Bir yandan bağlar bozulurken bir yandan ocaklar hazırlanıyor, kocaman leğenler sürülüyor ocakların üzerine, şıralar dökülüyor leğenlere. Günler geceler boyu sürecek bir uğraş başlıyor. Kışya dayanıklı üzümler hevenk yapılıp tavanlara asılıyor, uzun kış gecelerinde yemek için. Ayva reçeli, kabak reçeli yapılıyor pekmezden. Bağların ortasına sergi yerleri hazırlanıyor üzüm kurutmak için. Anadolu’nun temel geçim kaynaklarından biri bağcılık. Özellikle dağlık bölgelerde böyle. Antik bölgelerde bulunan anıtların birçoğunda temel motif olarak asma ve üzüm motifi bulunuyor. Günümüzde Antik Kilistra’da bağcılık yok ama oralarda binlerce yıl önce bağcılığın varlığına dair izler var. Geçtiğimiz yıllar görkemli bir şırahane ortaya çıkarıldı. Köyün arazisi bağcılık için çok uygun olmasına rağmen bağcılık yapılmıyor.
Günümüzde, Tarım İl Müdürlüğünün verilerine göre 135351 dekarlık bir alanda bağcılık yapılıyor. Yunak, Yalıhüyük, Cihanbeyli gibi ilçelerimizde hiç bağcılık yok. Buna karşılık Bozkır, Güneysınır, Hadim ilçelerimizde bağcılık önemli bir geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Buralarda esebalı, dimnit, ekşigara (keçimen) gök üzüm gibi hem kurutmalık hem pekmezlik üzüm üretiliyor. Tarım İl Müdürlüğü bu ilçelerimizde kıraç alanlarda susuz bağcılığı teşvik çalışmaları yapıyor ve alfonso lavelle, İtalya, razakı, orta sarısı gibi yeni çeşitler deniyor.
70 li yıllarda bir hastalık nedeniyle büyük darbe yiyen bağcılık yeniden diriliyor topraklarımızda. Her ekonomik olayda olduğu gibi bağcılıkta kendi kültürünü yaratıyor. Bağ bozumu günleri gelince köyler bir şenlik havasına bürünüyor. Bağ bozumuna gidecek genç kızlar en güzel giysilerini giyerek giderler bağlarına. Kimi köylerde üzümlere alaca düşmeye başlayınca bağ bekçisi tutulur. Bekçiden izinsiz kimse giremez bağa. Tadımlık dışında bağ sahibi bile üzüm yolamaz bağından. Üzümler tam olgunlaşınca ihtiyar heyeti karar verir bağların bozulacağı güne. O gün herkes bağına gider ve bozum başlar.
Geçmiş yıllarda Sille’de bağbozumundan önce üç hafta Perşembe günleri yukarı bağlarda şenlik yapılırdı. Bazı baranalar saz ekipleriyle birlikte Çarşamba akşamından başlarlardı şenliğe. Söğütlü vadisine ağaçların kuytusuna oturan baranalar Perşembe akşamına kadar çalıp söylerlerdi. Gereğiler denirdi buna. Esebalı genellikle gölge yerlerde kurutulur. Diğer çeşitler bağların ortasına düzenlenen yerlerde sık sık karıştırılarak kurutulur.
Pekmezlik üzümler çaraşta çiğnenerek ezilir. Çıkan şıra kazanlara doldurularak bir ocakta hafifçe ılıtılır ve içine ak toprak atılarak dinlenmeye bırakılır. Daha sonra ocaklar yakılarak kazandaki pekmez büyük leğenlere dökülür ve kaynatmaya başlanılır. Pekmez kaynatma zahmetli bir iş olduğu için komşular yardımlaşırlar. Kaynayan pekmezin köpürüp taşmaması için kevgirlerle sürekli karıştırılır. Kimi ailelerde yaşlılar pekmezin ne zaman olgunlaştığını kıvama geldiğini bilirler. Bilmeyenler ise kaynayan pekmezden biraz alarak bakır bir tabağa koyarlar. Pekmez tabağın tabanında iz bırakıyorsa olmuş demektir. Komşular çoğu zaman bir ocağı birlikte kullanırlar.
