Osmanlı Devleti’nin kuruluşu ve öncesinde büyük devlet adamları Şeyh Edebali, Ertuğrul Gazi ve Osman Gazinin verdiği öğüt ve vasiyetler, ardan 7 asır geçmesine rağmen halen geçerliliğini koruyup başarılı devlet idaresine ipuçları veriyor.
1206 yılında Merv’de doğan Şeyh Edebali, daha sonra Anadolu’ya göç edip 13.yüzyılın son çeyreğine doğru Eskişehir yakınlarında bulunan bir köyde zaviye kurdu. Söğüt ve Domaniç yaylaları Anadolu Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman gazi sık sık Şeyh Edebali’nin zaviyesinde misafir olarak kalır, dini ve idari konularda onun görüşlerini alırdı.
Rivayete göre, Osman Gazinin dergâhta bulunduğu bir gece rüyasında Şeyh Edabali’nin göğsünden bir ayın çıkıp kendi göğsüne girdiğini ve göğsünden bir büyük ağaç bitip dallarının âlemi kapladığını, altından birçok nehirlerin çıkıp insanların bu sulardan geçtiklerini görmüştü.
Sabah olup rüyayı anlatınca, Şeyh Edabali rüyayı şöyle tabir etmiştir: Sen Ertuğrul Gazi oğlu Osman, babandan sonra bey olacaksın. Kızım Malhun Hatun(Rabia Bala Hatun)ile evleneceksin. Benden çıkıp sana gelen nur budur. Sizin soyunuzdan nice padişahlar gelecek ve nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar, Allah nice insanın İslam’a kavuşmasına senin soyunu vesile edecektir.
Gerçekten de öyle olmuştur,6asırdan fazla devam edecek olan bir imparatorluğun temelleri Osman Gazi ile atılır ve bunun müjdesi Şeyh Edibali olur. Şeyh Edibali, kızı ile Osman Gaziyi evlendirdikten sonra Oğul Osman, Hak Teâlâ sana ve soyuna hükümdarlık verdi, mübarek olsun kızım senin helalin olsun der.
İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN! 1326 yılında Bilecik’ te vefat eden ve buraya defnedilen Şeyh Edabali’nin, damadı Osman Gaziye şu öğüdü 7 asırdır dilden dile anlatılır: * Ey Oğul! Artık beysin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana.
* Güceniklik bize, gönül almak sana. *Suçlamak bize, katlanmak sana.
*Acizlik bize, hoş görmek sana. *Anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
*Haksızlık yapmak bize, bağışlamak sana.
*Ey Oğul! Sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma, insanı yaşat ki devlet yaşasın.
* Ey Oğul! İşin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı Allah yardımcın olsun
*Güçlüsün kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Daima sabırlı sebatlı iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi değildir. Bütün bilinmeyenler, fethedilmeyenler, görünmeyenler ancak ve ancak sen faziletli ve ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.
*Ey Oğul! Ananı atanı say. Bereket büyüklerle beraberdir. İnancını kaybedersen, yeşilken çöllere dönersin. Açık sözlü ol, her sözü üstüne alma *Gördüğünü görme, bildiğini bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme. *Ey Oğul! Üç kişiye acı: cahil arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene.
*Ey Oğul! Unutma ki yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklıysan mücadeleden korkma.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.