Recent Comments

Sosyal belediyecilik

İsmail Detseli
Konya Büyükşehir belediyesinde yapılan güzel işler vardı. Geçenlerde bir iş için Büyükşehir Belediyesi’nin Alaaddin İş Bankası arkasındaki Komek binasının 1. katına çıktım. Her yerde harıl harıl hummalı bir çalışma dikkatimi çekti. Kendisini yakinen tanıdığım arkadaşım Konya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İşler D.B. Eğitim Yardımı ve Burslar Şefi Mevlüt Badem Bey’i ziyaret edecek, hem de bir iş danışacaktım kendisine. Baktım ki şefin işi çok tam ona belli etmeden dönecektim ki, beni gördü. Ve “İsmail abi hayrola?” dedi. “Mevlüt kardeş, işin çok sanırım sonra geleyim” dedim. “Olur mu abi ne demek, evet işimiz pek yoğun ama sana ayrılacak bir vaktimiz vardır” dedi.
Durdum ben gelecek çayı beklerken, Mevlüt Bey birilerini telefonla arayıp işlerin gece uzun çalışmalar yaparak tamamlandığını, açılış için hazır olduklarını söylüyordu, karşısındaki idareciye...
Ben dikkat kesilince baktı ve “Abi işlerimiz çok yoğun, ama sağ olsunlar arkadaşlarım da bize uyum sağladı. Dün gece saat 03’e kadar çalışıp işleri bitirdik. Hatta arkadaşlarımı evlerine kadar iletip eve geldiğimde vakit hayli geçmişti, ama olsun ben ve arkadaşlarım çok rahattık. Bu tür yorgunluklar sonunda hizmet aşkı olunca insanı dinlendiriveriyor” dedi.
Hatta o geceye çağırdıkları bu yardımları ödeyecek olan bankanın görevli memur’unu bile kendilerine uydurup gecenin saat 03’üne kadar yanlarında tuttuklarını, onunda bu hizmete katkı yapmak için durumdan hiç şikayetçi olmadığının altını özellikle çiziyordu Mevlüt Bey. Çünkü diyordu “Yaptığımız hizmet, yetim-öksüz çocuklara, şehit çocuklarına, engelli çocuklara ana baba resmen boşanmış olan ailelerin çocuklarına, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal belediyecilik çalışması kapsamında eğitim yardımı yapılacak. Biz de bunların kayıtlarını yaptık, kartlarını oluşturduk” diye ekledi ve teklifte bulundu: Abi istersen bu kartların yer aldığı üniteyi gezelim.
Ben de heyecanlandım. Oturduğumuz odanın yanı başındaki büyük salona doğru gittik. Çalışmalar sürüyordu, ama gördüğüm düzen ve güzellik gözlerimi kamaştırdı. Nedeni ise orta yerde kocaman uzun uzun masalar, üzerlerinde uzunca kutular… Bu kutularda her çocuğun biyografisi başlarında kart numaraları… Gelen vatandaş bir isim söyleyip de hizmet almak istedi mi azami iki dakikada işi görülüyor…
Çaycısından memuruna, amirinden müdürüne herkes büyük bir şevk ile çalışıyordu. Hatta çalışanların bu güzel hizmetten dolayı gözlerinin içi gülüyordu. Mevlüt Bey şunu anlatıyordu, duygulu bir şekilde: Abi biz 6 kardeştik. Babamız biz çok küçükken trafik kazasında vefat etti. Onun için köyün ileri gelen zenginleri bizlere daima yardımda bulundular. Allaha binlerce şükürler olsun ki rabbim beni böyle çocuklara hizmet etmeye memur etti. Ben de yaptığım işten çok mutluyum. Her yaptığım görevimde bu çocuklar gözümün önüne geliyor ve onlarla aynı duygular içerisinde oluyorum. Her ne kadar kayıtlar tamamlandı ise de gelenlerin durumlarını inceliyoruz ve ihtiyaçlı ise kaydını alıyoruz. Ama ne var ki yardım erken kayıt yapılanlardan 1 ay kadar sonra ulaşacak yenilere derken gözleri de gülüyordu.
Mütevazi bir açılış yapmışlardır ben geldikten sonra. Yaptığınız hizmetlerde her ne kadar göreviniz ise de bu çocuklar için zevkle çalışmak çok güzel ve sevaptır.
Birkaç gün sonra bir daha ziyaret ettim bu merkezi… Birde ne göreyim koridorlar salonlar her yer insan dolu… Kadın erkek çoluk çocuk 4 kat dolu her katta en az yüz kişi var. Sordum nedir bu vaziyet: Ağabey, aylık dağıtım günü saat ise 14 civarları…
Dünyada en zor şey insanlara hitap etmek insana hizmet etmek… Bunu biliyordum ama burada iyice durumun vahametini fark ettim. İçeriye girip ayrıcalık isteyeni mi ararsınız, bu verilen yardım için gelip de rahatsızlığından şikâyetle “Beni bekletmeye hakkınız yok, ya çabuk işimizi yapın” diyen ya da “bizi buralara niye çağırıyorsunuz yahu evimize göndersenize bu paraları” diyenleri mi ararsınız.
Tabiî ki ilk olan bir şeyin bazı zorlukları olacak… Hem de insanların, alacakları 30 TL için bu kadar izdihama sebebiyet vermeleri doğrusu beni şaşırttı.
Aklıma ne geldi onca insanın şikâyetini dinlerken biliyor musunuz? Bakın eski zamanlarda zengin adamın biri, köyünün fakirlerine ihtiyaçları olduğu için karşılıksız bedava buğday dağıtmaya karar vermiş. Gelen alıyor, giden alıyor… Allah vermiş, bol buğdayı var adamın. Bir başka onu çekemeyen densiz, lüzumsuz adamın biri de başka bir köşeye çekilmiş buğday alanlara şöyle sesleniyormuş: Almayın bu gidinin buğdayını, o şiniği eksik tartar diyormuş. Adam zaten bedava dağıtıyor, ama yine de böyle bir muhalif çıkabiliyor işte…
Tıpkı hikayedeki gibi bir kadın, görevli şef arkadaşa “Evimize niye göndermiyorsunuz?” diye çıkışıyordu. Oysa bu işler organize işlerdi. Sorun bankadan kaynaklanabilir, elektronik sistem çökebilir. Bunlara bile tahammül gösteremiyoruz. Belediye tarafından karşılıksız dağıtılan bu bir miktar para için çok ağır sözler ediyoruz.
Ben bu yaşanan olaylar ve konuşmalar karşısında suratımı ekşitince sevgili şef Mevlüt Badem yüzüme tebessümle bakarak “Olur İsmail abi sakin olacağız. Biz bunları çok yaşadık bu gibi hizmet yollarında… İnsanlardan geleceklere karşı tecrübeliyiz” diyebiliyordu.
Ne diyelim Allah yolunuzu açık etsin, sevgili Sosyal Belediyeci kardeşlerimiz… İşlerinizde kolaylıklar dilerken, vatandaşı da insafa ve kanaate çağırıyorum.
Allah hepimize daha aydınlık bir gelecek nasip etsin.Yarın idrak edeceğimiz kurban bayramı bütün Müslümanlara hayırlı mübarek olsun bayram ülkemize İslam alemine huzur ve mutluluk getirsin… Amin…
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.