Kimi bağ sahipleri bağın bir kısmını bozmazlar, gelecek konuklarına ikram etmek için en iyi üzümleri dalında bırakırlar. Türkülerimize bile girmiştir bağlarımız. Aksine türküsünde olduğu gibi.
“Gine yeşillendi anam
Meram bağları…”
Bağlar gazeli türkümüzden dizelerle noktalayalım sözü.
“Bağa vardım üzüme
Çıbık değdi gözüme
Çıbık seni keserim
Yar göründü gözüme
Bağa girdim budanmış
Güle bülbül dadanmış
Ben yarime gül demem
Gülü seven aldanmış. “
Günümüzde, Tarım İl Müdürlüğünün verilerine göre 135351 dekarlık bir alanda bağcılık yapılıyor. Yunak, Yalıhüyük, Cihanbeyli gibi ilçelerimizde hiç bağcılık yok. Buna karşılık Bozkır, Güneysınır, Hadim ilçelerimizde bağcılık önemli bir geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Buralarda esebalı, dimnit, ekşigara (keçimen) gök üzüm gibi hem kurutmalık hem pekmezlik üzüm üretiliyor. Tarım İl Müdürlüğü bu ilçelerimizde kıraç alanlarda susuz bağcılığı teşvik çalışmaları yapıyor ve alfonso lavelle, İtalya, razakı, orta sarısı gibi yeni çeşitler deniyor.
70 li yıllarda bir hastalık nedeniyle büyük darbe yiyen bağcılık yeniden diriliyor topraklarımızda. Her ekonomik olayda olduğu gibi bağcılıkta kendi kültürünü yaratıyor. Bağ bozumu günleri gelince köyler bir şenlik havasına bürünüyor. Bağ bozumuna gidecek genç kızlar en güzel giysilerini giyerek giderler bağlarına. Kimi köylerde üzümlere alaca düşmeye başlayınca bağ bekçisi tutulur. Bekçiden izinsiz kimse giremez bağa. Tadımlık dışında bağ sahibi bile üzüm yolamaz bağından. Üzümler tam olgunlaşınca ihtiyar heyeti karar verir bağların bozulacağı güne. O gün herkes bağına gider ve bozum başlar.
Geçmiş yıllarda Sille’de bağbozumundan önce üç hafta Perşembe günleri yukarı bağlarda şenlik yapılırdı. Bazı baranalar saz ekipleriyle birlikte Çarşamba akşamından başlarlardı şenliğe. Söğütlü vadisine ağaçların kuytusuna oturan baranalar Perşembe akşamına kadar çalıp söylerlerdi. Gereğiler denirdi buna. Esebalı genellikle gölge yerlerde kurutulur. Diğer çeşitler bağların ortasına düzenlenen yerlerde sık sık karıştırılarak kurutulur.
Pekmezlik üzümler çaraşta çiğnenerek ezilir. Çıkan şıra kazanlara doldurularak bir ocakta hafifçe ılıtılır ve içine ak toprak atılarak dinlenmeye bırakılır. Daha sonra ocaklar yakılarak kazandaki pekmez büyük leğenlere dökülür ve kaynatmaya başlanılır. Pekmez kaynatma zahmetli bir iş olduğu için komşular yardımlaşırlar. Kaynayan pekmezin köpürüp taşmaması için kevgirlerle sürekli karıştırılır. Kimi ailelerde yaşlılar pekmezin ne zaman olgunlaştığını kıvama geldiğini bilirler. Bilmeyenler ise kaynayan pekmezden biraz alarak bakır bir tabağa koyarlar. Pekmez tabağın tabanında iz bırakıyorsa olmuş demektir. Komşular çoğu zaman bir ocağı birlikte kullanırlar.
Kimi bağ sahipleri bağın bir kısmını bozmazlar, gelecek konuklarına ikram etmek için en iyi üzümleri dalında bırakırlar. Türkülerimize bile girmiştir bağlarımız. Aksine türküsünde olduğu gibi.
“Gine yeşillendi anam
Meram bağları…”
Bağlar gazeli türkümüzden dizelerle noktalayalım sözü.
“Bağa vardım üzüme
Çıbık değdi gözüme
Çıbık seni keserim
Yar göründü gözüme
Bağa girdim budanmış
Güle bülbül dadanmış
Ben yarime gül demem
Gülü seven aldanmış. “
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.