O bıçağı sen değil, biz yedik sayın doktorum. Evet biz Bozkır’lılar yedi o bıçağı, hemde bacağından değil can evimizden yedik. Sizin canınız yandı biliyoruz, ameliyatla dikişlerle hayatınız kurtuldu, ama yaşanan bu olay tüm Bozkır’ı öldürdü.
Biz bir avuç insan ilçemizi tanıtmak ,sevdirmek için çabalarken,imkanlarımızı zorlarken, çırpınırken o bıçak gelip tüm çabalarımıza saplandı. Biz ilçemizi güzel havadislerle ulusal basına taşımak isterken, o bıçak ilçemizi yerin dibine soktu. Siz bacağınızdan yaralandınız, biz kalbimizden...
Bizler ilçemize doktor gelsin diye yalvarırken, o bıçak ilçemizdeki doktorları elimizden aldı. Zaten bir kaç kişiydiniz, zor şartlarda, uzun nöbetlerde, daracık odalarda hizmet veriyordunuz. Yeni hastanemiz yapılıncaya kadar “sabır” diyorduk. Ama yara kanamaya devam ediyordu. Biz doktorsuzluktan yakınırken, elimizdeki doktorlarımız komşu ilçelere gönderiliyordu. “Bizim doktorumuz bize yetersiz” diye itiraz etmek yerine, doktorlarımızı komşu ilçelere gönderenler hiç düşünmediler ki merkeze uzaklığı bir buçuk saat olan bir ilçeden, ambulansların doktorsuz çıkması hem personeli hemde hastayı riske atmaktı. “Önemli değil” diye düşünülmüş olmalı “nasılsa Bozkır’lı sesini çıkarmaz, çıkarsada işimizi yukarıdan hallederiz, bana birşey olmaz” diyenler, hastane içindeki düzensizliği ve disiplinsizliği, personel memnuniyetsizliğini ,hasta memnuniyetsizliğini,doktorların sorunlarını hiç dikkate almadan, bildikleri yolda devam ediyorlar.
İyi insan olmak başka bir şeydir, görevinin hakkını vermek başka bir şey. Doktorumuza o bıçağı bir kişi saplamamıştır. O bıcağı hastane içinde bile güvenliği sağlayamayan, bir hastane polisi bile isteyemeyenler saplamıştır. Hastanelerde güvenlik birimi olmak zorundadır. Bunu ben bir sıradan vatandaş olarak görebiliyorsam, bunu göremeyen yada görsede ilgisiz kalan yetkililer, o bıçağı sallayan el kadar suçlu ve sorumludur.
Kolunda serum şişesiyle acılar içinde kıvranan bir hasta, yan taraftan bas bas bağıran televizyon sesine karışmış kahkahalarla nasıl bir ruh hali içine girer diye düşünmeyen, hatta tüm bunlardan haberi bile olmayan yetkililer, gece yarısı her türlü saldııya açık bir ortamda görev yapan doktorların ve personelin güvenliği konusunda da bir şeyler yapmasını beklemek hayalcilik olabilir, ama doktorumuz hayatını kaybetmiş olsaydı vicdanlar rahat edecekmiydi merak ediyorum.
Doktorumuza yapılan saldırıdan dolayı üzgün ve kızgınım. Ama basında çıkan haberlere aldanıp, tüm Bozkır’ın aynı olduğunun düşünülmesini istemiyorum.
Sayın doktorum; Bu münferit olayla tüm Bozkır’lıya küsmeyin, asıl görevinin gereğini yapmayıp, yapmış gibi yapıp, kendi vicdanını rahatlatanlara küsün. Ama kutsal görevinize ve biz Bozkır’lılara küsmeyin. Siz bacağınızdan biz kalbimizden vurulduk. Bir yada bir kaç kişinin yaptığı olaylar yüzünden, tüm Bozkır’lıya ceza kesmeyin ve bu olayı bahane edip gitmeyi düşünenler ,lütfen bir kez daha düşünün.
