Bozkır ve çevresinde, doğal çevre ve piknik meraklısı ailelerin ilgisini çekeceğini düşündüğümüz mavi kanyon da oluşan, bir doğa harikası şelaleyi, etkisini yitirmeden bu günlerde görmelerini öneririz .
Bahar aylarının getirdiği bu seneki olağan dışı yağışlarla, dereler, çaylar, vadilerden, yaylalardan, yamaçlardan akıp gelen taşkın suların etkisiyle coşup taşmaktaydı.
Yer yer yağan yağışlar ve kendini gösteren bahar güneşiyle tabiat coşmuş, otlar diz boyu olmuştu. Henüz sürülmeyen tarlaları ise gelincikler, sarı-beyaz papatyalar esir almıştı. Bu güzelim manzarayı birlikte yaşamak ve görüntülemek için, Bozkır Postası Gazetesi Genel yayın Yönetmeni kıymetli dostum Yunus Yılmaz beyle birlikte 06 plakalı aracımızla Bozkır Postası Gazetesinden çıkarak yola koyulduk.
Yolören (Fart) köyünün üstünden geçerek köylülerin Deliktaş olarak nitelendirdikleri sarp kayaların oluşturduğu boğazdan keçilerin kayalara tırmanarak otlamalarını bir müddet keyifle seyrettikten sonra Pınarcık köyüne vardık.
Amacımız kırsalda güzel doğal çevreyi fotoğraflamaktı. Buradan Pınarcık köyü altında Avdan yoluna çıkan mavi köprüsüne geldik. Manzara harikaydı. Yunus bey bu doğal güzellikler karşısında heyecanla devamlı fotoğraf makinasının deklanşörüne basarak çevreyi görüntülüyordu. Benim buraya kadar gelipte kendimce muhteşem bulduğum ve mavi kanyon olarak isimlendirdiğim mevkide mavi köprüden 4,5-5 kilometre Balıklava köyü yönüne doğru, Bozkır’dan gelen Çarşamba Çayının mavi suyla birleştiği görülmeye değer su çatı olarak nitelenen yeri görmemek olur muydu?
Kanyonda mavi suyun coşkusunu ve çevrenin ürpertici ilginç yapısını hayranlıkla izliyor ve fotoğraflar çekiyorduk. Kanyonda başımızı kaldırarak yukarılara doğru bakarken, yalnızca gökyüzünü görebiliyorduk. Mavi kanalın her iki tarafındaki kayalıkların kanal boyunca kıvrılarak birbiriyle kesişen ilginç görüntülerini hayranlıkla seyrediyorduk.
Mavi köprüsünden uzaklaşmamız 2-2,5 kilometre ancak olmuştu. Önümüzde birden yolun kanal ve hendekle yarılmış olduğunu gördük. Aracımızla yola devam etmemiz mümkün değildi. Araçtan indik sağ tarafımıza baktığımızda gördüğümüz manzara muhteşemdi. Bir şelale, bir çağlayan ile burun burunaydık. 100 metrenin üzerindeki kayaların arasından coşkuyla akıp gelen şelalenin sesi bizi tekrar tekrar heyecanlandırıyordu. Şelaleden gelen sular aşağıda tabanda önü kumlarla çevrili bir mini gölcük meydana getirmiş. Kanımızca Avdan kasabası yaylalarından akıp gelen suyun hızı ve gücü ile daha önce yardığını tahmin ettiğimiz yoldan açtığı kanal ile çağlayanın suyu mavi suya akıyordu. Her ikimizde şelalenin altına girmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Bir ara şelalenin dibine kadar sokularak sırılsıklam olduğumuzu da itiraf etmek isteriz.
Çevrenin yeşillikler ve kır çiçekleri ile bezenmiş görüntüsünü ,çocuklarına tanıtıp keyifli bir gün geçirmek üzere bu doğa harikası güzelim şelalenin bu günlerde gücünü yitirmeden meraklılarınca görülmesini güzel Bozkır adına Bozkırlılara öneririz.
Bahar aylarının getirdiği bu seneki olağan dışı yağışlarla, dereler, çaylar, vadilerden, yaylalardan, yamaçlardan akıp gelen taşkın suların etkisiyle coşup taşmaktaydı.
Yer yer yağan yağışlar ve kendini gösteren bahar güneşiyle tabiat coşmuş, otlar diz boyu olmuştu. Henüz sürülmeyen tarlaları ise gelincikler, sarı-beyaz papatyalar esir almıştı. Bu güzelim manzarayı birlikte yaşamak ve görüntülemek için, Bozkır Postası Gazetesi Genel yayın Yönetmeni kıymetli dostum Yunus Yılmaz beyle birlikte 06 plakalı aracımızla Bozkır Postası Gazetesinden çıkarak yola koyulduk.
Yolören (Fart) köyünün üstünden geçerek köylülerin Deliktaş olarak nitelendirdikleri sarp kayaların oluşturduğu boğazdan keçilerin kayalara tırmanarak otlamalarını bir müddet keyifle seyrettikten sonra Pınarcık köyüne vardık.
Amacımız kırsalda güzel doğal çevreyi fotoğraflamaktı. Buradan Pınarcık köyü altında Avdan yoluna çıkan mavi köprüsüne geldik. Manzara harikaydı. Yunus bey bu doğal güzellikler karşısında heyecanla devamlı fotoğraf makinasının deklanşörüne basarak çevreyi görüntülüyordu. Benim buraya kadar gelipte kendimce muhteşem bulduğum ve mavi kanyon olarak isimlendirdiğim mevkide mavi köprüden 4,5-5 kilometre Balıklava köyü yönüne doğru, Bozkır’dan gelen Çarşamba Çayının mavi suyla birleştiği görülmeye değer su çatı olarak nitelenen yeri görmemek olur muydu?
Kanyonda mavi suyun coşkusunu ve çevrenin ürpertici ilginç yapısını hayranlıkla izliyor ve fotoğraflar çekiyorduk. Kanyonda başımızı kaldırarak yukarılara doğru bakarken, yalnızca gökyüzünü görebiliyorduk. Mavi kanalın her iki tarafındaki kayalıkların kanal boyunca kıvrılarak birbiriyle kesişen ilginç görüntülerini hayranlıkla seyrediyorduk.
Mavi köprüsünden uzaklaşmamız 2-2,5 kilometre ancak olmuştu. Önümüzde birden yolun kanal ve hendekle yarılmış olduğunu gördük. Aracımızla yola devam etmemiz mümkün değildi. Araçtan indik sağ tarafımıza baktığımızda gördüğümüz manzara muhteşemdi. Bir şelale, bir çağlayan ile burun burunaydık. 100 metrenin üzerindeki kayaların arasından coşkuyla akıp gelen şelalenin sesi bizi tekrar tekrar heyecanlandırıyordu. Şelaleden gelen sular aşağıda tabanda önü kumlarla çevrili bir mini gölcük meydana getirmiş. Kanımızca Avdan kasabası yaylalarından akıp gelen suyun hızı ve gücü ile daha önce yardığını tahmin ettiğimiz yoldan açtığı kanal ile çağlayanın suyu mavi suya akıyordu. Her ikimizde şelalenin altına girmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Bir ara şelalenin dibine kadar sokularak sırılsıklam olduğumuzu da itiraf etmek isteriz.
Çevrenin yeşillikler ve kır çiçekleri ile bezenmiş görüntüsünü ,çocuklarına tanıtıp keyifli bir gün geçirmek üzere bu doğa harikası güzelim şelalenin bu günlerde gücünü yitirmeden meraklılarınca görülmesini güzel Bozkır adına Bozkırlılara öneririz.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.