Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Çarşamba Çayı taştı ve Bozkır’ımız büyükçe bir sel afeti yaşadı. Anlayabildiğim kadarıyla bundan özellikle Çat (Çağlayan), Dere ve Sorkun Kasabalarımız etkilendi ve ağır maddi hasar meydana geldi.
Tabii ki bu taşkından tek etkilenen bu iki kasaba olmasa gerektir. Sırıstat, Fart, Pınarcık, Kuşça ile vs. yerlerin ne derece zarar gördüklerini doğrusu bilemiyorum. Oraların da zararlar görmüş olmaları muhtemeldir. Ancak bu yazı ile bahsini edeceğim konu, bu zararlar değildir.
Bu aşama itibariyle ben, hepsine geçmişler olsun diliyorum. Can kaybının olmamasını da çok önemsiyorum! Ancak yine de “Mal canın yongasıdır!” diyorum; bunların tekrar yaşanmaması hatta afetlerin faydaya dönüştürülmesi için devletimizden kalıcı tedbirler bekliyorum!
Sanıyorum bu afet konusuyla “Devletimizin Ankara’daki Böyük Yetkilileri” de ilgilendiler. Sağ olsunlar yine de. Ancak yukarı paragrafta andığım açıdan bu ilgiyi yetersiz ve kısır buluyorum ben.
Oldum olası devletimize Bozkır’ımız, “oy ve er” vermiş, “kan ve can” vermiş ama karşılığında neredeyse, sadece ve sadece “birer hiç” almıştır!
Eh öyleyse artık “Böyük Yetkililerimizden” bir şeyler de bizim istememizin sırası daha gelmemiş midir?
Bu anlamda ve ileriki günlerde, “KOP” konusunda yazı, eleştiri ve önemli önerilerim olacaktır. Ne var ki bu taşkını bahane edinerek işin bu yönünü ele alalım önce.
Öncelikle hemen belirteyim ki; maddi olay ve olgular konusunda yanlışlarım olursa lütfen hoş görünüz ve bunu uzun yıllar İlçemden ayrı kalışıma, bilgisizliğime ve tembelliğime veriniz!
Gelelim sadede:
Ülkemizin bir çok yerinde sulama ve sair amaçlı nice gölet ve barajlar yapılmaktadır. Ama bildiğim kadarıyla İlçemizde bu konuda yapılmış hiçbir çalışma yoktur! Oysa konu, İlçemiz açısından da oldukça önemli ve büyük bir ihtiyaçtır. Üstelik uygun yerleri de pek çoktur! İşte bunlardan birisi de Çarşamba Çayı’mızın yukarısıdır!
Bölgenin coğrafik yapısını tam olarak bilmiyorum. Benim bildiğim genel yapıdır. Ama bu bilgi dahi önerimin olabilirliğini göstermektedir!
Bölgeye bir değil, birçok gölet, baraj ve ona bağlı başkaca düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Böylece hem bu tür afetler önlenmeli, hem de bölgeye en yüksek fayda sağlanmalıdır. Bu anlamda, içme suyundan tutun da daha geniş sulu tarım alanları, elektrik, vs. de bulunmalıdır!
Yeter artık, hak aranması da, ağlaması da bilinmeli ve bellenmelidir! 68’li yıllarda, bu ülkenin her yerine nam salan “Sorkun, Çat” ve “Dere” ile elbirliğiyle “Sırıstat” kendine gelmeli; çağıl, çağıl çağlamalıdır.
Tekrar geçmiş olsun der; ilgilileri göreve çağırıyorum efendim!
Saygılarımla…
02.Ocak.2011
Av. Mehmet DURAN
[email protected]
[email protected]
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.