Nuri YÜCEER |
Araştırmalar, Türkiye’nin 171 ülke arasında en pahalı motorin kullanan 5 inci ülke konumunda olduğunu ortaya koyuyor. Motorin, dizel motorun yakıtıdır. Diğer adı mazottur. Çoğunlukla emekçinin kullandığı yakıttır. Mazot, öncelikle tarım araçları olmak üzere kamyon, otobüs minibüs sahipleri tarafından tüketilir.
Üretimde, taşımada, sanayide, tarımda kırsal motorin kullanılır. Yani nispeten ucuz mazot. Ucuz dediğimizde yalnızca 8,5 kuruş. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu(EPDK), Avrupa Birliğine uyum kapsamında 1 Ocak 2011 den itibaren kırsal motorin kullanımını ve satışını yasaklıyor. Geçen yıl satılan 14 milyon ton motorinin 10 milyonunu kırsal mazot oluşturuyor. Bu düzenleme ile devlet toplam 1 milyar lira fazladan gelir elde edecek. Bir anlamda emekçinin cebinden 1 milyar lira para çıkmış olacak.
Devlet çiftçinin bu zararını verilecek destekler ile karşılayacağını söylüyor. Zaten çiftçiye verilen destek işi de başka bir dert. Çiftçiye verilen destek de yerine ulaşmıyor. Nasıl mı? Toprak sahibi tarlayı kendi ekmiyor, kiraya veriyor. Yine de mazot ve gübre desteğini toprak sahibi alıyor. Tarlayı ekenler cebinden çıkan mazot ve gübre parası ile baş başa kalıyor.
Mazotun çiftçinin toplam üretim maliyetleri arasındaki payı % 40 ları aşıyor. Haliyle mazotta yaşanan en ufak fiyat artışı, çiftçinin üretim maliyetlerini de doğrudan etkiliyor. Parası olmayan çiftçi hayvanlarını, arsasını satıp normalde 6 defa sulama yapacaksa, bu sayıyı 3’e, 4’e indiriyor. Az sulama yaklaşık % 35 ‘e kadar ürün kaybına sebep oluyor.
Topraktan alınan hasat büyük şehirlerde satılmak üzere yola çıkınca devreye yine mazot giriyor. Yapılan zamlar nedeniyle artık nakliyeci ve kamyoncu esnafı diye bir şey kalmamış. Ödenen komisyonlar, araçların denetim pulu, vergi borçları derken masrafların altından kalkılamayınca araçlar bağlanmaya, haczedilmeye başlıyor.
Mecburiyetten kamyon, otobüs, minibüs ve tır sürücüleri ucuz olan 10 numara madeni yağı motorin ile karıştırarak yakıt olarak kullanıyorlar. İstanbul ve Ankara’daki Halk otobüslerinin % 80’inde mazot yerine 10 numara yağ kullanılıyor. Motora büyük zarar verdiği bilinen yağlar ile hiç değilse günü çevirebilme uğruna depolarını dolduruyorlar.(Kaynak, Murat Muratoğlu)
Emekçinin sırtındaki yük her geçen yıl biraz daha artıyor. Şöyle geçen yıllara bir bakalım!
1993-1996 yılları arası DYP-CHP Koalisyonunda Başbakan Tansu Çiller, Bir ton Buğday ile 277 litre mazot alınıyor.
1996-1997 yılları arasında REFAH-DYP Koalisyonunda Başbakan Necmettin Erbakan, Bir ton Buğday ile 455 litre mazot alınıyor.
1997-1999 Azınlık, 1999-2002 ANA SOL-MHP Koalisyonunda, Başbakan Bülent Ecevit Bir ton Buğday ile 185 litre mazot alınıyor.
2002-2010 yıllarında görev yapan AKP hükümetleri Başbakan R.Tayip Erdoğan halen görevi devam ediyor. Bir ton buğday ile 170 litre mazot alınıyor.
Dünyada en pahalı Akaryakıtı tüketen ülke durumundayız. Benzinin maliyeti 1,20 kuruş geri kalanı vergi. Ülkemizde toplanan yıllık vergi gelirlerinin % 19 Akaryakıttan karşılanmakta, sınır komşumuz Suriye’de Mazot 1 lira, Irakta 1,50 kuruş iken bizde 4 liraya gelmiş durumda, 12 litrelik mutfak tüp olmuş 60 lira Devletin önemli bir gelir kaynağı olan Akaryakıt vergilerini düşürmesi mümkün değil. Böyle gelmiş, böyle gidecek mi?
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.