KAMU İŞÇİLERİ KURUMLARARASI NAKLEN ATANABİLMELİDİR
Ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısının bir gereği olarak, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında, çeşitli kamu kurum ve kuruluşunda hizmet akdiyle çalışan işçiler mevcuttur. Bu işçilerin eş durumu ve sağlık sebepleri ya da başka nedenlerle bir kamu kuruluşundan diğerine naklen atanma talepleri söz konusu olmaktadır. Kamuda çalışan memurlar ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye tabi sözleşmeli personelin kuruluşlar arasında nakilleri yapılmakta iken, sürekli hizmet akdiyle çalışan işçilerin kurumlar arasında tayin olmamasının Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10’uncu maddesine aykırı olduğuna kuşku yoktur.
Yine, Anayasa’nın 123’üncü maddesindeki “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.” hükmü, memurlar için uygulanmakta, bir memur kurumlar arası geçiş yapabilmektedir ancak işçiler söz konusu olduğunda idarenin bütünlüğü göz ardı edilmekte ve işçiler kurumlar arası geçiş yapamamaktadırlar.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak 29/11/2010 tarihinde verdiğimiz (2/804) esas numaralı Kanun Teklifi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nda değişiklik yapılmak suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçilerin eş durumu veya sağlık sebepleri ya da başka nedenlerle diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklen atanabilmesine imkân sağlanması öngörülmüştür. Bu kanun teklifiyle bu konudaki sorun giderilmekte, yasal boşluk doldurulmakta ve işçilerin bu hususa ilişkin mağduriyetleri önlenmektedir. Yapılacak olan düzenleme ile, esasında kamu hizmetini yürüten kamu kurumlarının personel politikası açısından hiçbir sakınca yaratmayacak olan düzenleme ile ailesel bütünlük sağlanacak, personelin verimi en üst sıraya yükselmiş olacaktır. Dolayısıyla vereceğiniz destek ile bu kanun teklifinin bir an önce görüşülerek yasalaşması önem arz etmektedir.
MEVSİMLİK VE GEÇİCİ İŞÇİLERİN SORUNLARI MHP İKTİDARINDA MUTLAKA ÇÖZÜME KAVUŞTURULACAKTIR
Ülkemizde “mevsimlik” ve “geçici işçilik” adı altında bir dram yaşanmaktadır. Devletin sürekli işlerini yapmalarına rağmen yılın belirli bölümlerinde işten çıkarılmaktadırlar. 2007 milletvekili seçimlerinin hemen öncesinde 4/4/2007 tarihli ve 5620 sayılı Kanun ile kamuda çalışan 218 bin civarında geçici işçi, memur ve sözleşmeli kadrolara atamıştır. Bu kanunun, 2006 yılı içerisinde, toplam altı ay veya daha fazla süreyle çalışmış olan geçici işçileri kapsaması nedeniyle 20 binin üzerinde mevsimlik ve geçici kamu işçisi bu imkândan yararlanamamıştır. Sadece 2006 yılı için altı aylık çalışma aranması büyük haksızlık ve eşitsizlik oluşturmuştur. Zira, daha önceki yıllara ait çok daha fazla hizmeti olanlar ile her yıl çalışması olmakla birlikte 2006 yılında altı ayın altında çalışması olanlar büyük haksızlığa uğramışlardır. Yine başta şeker fabrikalarında olmak üzere, kamuda her yıl dört ay mevsimlik çalışanlar mağdur olmuşlardır. On-on beş senedir kamuda çalışanlar kadroya geçememiş ama sadece altı aydan fazla çalışması olanlar kadroya geçebilmiştir. Ayrıca, bu kanunla, bir mali yılda altı aydan az olmak üzere işçi çalıştırılabilmesi hükme bağlanmış, on bir ay geçici çalıştırmaya son verilmiştir. Geçici işçilerin altı ay çalışıp geri kalan altı ayda ne yapacakları dikkate alınmamıştır, daha önceleri, boşta kaldıkları dönemde iş bulup çalışabilmekte iken işsizliğin had safhaya yükseldiği bu dönemde iş bulamamaktadırlar. Bu şartlarda emekliliği hak etmeleri de mümkün değildir. Mevsimlik ve geçici işçiler geçinmekte, eve ekmek götürmekte zorlanmaktadır, her birinin ailesi var, üniversitede okuyan çocukları var, bu şartlar altında nasıl okutacaklar, nasıl geçinecekler?