Başta olayı yaşayan doktorumuza, hastane personelimize olmak üzere ,kalbinden yaralanan tüm Bozkır’lıma geçmiş olsun..
Biz bir avuç insan ilçemizi tanıtmak ,sevdirmek için çabalarken,imkanlarımızı zorlarken, çırpınırken o bıçak gelip tüm çabalarımıza saplandı. Biz ilçemizi güzel havadislerle ulusal basına taşımak isterken, o bıçak ilçemizi yerin dibine soktu. Siz bacağınızdan yaralandınız, biz kalbimizden...
Bizler ilçemize doktor gelsin diye yalvarırken, o bıçak ilçemizdeki doktorları elimizden aldı. Zaten bir kaç kişiydiniz, zor şartlarda, uzun nöbetlerde, daracık odalarda hizmet veriyordunuz. Yeni hastanemiz yapılıncaya kadar “sabır” diyorduk. Ama yara kanamaya devam ediyordu. Biz doktorsuzluktan yakınırken, elimizdeki doktorlarımız komşu ilçelere gönderiliyordu. “Bizim doktorumuz bize yetersiz” diye itiraz etmek yerine, doktorlarımızı komşu ilçelere gönderenler hiç düşünmediler ki merkeze uzaklığı bir buçuk saat olan bir ilçeden, ambulansların doktorsuz çıkması hem personeli hemde hastayı riske atmaktı. “Önemli değil” diye düşünülmüş olmalı “nasılsa Bozkır’lı sesini çıkarmaz, çıkarsada işimizi yukarıdan hallederiz, bana birşey olmaz” diyenler, hastane içindeki düzensizliği ve disiplinsizliği, personel memnuniyetsizliğini ,hasta memnuniyetsizliğini,doktorların sorunlarını hiç dikkate almadan, bildikleri yolda devam ediyorlar.
İyi insan olmak başka bir şeydir, görevinin hakkını vermek başka bir şey. Doktorumuza o bıçağı bir kişi saplamamıştır. O bıcağı hastane içinde bile güvenliği sağlayamayan, bir hastane polisi bile isteyemeyenler saplamıştır. Hastanelerde güvenlik birimi olmak zorundadır. Bunu ben bir sıradan vatandaş olarak görebiliyorsam, bunu göremeyen yada görsede ilgisiz kalan yetkililer, o bıçağı sallayan el kadar suçlu ve sorumludur.
Kolunda serum şişesiyle acılar içinde kıvranan bir hasta, yan taraftan bas bas bağıran televizyon sesine karışmış kahkahalarla nasıl bir ruh hali içine girer diye düşünmeyen, hatta tüm bunlardan haberi bile olmayan yetkililer, gece yarısı her türlü saldııya açık bir ortamda görev yapan doktorların ve personelin güvenliği konusunda da bir şeyler yapmasını beklemek hayalcilik olabilir, ama doktorumuz hayatını kaybetmiş olsaydı vicdanlar rahat edecekmiydi merak ediyorum.
Doktorumuza yapılan saldırıdan dolayı üzgün ve kızgınım. Ama basında çıkan haberlere aldanıp, tüm Bozkır’ın aynı olduğunun düşünülmesini istemiyorum.
Sayın doktorum; Bu münferit olayla tüm Bozkır’lıya küsmeyin, asıl görevinin gereğini yapmayıp, yapmış gibi yapıp, kendi vicdanını rahatlatanlara küsün. Ama kutsal görevinize ve biz Bozkır’lılara küsmeyin. Siz bacağınızdan biz kalbimizden vurulduk. Bir yada bir kaç kişinin yaptığı olaylar yüzünden, tüm Bozkır’lıya ceza kesmeyin ve bu olayı bahane edip gitmeyi düşünenler ,lütfen bir kez daha düşünün.
Başta olayı yaşayan doktorumuza, hastane personelimize olmak üzere ,kalbinden yaralanan tüm Bozkır’lıma geçmiş olsun..
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.