,bekmez dığanları,toprağı...
Baharın ilk ışıltılarıyla buluşuruz bağlarımızla,bellenir,budanır,kükürtlenir,bekçi bile tutulur..
Koruklar,alacalar habar verir üzümün muştusunu...
Değerlendirilir bir şekilde,kış için yemiş olanı,yaygılara serilir,en iyi güneş alan hakim depelere,Mehmet bağ üstü sergi için tam yeridir.
Yine itinayla kesilir, bu kez pardılardır mekanı,ev içindeki sergilerdir,bazende dalında sarılır,sarmalanır kışın taptaze yenmek için üzümlerimiz.
Eşeklerimiz bitiremez taşımakla yüklerle,selelerle,küfelerle,şırağnaşlar bir atölye gibi çalışır,şıralar,bekmezler,besteller üretmek için...
Ya dığanda raksı şıranın,toprakla buluşmuştur bekmez,bestel olmak için.Bekmez içine atılan ayvalar ne gözel de bişerdi,leziz tadlar vermek için.
Ve bekmez,bestel(badılcanlı-kabaklı) yerini alır,küplerde,depe delikli evlerde.Hepsi adeta hizmetgarıdır insanım için.
Hele bitgin hale gelmişi,baharda karla kıtır,kıtır yinmesi,neler vermezdik ki.
Çocuk dilinde "bitli" bekmezler...
Lakin bütün bunlar bir düzen içinde yapılırdı köyümüzde,herkesde uyardı bu düzene,kurala.
Yazılı felan da değildir bir yerlerde kurallar.
Tellalın iki dudağı arasından çıkar kurallar:
Ey Gonşular!
Duyduk duymadık demeyin,yarın bağ bozumudur...
(Şinik Halil Dayım namlı tellallarımızdan dı rahmetle anıyorum)
Üzümlerimiz,insanlarımız,hep yerli yerinde,uyumlu,bir vücudun parçaları gibi.
Boşa harcanmaz üzümlerimiz,değerlendirilir,çöpe hiç atılmaz,Allah ne yapar sonra!
Amaç üzüm yemektir,şıra içmek,karla bekmez garıp yemektir,yazın azığımızdır badılcan-kabak besteli,soğuk sularla şerbet yapıp kana kana kanmak içindir bitgin bekmezlerimiz.
Bekçiyi dövmek heç değildir gaye,üzüm yemektir,üzümmmm...
Şifadır,ilaçdır,Allah'ın bir nimetidir,köyümün üretken,çalışkan,vefakar,fedakar,kalender,
cefakar,büyük-küçük bilen,yazılı olmasada köyümüzün genel kurallarına uyan,
güzel köyümün,bir o kadar güzel insanları için.
Ya köylüm, sen neler anlatıyorsun,şimdi internet çağını yaşıyoruz mu?
İşte üzümlerimiz,insanlarımız,kültürümüz ve internet çağı,Meyre com ailesi....
Meyre'mizin kültürünü,Meyre com da yaşamak,yaşatmak,paylaşmak,yenilerini üretmek,üretmek,üretmek...
Ve önce kendimiz olmak,Meyre'li,Meyre com lu olmak.
Ağırlığımızı bilelim,ucuza talip olmayalım sevgili köylülerim!...
Ali Rıza Özaslan
Köşe yazılarına aktarım mümkün mü?
Selamlar.
Baharın ilk ışıltılarıyla buluşuruz bağlarımızla,bellenir,budanır,kükürtlenir,bekçi bile tutulur..
Koruklar,alacalar habar verir üzümün muştusunu...
Değerlendirilir bir şekilde,kış için yemiş olanı,yaygılara serilir,en iyi güneş alan hakim depelere,Mehmet bağ üstü sergi için tam yeridir.
Yine itinayla kesilir, bu kez pardılardır mekanı,ev içindeki sergilerdir,bazende dalında sarılır,sarmalanır kışın taptaze yenmek için üzümlerimiz.
Eşeklerimiz bitiremez taşımakla yüklerle,selelerle,küfelerle,şırağnaşlar bir atölye gibi çalışır,şıralar,bekmezler,besteller üretmek için...
Ya dığanda raksı şıranın,toprakla buluşmuştur bekmez,bestel olmak için.Bekmez içine atılan ayvalar ne gözel de bişerdi,leziz tadlar vermek için.
Ve bekmez,bestel(badılcanlı-kabaklı) yerini alır,küplerde,depe delikli evlerde.Hepsi adeta hizmetgarıdır insanım için.
Hele bitgin hale gelmişi,baharda karla kıtır,kıtır yinmesi,neler vermezdik ki.
Çocuk dilinde "bitli" bekmezler...
Lakin bütün bunlar bir düzen içinde yapılırdı köyümüzde,herkesde uyardı bu düzene,kurala.
Yazılı felan da değildir bir yerlerde kurallar.
Tellalın iki dudağı arasından çıkar kurallar:
Ey Gonşular!
Duyduk duymadık demeyin,yarın bağ bozumudur...
(Şinik Halil Dayım namlı tellallarımızdan dı rahmetle anıyorum)
Üzümlerimiz,insanlarımız,hep yerli yerinde,uyumlu,bir vücudun parçaları gibi.
Boşa harcanmaz üzümlerimiz,değerlendirilir,çöpe hiç atılmaz,Allah ne yapar sonra!
Amaç üzüm yemektir,şıra içmek,karla bekmez garıp yemektir,yazın azığımızdır badılcan-kabak besteli,soğuk sularla şerbet yapıp kana kana kanmak içindir bitgin bekmezlerimiz.
Bekçiyi dövmek heç değildir gaye,üzüm yemektir,üzümmmm...
Şifadır,ilaçdır,Allah'ın bir nimetidir,köyümün üretken,çalışkan,vefakar,fedakar,kalender,
cefakar,büyük-küçük bilen,yazılı olmasada köyümüzün genel kurallarına uyan,
güzel köyümün,bir o kadar güzel insanları için.
Ya köylüm, sen neler anlatıyorsun,şimdi internet çağını yaşıyoruz mu?
İşte üzümlerimiz,insanlarımız,kültürümüz ve internet çağı,Meyre com ailesi....
Meyre'mizin kültürünü,Meyre com da yaşamak,yaşatmak,paylaşmak,yenilerini üretmek,üretmek,üretmek...
Ve önce kendimiz olmak,Meyre'li,Meyre com lu olmak.
Ağırlığımızı bilelim,ucuza talip olmayalım sevgili köylülerim!...
Ali Rıza Özaslan
Köşe yazılarına aktarım mümkün mü?
Selamlar.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.