Değerli arkadaşlarım, sadece bir ay bile maaş almadığınızı elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün, bu arkadaşlarımızın durumunu da ona göre değerlendirin. Kamuda çalışan mevsimlik ve geçici işçiler kadro beklemektedir. 2007 yılında eksik ve adaletsiz yapılan uygulamanın düzeltilmesini istiyorlar. Bu arkadaşlarımızın sorunlarına mutlaka çözüm getirilmesini, eşitsizliğin giderilmesini teminen kadroya geçirilmeleri gerektiğine inanıyoruz. Geçici ve mevsimlik işçilerin sorunları Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında mutlaka çözüme kavuşturulacaktır.
MHP İKTİDARINDA TAŞERON İŞÇİLERİNİN KÖLE GİBİ ÇALIŞTIRILMASINA SON VERİLECEK, SORUNLARINA ÇÖZÜM GETİRİLECEKTİR
Kamu kurum ve kuruluşlarında büro işlerinden güvenliğe, sağlıktan eğitime, iş makinesi operatörlüğünden mühendisliğe varıncaya kadar her konuda işlerin görülmesi için hizmet alımı yoluna gidilmektedir. Bugün sadece sağlık kuruluşlarında taşeron işçi sayısı 120 bini geçmiştir. Temizlik işleri ile başlayan taşeronlaşma bugün ameliyathanelere, acil servislere kadar uzanmıştır. İş güvencesiz, düşük ücretle, ehil olmadıkları işlerde taşeron firma çalışanları istihdam edilmektedir. İşsizliğin olumsuzluğunu fırsata çevirenler tarafından oluşturulan bu sömürü düzeni sadece çalışana değil, yürütülen sağlık hizmetine de zarar vermektedir. Bu nedenle, taşeronlaşmadan vazgeçilmelidir. Asli veya sürekli kamu hizmetlerinin hizmet alımı yoluyla taşeron işçisi eliyle gördürülmesi kabul edilemez, doğru değildir, Anayasa’ya da aykırıdır.
Kamuda 1 milyon civarında taşeron işçisi çalıştığı ifade edilmektedir. Bu işçiler, tabiri caiz ise sesi kısılmış, elleri kolları bağlanmış, komutla hareket eden bireyler hâline getirilmiştir. Bu işçilerin çoğu asgari ücretle çalışmaktadır, kadrolu işçilerden çok düşük ücret alıyorlar. Taşeron işçilerinin hiçbir güvenceleri yok, en küçük itirazlarında işlerine son veriliyor, hiçbir sendikal hakları yok, izin hakları çok kısıtlı, fazla çalışma ücretleri yok, her sözleşme dönemi sonunda yeniden sözleşme imzalamama korkusu yaşıyorlar. Taşeron işçilerine her tür keyfî muamele yapılıyor, işten çıkarılanlara ihbar öneli ya da kıdem tazminatı verilmiyor, maaşlarını düzenli alamıyorlar, hakları gasbedildiğinde dava açamıyorlar, açsalar bile bu işçilere hukuk hilesi yapılıyor. Bu işçiler, taşeron ile devletin arasına sıkışmış durumdadır. Devletin, işsizliğin yoğun olduğu ortamdan istifade ederek uyanık ve fırsatçı tüccar gibi davranmaya, daha az personel maliyeti için farklı numaralar denemeye hakkı olmaması gerekir. Asli ve süreklilik arz eden kamu hizmetlerinin kadrolu kamu çalışanları eliyle yürütülmesini, taşeron personel olarak çalıştırılan insanımızın da yaptıkları işe ve vasıflarına göre bu kadrolara alınması ve insan onuruna yaraşır bir biçimde çalıştırılması gerektiğini düşünüyoruz. İnşallah Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında, bu köle düzenine, bu Orta Çağ zihniyetine son verilecektir.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.