Bu aziz Türk milleti devletine bağlıdır, en acılı durumda evlat acısını yaşadığı anda bile vatan sağ olsun diyebilen asil bir neslin temsilcisi olan Yüce Türk milletidir. Milletin can güvenliğini ve bütünlüğünü, adaleti sağlayabildiği müddetçe millet devlete bağlıdır.
Ülkenin bağımsızlığını koruyabildiği müddetçe millet devlete bağlıdır. Önemli makamlara gelen kimseler düşmanla işbirliği etmediği müddetçe millet devletine bağlıdır. Makam sahipleri devletin kuruluş ilkelerine sadık kaldığı müddetçe millet devlete bağlıdır.
Geçmişten günümüze kadar, bu ölçülere sahip bir devlete bağlılık Aziz Türk milletinin karakteridir ve gerektiği takdirde böyle bir devlet için malını da canını da feda eder. Etmiştir de. Ancak Türk’ün bu güne dek çok fazla dile getirilmeyen bir özelliği daha var. Devlet, yukarıdaki yazdığımız niteliklerini kaybettiği zaman millet mutlaka yeni bir oluşumla yeni devletini oluşturur. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.(Tarihte, 16 Türk devleti kurulduğu gibi)
Türk’ün ilk başkenti Ötüken’den 840 yılında büyük bir göç yaşanır. Millet perişan bir vaziyette dört bir yana dağılır. Tarım havzasında kurulan Hanlıklar bütün milleti toplayamaz vede Ötüken deki şevketli, huzurlu günleri yaşatamazlar. Bunun üzerine millet Kaş gar’da yeni bir oluşumun temelini atar. Karahanlı hanedanıyla eski günler geri gelir.
11 yüzyılın ortalarında Karahanlılar da güçsüz düşerler ve devlet olmanın gereğini yerine getiremezler.1037 – 1040 yıllarında Selçuklu ailesi önderliğinde Horasan’da yeni bir devletin temeli atılır.
13. yüzyılın ortalarında Anadolu Selçukluları İlhanlılara yenildi ve onlara tabi olmak zorunda kaldı. Beylikler dönemi bu ortamda doğdu ve Anadolu’nun her tarafında yeni bir oluşum için adımlar atıldı. Sonunda millet Osmanlı Beyliği’nin etrafında toplandı.
Osmanlı, Oğuz Türklerini dünyanın hâkimi haline getirdi ve 600 yıl Türk’ün varlığını korudu. Ancak Birinci Dünya Savaşının sonunda oda devlet olmanın gereklerini yerine getiremedi. Millet, Anadolu’nun her tarafında teşkilatlandı; Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde efsanevi bir mücadele verdi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu.Tarih bir ibret vesikasıdır. Bu millet aynı millettir. Bağımsızlığının korunamadığını görürse Can güvenliğinin ve ülke bütünlüğünün sağlanamadığını anlarsa, Devletin kuruluş ilkelerinden sapıldığını tespit ederse, Makam sahiplerinin iç ve dış düşmanla işbirliği yaptığını fark ederse Yine mutlaka bir oluşum içerisine girer. Basiretsizleri, beceriksizleri, sapkınları ve işbirlikçileri def ederek devlet olmanın gereklerini yerine getiren yeni bir yönetime vücut verir. Türk milletinin geçmişinde hep böyle olmuş, Hep aynı refleksi göstermiştir.(A.Bican Ercilasun)
Millet, tarihin derinliklerinden süzülüp gelen karakterinin gereğini yapar ve yeniden doğmasını bilir. Unutmayalım ki Türk milleti Dünya var oldukça var olacaktır. Bir Türkmen çadırı var oldukça var olacaktır, eğer bir çadır varsa o çadırda yaşayanlar bir ateş yakmış külleri de varsa bu küllerden kor ateşin doğduğu gibi Türk milleti küllerinden doğmasını bilir!
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.