Konya Ticaret Odası Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Kurulu Sayman üyesi Sayın Hüseyin Üzülmez AK Parti’den milletvekili aday adayı oldu. Bütün başarıların birlik beraberlikle geldiğini daima söyleyen başkanın aday adaylığını duyunca çok sevindim.
Üzülmez, halkın içinden birisi özbeöz Konyalı. Ananelerine, görenek ve geleneklerine bağlı, geçmişi ile barışık has bir Meramlı. Konya’nın tarihine ışık tutanları seven kültüre önem veren kültür adamlarını destekleyen, makamına her ziyaret için geleni geri çevirmeyip mutlaka kabul eden Konya sevgisi ile dolu bir KTO başkanı idi Üzülmez.
Yine olmadı değil mi Üzülmez Başkan… Yine attığımız taşlar yerine varmadı. Hani emekli olacaktın, hani o zihnindeki gönlündeki birikimleri Konya’nın en az100 yıllık geçmişini Meram’ı, Lalebahçe’yi, Durunda’yı, Dörtokka’yı, Dutlukır’ını, kır bağlarını yazacaktık…
O kadar hatırayı yaşanmışları ne yapacaksın, unutacak mısın inşallah vekil olursan? Sakın ha unutma, gerçi sen kolay kolay unutmazsın geçmişini…
Konya’nın üzümünü, elmasını, armudunu, ayvasını, divleğini, karpuzunu dahası merhume analarımızın, bacılarımızın ninelerimizin aldığı katıkları, camız yoğurdunu, sadeyağını buz gibi sarnıç suyundan yayılmış turfan ayranını.
Bazlama ekmeğe sıkılan ve sıkmanın altından şipir şipir damlayan kakırdağın yağını, ekmek ocağında yapılan kenarı islenmiş olan içine binbir çeşit malzemeden yapılan içli katmerini unutmazsın, yazarsın değil mi?
Ya bizim çocukluğumuzda revaçta olan harmanbiş, çelik çomak oyununu da hiç unutmazsın biliyorum. Bunlardan kaçmak yok, yazacağız yazacaksın değerli başkanım.
Sen vekil olursun Sayın Üzülmez. Olmalısın da… Çünkü sen Konyalı’yı, Konya’yı, akrabayı taallukatını unutmazsın vekil olunca… İnsanlara tepeden bakmazsın değil mi? Yok yok, ben seni her zaman mütevazı ve samimi buldum…
Sayın Başkan ile çok zamanlar oturup saatlerce Konya’yı, Konyamız’ın geçmişini, Meram’ın gazel suyunu, aşşık oyunlarını, kibrit yüzük oyunlarını konuştuk… Bu gecelerde eski Konyalılarla Konya sevenleri ile yaptığımız muhabbetler bile senin nasıl biri olduğunu göstermeye yeterde artar bile.
KTO başkanı olduktan sonra birçok yeniliklere imza attığını herkes biliyor bunlardan bazı örnekleri yazayım. Konya’da sanayi ürünlerini sergileyecek daha bir fuar alanı yoktu… Konya Ticaret Odası fuar alanını faaliyete geçirdiniz. Bugün artık, yaklaşık 30 bin metrekarelik bir kapalı alanda Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun en büyük tarım fuarını yapar hale getirdiniz. Konya Ticaret Odası’nın kapılarını halkımıza açtınız. Sadece Ticaret Odası Konferans Salonu’nda yılda 500’e yakın etkinlik yapılıyor. Konya Ticaret Odasını halkın malı yaptınız.
KTO Vakfını kurdunuz, adından asırlarca söz ettirecek ilim ve bilim adamları yetiştirecek… Hülasa amel defterini daima açık tutacak bir ilim yuvası bir üniversite kazandırdınız… Eski Konya büyüklerinin duası ile sen çok yaşa, bin yaşa, sağ ol var ol. Sayın Başkan, hani bir atasözü vardır, “eğer nasip ise gelir Hint’ten Yemen’den, nasip değil ise ne gelir elden”.
Şimdi inşallah size bu vekillik nasip olursa inşallah olur bunu bütün kalbimle istiyorum. Üstleneceğin görev daha da büyük. Vekâlette sizden beklentiler bir hayli çoğalacak. Gerek ülke gündeminde gerekse ilimiz Konya’dan size tevdi edilecek birçok istek ve talepler olacak ama siz bunlara zaten bulunduğunuz makamdan aşinasınız, inşallah zorlanmadan bunların üstesinden gelirsiniz.
Şimdiye kadar o makamlarda olup da bazı serzeniş ve istekleri kulak arkası edenlerden olmazsınız. Şu hatıraları yazayım da anılar canlansın. Ben başkanın makamına bazen sohbet için vardım, bazen Konya’da bilemediklerimi sormak için vardım. Hep yerinde buldum ve yanına girip konuları açtım. Şayet konular uzun ise başkan “akşam buluşalım İsmail Bey oturup sakin kafa ile bol bol Konya’yı konuşalım, ahh eski Konya diyelim” derdi.
İnşallah Ankara’ya gidersin oradaki makamına da Konyalılar buradaki gibi desdursuz girip dertlerini anlatabilirler. Şayet değişirsen, ömrüm olursa onları da yazarım. Bak şimdiden söyleyeyim… Hadi yolun bahtın açık olsun. Konya ve ülke senden çok şeyler bekliyor. Vesselam…
ÖMER LÜTFİ ERSÖZ KİTABI ÜZERİNE
Damıtmak nedir?
Damıtmak ince ince nüfuz etmektir… Benim yaşım itibari ile köyümde yöremde, duyup, dinleyip, gönlüme yer ettiği şekli budur.
Yağmur damlası vardır şapır şapır yağar… Suda yakamozlar oluştururken çabucak kaybolur… Toprağa sert düşmesi ile düştüğü yerde yüzeysel sertlik oluşturur, içeri nüfuz etmeyince pek fazla fayda sağlamaz.
Ya damıtılırsa, yavaş yavaş nüfuz ederse? İşte o damıtılmış bir damladır ve her şeye faydalıdır.
Örneğin; insan kalbine damıtılan sevgi damlası orada büyük sevgi ve kalıcı dostluklar oluşturur. Örneğin rahmetli anacığım bir büyük kazan süte iki üç damla maya çalardı, yani damıtırdı da onun süte nüfuz etmesi ile bir kazan peynir elde ederdik.
Sanatçılar suya bir damla boya damıtıyor da ondan göz alıcı desenli ebrular elde ediyorlar.
İşte damıtmak, gerek insan ruhuna gerek eşyanın insandan aldığı gönül ruhuna damla damla damıtılırsa birçok güzellikler, sevgiler, dostluklar elde edilir.
Bunları niçin yazıyorum: Sevgili gönül dostum, yöremizin yetiştirdiği bürokrat, Konya Büyük şehir Belediyesi Otogar Müdürü Sayın Ömer Lütfi Ersöz kardeşimin çıkarmış olduğu, benim için ‘gönüllere işleyen’ anlamı taşıyan ‘Damıtılmış Damlalar’ kitabını yakın zaman önce zatım için imzalayıp bıraktığı TYB Konya Şubesi binasından aldım.
Öyle içten ve akıcı okunuşu vardı ki, sormayın… Uykularıma dur diyebilecek kadar etkileyici idi. Okudum okudum… Eline, diline, gönlüne sağlık Ömer Bey kardeşim… Kitabınız hayırlı olsun… Yeni yeni kitaplarınızı görmek dileği ile sevgiler sunuyorum
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.