İsmail Detseli |
“Kurudukça sulayın yeşerdikçe budayın.”
Bundan yıllar önce bir Avrupa ülkesinin parlamentosunda konuşan bir yüksek rütbeli devlet adamının ifade ettiği Türkiye düşmanlığı...
Aşağı yukarı siyaseti ve devlet organlarının gidişatını takip ederek anlamaya çalıştığım 65 yıllık yaşamımın en az 50 yılından epeyce haberdarım.
Ülke, ne zaman siyasi ve iktisadi bakımdan kalkınmaya, birlik ve beraberlik dayanışması sergilemeye başlasa, mutlaka birileri bir kaos ortamı yaratma çabasına giriyor, bir fitne sokuyor, kardeşliği bozuyor…
Yok, Türk Kürt kavgası, yok Alevi Sünni gerginliği, daha başka bilinmedik provakatif olaylarla ülkenin yeşermesi, kalkınması ve istikrarı, nümayişlerle, talebe hareketleri ile güvenlik güçlerine yapılan suçlamalarla gidişatı engellenmeye çalışıyorlar, bu işlerde ne yazık ki başarılı da oluyorlar… İç ve dıştaki bulanık havayı seven güçler amaçlarına ulaşıveriyorlar… Sonra da sen bir daha yeşerinceye kadar onlar işlerini yürütüyorlar…
Bu senaryo yılardır sahneleniyor… Dış düşmanların yapması, hadi diyelim ki kuyruk acısı, ya içerideki hainlerin yediği çanağa çişleyen edepsizlerin yaptığına ne demeli.
Dahası var… Bugüne kadar bu ülkede neler neler yaşanmadı ki… İstikrarlı giden bir ülke idaresini, düzenli giden bir ekonomik durumu hazmedemeyen siyasi partiler ve mensupları bile sadece kin ve siyasi rekabet uğruna ülkenin istikrarını bozarak askeri darbelerin yapılmasında öncü bile oldular. Ve darbeler sonunda çeşitli hilelerle idareye gelip vatana ihanette bile bulundular.
“Bunlar da kim” diyenler vardır. Onların birçoğu bu senaryodan çekildiler, rollerini başkalarına bıraktılar, “ama artık yok” mu derseniz… Olmaz mı halen var. Ülkenin hayrına yapılmış her hangi bir işten bile rahatsız olup “benim yapmadığım şeyi bir başka partinin ve ya hükümet olanın yapması benim için yanlıştır” politikası güdenleri çok gördüm.
Son 7-8 yıldır ülke çok büyük bir istikrara kavuştu. Düzenli bir yaşam var çok mu düzenli derseniz, 2000’li yılların IMF’ye muhtaçlığından çok çok daha iyi.
Hiçbir şey yapılmadı ne yaptılar deseniz, al sana hastanelerdeki eczanelerdeki kuyruklar. Alın size paradaki sıfır atma… Alın size enflasyonun durması… Döviz ve rant kavgalarının kesilmesi.
Ülkemizin, devlet adamlarımızın dış itibarı…
Şöyle biraz geçmişi 10 yıl evvelini düşünüyorum da devletin başı ile Başbakanı birbirine düşman gibiydi… Cumhurbaşkanı Başbakan’a anayasa kitapçığı fırlatıyor ülkenin ekonomisi bir gecede allak bullak oluyordu.
Devletin başı bir sıradan ülkeye gitse itibar görmüyor adeta horlanıyordu. Gecelik borçlanmalarla maaşlar ödeniyor, ülkenin sıradan insanları bile devletten zengin görünüyor devlete borç para veriyorlardı.
İşte şimdi de aynı senaryolar yine sahneye kondu ve oyunu figüranları oyunlarına devam ediyorlar. Bakanlar yumruklanıyor, vekiller taşlanıyor, yumurtalar kirletiyor… Ülke bütünlüğü, meclis birliği gerekirken siyasi rant uğruna bakanlar ve Başbakan, diğer siyasetçiler tarafından suçlanıyor, bu siyasiler tarafından suçu işleyenlere adeta prim verilip alkışlanıp cesaretlendiriliyor.
Olmaz böyle… Güvenlik güçlerini suçlamakla kendin ile kaderi bir olan işi devletin bekası için çabalayan siz vekiller veya parti liderleri hiçbir şey yapamıyorsanız bari meclisi meydana getiren ülke idaresinde bulunanları destekleyin…
Bu memlekette demokrasi var demek, her isteyenin istediği gibi hareket edip kanun yasa dinlememesi midir?
Talebe, talebeliğini bilecek, efendi gibi okuyup devletine milletine yararlı olacak… İşçi işçiliğini bilecek, vatandaş ülkenin kanunları önünde saygılı olacak… Tabi vekil de vekilliğini… Herkes sorumluğunu bilerek ülkenin kalkınması için uğraş verecek. Yoksa dışarıdan düşman filan aramaya gerek yok onlar zaten işlerini yapacaklar… Eskisi gibi harpler, silahla topla tüfekle olmuyor… İşte zamanımızda yaşandığı gibi dışarıdan şımartmalarla her yönden desteklenen terör hareketleriyle, kardeşlikleri ve birlik beraberlikleri bozarak ülkelerin içerisinde karışıklılar yaratıp içtimai ve maddi yönden zayıflatma taktiği ile savaşlar yapılıyor. Ne yazık ki ülke insanı da bu aldatmalara, bu yanlışlıklara inanıp başkalarının maşası olup ülkesine düşmanlık ediyor. Yani onlar bilmiyorlar ülke batarsa onlar da içerisinde batacaklar. Hiçbir ülkesini sevenin bu kadar mantıksız olması bu zamanda insana bir tuhaf geliyor. Hülasa son sözü söylemek gerekirse? Bizim son yıllarda artan istikrarımızla, güçlenmemizle rahatsız olan iç ve dış düşmanlara karşı tek yürek olup bu cennet ülke için hepimiz elimizi taşın altına sokmalıyız… Yani artık güçlü olup budanmayışımız herkesi düşmanları rahatsız etmeye devam etsin…
Birlik olalım… Diri olalım. Sağlıcakla kalın…
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.