Teslimiyete karşı mücadele bayrağını açmak için Samsun’a ayak basan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Havza’ya doğru yol alırken, sıcak güneşin altında tarlada çift sürmekte olan bir köylü ile karşılaşır.
Olup bitenler hakkında sıradan vatandaşın ne düşündüğünü öğrenmek için iyi bir fırsat olduğunu düşünen Gazi Mustafa Kemal Paşa, arabasından inerek köylünün yanına yaklaşır.
Hemşeri, Düşman İzmir’e çıktı. Yakında Samsun’a da asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat toprağını sürüyorsun.
Bir eliyle alnındaki teri silen yaşlı adam, üzerindeki üniformadan önemli bir adam olduğunu anladığı Gazi Mustafa Kemal Paşaya şöyle çıkışır!
Paşa Paşa.. Sen ne diyorsun? Biz üç kardeştik. İki de oğul vardı Yemen’de Kafkasya’da Çanakkale’de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde sekiz öksüz ile üç dul kalmış kadın var. Hepsi benim sapanımın ucuna bakarlar. Şimdi benim vatanım da yurdum da işte bu tarlanın ucu. Düşman oraya gelinceye kadar benden hayır bekleme!
Bir kardeşini Yemen’de, Bir kardeşini Çanakkale’de, Bir oğlunu Galiçya’da, Bir oğlunu Sarıkamış’ta kaybeden Sekiz Öksüz çocuğa ve üç dul kalmış kadına bakmak zorunda kalan yarım adamlar artık yok.
Ancak savaş sayesinde istediğini elde edemeyip barış adındaki girişimleri sayesinde üstünlüğü ele geçiren emperyalist güçler, içeriden aldıkları işbirlikçililer vasıtası ile milletin ekseriyetini Havza’daki o köylünün içine düştüğü çaresizlik çıkmazına sürüklemenin zaferini kutluyorlar. Hedeflerine adım adım ilerlemenin hazzını yaşıyorlar.
Türkiye, AB, ABD, İSRAİL ekseninde yürütülen politikalar nedeniyle bağımsızlığını kaybetme noktasına hızla ilerlemektedir. Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete! Yazık olmasın dirliğimize, birliğimize, beraberliğimize dahası güzel ülkeme. Oyunlara gelmeyelim.
Bir Coğrafya düşünün ki ayrılıkçılar istediğinde esnaf kepenk indirsin! Bir bölge düşünün ki bölücüler istediğinde banka şubeleri bile kapılarını kapatsın! Bir alan düşününüz ki toplumsal inisiyatif örgütten sorulsun!
Hayır, böyle bir yerde devletin hükümranlığından söz edilemez! Kendimizi kandırmayalım, Güneydoğu bağlamında artık geriye sayım halindeyiz! Tartışılan bölünmenin olup olmayacağı değil ne zaman ve nasıl olacağıdır! Hiç kuşkunuz olmasın,12 Haziran sonrasında ayrışma boyut kazanacaktır.(S.önkibar 27.05.2011)
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.