Geldi bahar yaz ayları
Piknik şenlik zamaları
Guzuların geldi Bozgır'ım
Bir zamanlar sen neydi bee Bozgır'ım!
Yetmiş iki köyün,yetişen yemişlerin,hasat,harman günlerin,
Her mevsimin başka bir güzel,yaşamaya doyulmazdı.
Aksakal,ak dastarlıların vardı,kütük dökülen doğumların,
Beşiklerin vardı,haneleri şenlendiren bebek seslerin...
Tarlalarında ekin,nohut,mercimek,arpa,yulaf boy verirdi,
Ürüzgarlarla dalgalanırdı başakların,güneşe yarış, sarardı yeşilliklerin.
Goraf,goraf oraklı eller hazırlardı ekinleri yığın olurdu harman öncesi,
Obalar kurulur,harman yerine taşınırdı köylülerimiz,yazlık adına.
Dört mevsim bir düzenin vardı,kışın başka,yazın ayrı gözeldi,
İlk ve Sonbaharın göç yollarının nagmelerini taşırdı.
Kah yayla göçü,kah yayla inişi,yaylaklardan kışlağa,
Karışırdı guzu-oğlak-buzağı sesi,inek,eşek,öküz seslerine...
Ekmek-geçim derdi guzularını aldı gurbet,kaçırdın bir kerre,
Kimi mevsimlik çalışıp döndü,kimileri yurt tuttu uzak yerleri.
Hatta sınırlar ötesine taştılar,Alamanya,Fransa,Amerika,Kanada,
Buralarda var olmanın mücadelesini verir oldular,ödün vermeden Bozgırlılıktan...
Gün geldi içlerindeki memleket özlemi depreşti adeta,bir araya geldiler,
Vakıf,Dernek,İnternet sitesi oldular,topladılar insanlarımızı,piknik,şölen yaptılar ırak yerlerde.
Fakat hep bir yerleri yarım kaldı,öksüz,yetimdi,düşüncelere daldılar,ne yapalım?
Bu kervan yürümeliydi "Gurbetden-Sılaya"kol vermeliydi kasabamız,köylerimizde...
Aslan Mustafa'lar ölmez,yaşar her dem,demlendirir,ilelebet,
Mustafa Çil...Kültür-sanat güneşimiz,sözlü,türkü,Sazlı köylümüz,
Sayarlar çil,çil altın liralar,Bozgır Gönüller,gönüller yapmak için,
Sesine ses verenler,sesini duyurur köy,kasaba,düğün,derneklerini,
Nam salmış,106.4 Radyo Mavi Karadeniz'imizde,Aslan Mustafam geldi...
Tempo TV Hayatın Temposu,Bizim Oralar,Seyrantepe'si,
Giresun'un Çat'lı Sami'si,Ereğli'nin Eda'sı,Bozkır'ın Aslan Mustafa'sı,
Seyrederiz Seyrantepe'den,Bozkır,Yalıhüyük,Balıklava,Hacılar,Bizim Oralar,
Dizilmişler pınarlar,Üçpınar,Ulupınar,Harmanpınar,Akçapınar,Sazlı,Sopran,Badem'lisi,
Tempo TV Bizim Oralar,Seyrantepe,yedi tepeli İstanbul'un serdar tepesi,
Geldi bahar yaz ayları,Temmuz piknik-şölen zamanları,
Goraf,goraf akın vardı,akıncılarımızın geldiği ata yurtlarına.
Arabalar dolu,dolu,hasret taşıyorlardı,özlemini çektiğimiz diyarlara,
Kavuşuyorlar ıraklardaki Bozgır'lılarla,anavatan Bozgır'lılarımız...
Kekik kokan,Keklik öten dağların,yaylaların,sümbül biten toprakların,
Bir aylığına da olsa seni,sende yaşamaya,yaşatmaya hüküm giymişler.
Şenlendirdiler,şenlendiler,geçmişler,gelecekler,kurtlar,kuşları,
Seneye hasretlerini, yüreklerine gömerek dönüş yollarına düştüler.
Bozgır'ım,Canım Bozgır'ım,ata yurdum,hep yadımda olanım,
Nasıl buldun gurbetdeki evlatlarını,kucaklayabildin mi,Bozgırlıca?
Senden nişaneler taşırlar mı,oğulların,gızların,ağaların,beylerin?
Seni sende yaşamak,yaşatmak için,değer sana her şey Bozgırım...
