Ergenlik dönemi, çocukların anne babalarına fazlaca ihtiyaç duyduğu zor dönemdir. Bu dönemin en büyük özelliği çocukların kendisinin sevilip sevilmediklerini anlamaya çalışmalarıdır.
Öğrenci görüşmelerimde, en çok duyduğum cümlelerin başında “annem babam beni sevmiyor” cümlesidir. Öğrenciye bunu nasıl anladığını sorduğumda öğrencimiz: “Hocam beni sevselerdi benimle ilgilenirlerdi, beni insanların yanında eleştirmezlerdi, bana bağırıp çağırmazlardı, başkalarıyla beni kıyaslamazlardı, eğer beni ben olarak sevselerdi bunları yapmazlardı” cümlesidir.
Bazı anne babalar, çocuklarının kendilerinden sadece yiyecek, giyecek ve para istediğini zannederler. Onun için de öğrenci velilerimiz: “Hocam yemedim yedirdim, giymedim giydirdim... daha başka ne yapayım!” der.
Gerçekten de anne babalar kolay olanı değil de zor olanı yapmaya çalışmaktadır. Meslek hayatım boyunca, binlerce öğrenciyle görüştüm; fakat hiçbir öğrenciden: “Öğretmenim ailem bana şunu almıyor bunu almıyor, bana harçlık vermiyor; bal, baklava ve et yedirmiyor” diye bir şikâyet duymadım. Ama, ailem beni sevmiyor, diyen yüzlerce öğrenci ile görüştüm.
Görevlerinin sadece bankamatik olduğunu düşünen öğrenci velilerine, bir öğrencinin:
“Öğretmenim ben anne babamdan bayramlık istemiyorum. Et yemeği, bal baklava da istemiyorum. Beni sevdiklerini sözleriyle ve davranışlarıyla bana göstermelerini istiyorum. Beni birileriyle kıyaslamamalarını istiyorum. Çünkü kıyaslanmak reddetmek olduğu için bu da beni sevmemek anlamına geliyor.
Ben onları sevdiğim için, kendilerini başka anne ve babalarla hiçbir zaman kıyaslamadım. Sevdim, çünkü onların çocukları olmaktan mutluyum, dünyaya tekrar gelsem yine onların çocukları olarak gelmek isterim. Ben paralarını değil sevgilerini istiyorum. Acaba hocam, sizce ben çok şey mi istiyorum?” Gerçekten bu çocuklar çok mu şey istiyor? Cevabını ve yorumunu size bırakmak istiyorum.
Bizi hayata bağlayan tek varlık olan çocuklarımızı, bizim çocuğumuz olduğu için sevelim. Sevgimizi kalbimizden çıkarıp sözel ve davranışsal olarak onlara gösterelim. Bunun yanında çocuklarımıza sevgimizi beden dilimizle (sarılarak) de gösterelim. Onlar zor bir dönemden geçmektedirler. Genç çocuk için ergenlik dönemi ne kadar sağlıklı geçerse, bu olumlu durum onun ilerideki yaşam kalitesini o ölçüde olumlu etkileyecektir.
Araştırmalar gösteriyor ki; gençler, çeşitli suç örgütlerine ekonomik sıkıntı nedeniyle değil, kendilerine değer verilmediği için daha da önemlisi ilgi, şefkat ve sevgi gösterilmediğinden kendilerini bunların kucağına atmaktadırlar.
İnsanoğlu ölürken iki şeye pişman olurmuş. Birincisi günahlarına, ikincisi ailesine ve çocuklarına göstermediği sevgisine...
Öğrenci görüşmelerimde, en çok duyduğum cümlelerin başında “annem babam beni sevmiyor” cümlesidir. Öğrenciye bunu nasıl anladığını sorduğumda öğrencimiz: “Hocam beni sevselerdi benimle ilgilenirlerdi, beni insanların yanında eleştirmezlerdi, bana bağırıp çağırmazlardı, başkalarıyla beni kıyaslamazlardı, eğer beni ben olarak sevselerdi bunları yapmazlardı” cümlesidir.
Bazı anne babalar, çocuklarının kendilerinden sadece yiyecek, giyecek ve para istediğini zannederler. Onun için de öğrenci velilerimiz: “Hocam yemedim yedirdim, giymedim giydirdim... daha başka ne yapayım!” der.
Gerçekten de anne babalar kolay olanı değil de zor olanı yapmaya çalışmaktadır. Meslek hayatım boyunca, binlerce öğrenciyle görüştüm; fakat hiçbir öğrenciden: “Öğretmenim ailem bana şunu almıyor bunu almıyor, bana harçlık vermiyor; bal, baklava ve et yedirmiyor” diye bir şikâyet duymadım. Ama, ailem beni sevmiyor, diyen yüzlerce öğrenci ile görüştüm.
Görevlerinin sadece bankamatik olduğunu düşünen öğrenci velilerine, bir öğrencinin:
“Öğretmenim ben anne babamdan bayramlık istemiyorum. Et yemeği, bal baklava da istemiyorum. Beni sevdiklerini sözleriyle ve davranışlarıyla bana göstermelerini istiyorum. Beni birileriyle kıyaslamamalarını istiyorum. Çünkü kıyaslanmak reddetmek olduğu için bu da beni sevmemek anlamına geliyor.
Ben onları sevdiğim için, kendilerini başka anne ve babalarla hiçbir zaman kıyaslamadım. Sevdim, çünkü onların çocukları olmaktan mutluyum, dünyaya tekrar gelsem yine onların çocukları olarak gelmek isterim. Ben paralarını değil sevgilerini istiyorum. Acaba hocam, sizce ben çok şey mi istiyorum?” Gerçekten bu çocuklar çok mu şey istiyor? Cevabını ve yorumunu size bırakmak istiyorum.
Bizi hayata bağlayan tek varlık olan çocuklarımızı, bizim çocuğumuz olduğu için sevelim. Sevgimizi kalbimizden çıkarıp sözel ve davranışsal olarak onlara gösterelim. Bunun yanında çocuklarımıza sevgimizi beden dilimizle (sarılarak) de gösterelim. Onlar zor bir dönemden geçmektedirler. Genç çocuk için ergenlik dönemi ne kadar sağlıklı geçerse, bu olumlu durum onun ilerideki yaşam kalitesini o ölçüde olumlu etkileyecektir.
Araştırmalar gösteriyor ki; gençler, çeşitli suç örgütlerine ekonomik sıkıntı nedeniyle değil, kendilerine değer verilmediği için daha da önemlisi ilgi, şefkat ve sevgi gösterilmediğinden kendilerini bunların kucağına atmaktadırlar.
İnsanoğlu ölürken iki şeye pişman olurmuş. Birincisi günahlarına, ikincisi ailesine ve çocuklarına göstermediği sevgisine...
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.