Ali Rıza Özaslan
www Meyre com
Kadıköy Bozkır Gönüllüleri
Piknik şenlik zamaları
Guzuların geldi Bozgır'ım
Bir zamanlar sen neydi bee Bozgır'ım!
Yetmiş iki köyün,yetişen yemişlerin,hasat,harman günlerin,
Her mevsimin başka bir güzel,yaşamaya doyulmazdı.
Aksakal,ak dastarlıların vardı,kütük dökülen doğumların,
Beşiklerin vardı,haneleri şenlendiren bebek seslerin...
Tarlalarında ekin,nohut,mercimek,arpa,yulaf boy verirdi,
Ürüzgarlarla dalgalanırdı başakların,güneşe yarış, sarardı yeşilliklerin.
Goraf,goraf oraklı eller hazırlardı ekinleri yığın olurdu harman öncesi,
Obalar kurulur,harman yerine taşınırdı köylülerimiz,yazlık adına.
Dört mevsim bir düzenin vardı,kışın başka,yazın ayrı gözeldi,
İlk ve Sonbaharın göç yollarının nagmelerini taşırdı.
Kah yayla göçü,kah yayla inişi,yaylaklardan kışlağa,
Karışırdı guzu-oğlak-buzağı sesi,inek,eşek,öküz seslerine...
Ekmek-geçim derdi guzularını aldı gurbet,kaçırdın bir kerre,
Kimi mevsimlik çalışıp döndü,kimileri yurt tuttu uzak yerleri.
Hatta sınırlar ötesine taştılar,Alamanya,Fransa,Amerika,Kanada,
Buralarda var olmanın mücadelesini verir oldular,ödün vermeden Bozgırlılıktan...
Gün geldi içlerindeki memleket özlemi depreşti adeta,bir araya geldiler,
Vakıf,Dernek,İnternet sitesi oldular,topladılar insanlarımızı,piknik,şölen yaptılar ırak yerlerde.
Fakat hep bir yerleri yarım kaldı,öksüz,yetimdi,düşüncelere daldılar,ne yapalım?
Bu kervan yürümeliydi "Gurbetden-Sılaya"kol vermeliydi kasabamız,köylerimizde...
Aslan Mustafa'lar ölmez,yaşar her dem,demlendirir,ilelebet,
Mustafa Çil...Kültür-sanat güneşimiz,sözlü,türkü,Sazlı köylümüz,
Sayarlar çil,çil altın liralar,Bozgır Gönüller,gönüller yapmak için,
Sesine ses verenler,sesini duyurur köy,kasaba,düğün,derneklerini,
Nam salmış,106.4 Radyo Mavi Karadeniz'imizde,Aslan Mustafam geldi...
Tempo TV Hayatın Temposu,Bizim Oralar,Seyrantepe'si,
Giresun'un Çat'lı Sami'si,Ereğli'nin Eda'sı,Bozkır'ın Aslan Mustafa'sı,
Seyrederiz Seyrantepe'den,Bozkır,Yalıhüyük,Balıklava,Hacılar,Bizim Oralar,
Dizilmişler pınarlar,Üçpınar,Ulupınar,Harmanpınar,Akçapınar,Sazlı,Sopran,Badem'lisi,
Tempo TV Bizim Oralar,Seyrantepe,yedi tepeli İstanbul'un serdar tepesi,
Geldi bahar yaz ayları,Temmuz piknik-şölen zamanları,
Goraf,goraf akın vardı,akıncılarımızın geldiği ata yurtlarına.
Arabalar dolu,dolu,hasret taşıyorlardı,özlemini çektiğimiz diyarlara,
Kavuşuyorlar ıraklardaki Bozgır'lılarla,anavatan Bozgır'lılarımız...
Kekik kokan,Keklik öten dağların,yaylaların,sümbül biten toprakların,
Bir aylığına da olsa seni,sende yaşamaya,yaşatmaya hüküm giymişler.
Şenlendirdiler,şenlendiler,geçmişler,gelecekler,kurtlar,kuşları,
Seneye hasretlerini, yüreklerine gömerek dönüş yollarına düştüler.
Bozgır'ım,Canım Bozgır'ım,ata yurdum,hep yadımda olanım,
Nasıl buldun gurbetdeki evlatlarını,kucaklayabildin mi,Bozgırlıca?
Senden nişaneler taşırlar mı,oğulların,gızların,ağaların,beylerin?
Seni sende yaşamak,yaşatmak için,değer sana her şey Bozgırım...
Ali Rıza Özaslan
www Meyre com
Kadıköy Bozkır Gönüllüleri
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.