Haber İçerigi Konya Merhaba Gazetesinin Recep Öğütçü Adlı Köşe yazarından alıntı yapılmıştır.
Biliyorsunuz, zaman zaman tarımla, hayvancılıkla ve meyvecilikle ilgili yazılar yazarım. Çünkü köylü çocuğuyum, orman ağaçlarının arasında hayvan otlatarak büyüdüm. Tarım ve hayvancılık çocukluk yıllarımdan beri ilgilendiğim bir konu. Anadolu coğrafyasını gezerken etrafa hep o çocukluk yılarımın duygularıyla bakarım. Arazi yapısını incelerim, bitki örtüsünü dikkatle gözlemlerim, bu arazide neler yetiştirilebileceğini, neler üretilebileceğini hayal ederim. Hatta dağlarda toplanmayan ve hayvanların da otlamadığı otların telef olup gitmesine üzülürüm.
Bizim cennet vatanımızda henüz el atılmamış, üretime kazandırılmamış binlerce hektar arazi atıl durmaktadır. Orman arazisi olarak görülen binlerce hektar arazi ağaç dikilmesini beklemektedir. Hüday-i nabit olarak biten ve kendi kendine yetişen ağaçlar dışında nice arazilerimiz ve dağlarımız çıplaktır, insan eliyle dikilecek ağaca hasrettir.
Son yıllara kadar orman arazilerinde, kırk dokuz yıllığına izin alınarak özel orman yetiştirmek ve işletmek ile ilgili mevzuat yoktu. AK Parti hükümeti bu yolu açtı ve birçok vatandaşımız bu atıl duran arazileri kiralayarak ceviz ve badem gibi orman ağaçları yetiştirmeye başladı.
Geçen hafta Bozkır ilçemizin Sarıoğlan Kasabası’nda oturan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan bir akrabam ile konuşurken gerçekleştirdiği bir projeden bahsetti. Merak ettim, sağ olsun dört çeker arabasıyla beni götürdü ve projeyi yerinde görme fırsatı buldum.. Gördüğüm manzara hayalleri zorluyordu. Akrabam olan Asım Bağcı isimli vatandaş, Orman Genel Müdürlüğünden kırk dokuz yıllığına kiraladığı orman arazisini dikenli tel ile çevirmiş, ceviz ve badem gibi orman ağaçları yetiştiriyordu.
Öğrendiğime göre, bu çapta ve bu genişlikte özel orman projesi Türkiye’de tekti. Bozkır ve Güneysınır ilçelerimize bağlı Mehmetali, Ağaras, Kızılöz ve Kayakızı köylerinin tam ortasında 2300 dönümlük çıplak orman arazisi, meyveli ve meyvesiz orman ağacı yetiştirmek üzere 49 yıllığına kiralanmış, on dört yıl vadeli, düşük faizli kredi alınmış, tel ile çevrilmiş, o dik yamaçlı çıplak arazilere taraçalar yapılmış, yollar açılmış, binlerce badem, ceviz, çam, mahlep gibi orman ağaçları dikilmiş, su çıkmaz denilen dağ başlarında sontajlar vurularak su çıkarılmış, damlama su ile bütün ağaçlara su verilmiştir.
Sadece arazi içinde 45 km patika yol yapmış Asım Bey. Dört çeker arabasıyla araziyi bir saatte dolaşabildik. Kendi dozerinin olması avantaj olmuş, maliyeti aşağı çekmiştir.
Evet, sıra sra ağaçları görünce insanın gamı kasaveti gidiyor. İnsanın ayakta durmakta güçlük çektiği o dik yamaçlarda, Hala Dağının eteklerinde dozerler çalışmış, yaklaşık yüz elli bin ağaç toprakla buluşturulmuştur. İnsan anlıyor ki, azmedince, devlet de elinden tutunca insanoğlu neleri başarıyor. Her bir ağaç, o bölge insanı için iş ve aş demektir. Her bir ağaç ekonomiye ve Türk tarımına katkı demektir. Her bir ağaç temiz hava, sağlıklı yaşam demektir.
Konya çevresinde orman ağacını sadece Belediyeler, Tema Vakfı ve Konya Şeker AŞ. üretiyor ve dikiyor sanıyordum, Konya’mızda bu kurumlardan başka ağaç sevgisi olan cesur yürekli işadamlarının olduğunu da fark ettim. Asım Bey sadece hazır fidan dikmiyordu, aynı zamanda fidan yetiştirip satıyordu. Fidanlık projesinin mimarı Asım Bağcı kardeşimizi takdir ve tebrik ederken, hükümetimizin tarım ve orman politikasını da takdir ettim. Allah emeği geçenlerden razı olun.
Peygamberimiz buyurur: ” Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikin” İnanıyoruz ki, her fidan, her yeşil yaprak canlıdır ve Allah’ı zikreder. O fidanların meyvesinden ve gölgesinden faydalanan her canlı dua eder, kurt kuşun yedikleri o fidanı diken için sadakadır.
GEZDİĞİM, SİZE DE TAVSİYE EDECEĞİM BİR MANZARA
Bizim insanımızda maalesef Avrupalının gezme ve görme merakı yok. Çevremizde bulunan birçok zenginliklerin farkında değiliz. Çünkü gezmiyoruz, görmüyoruz, merak etmiyoruz,, ilgilenmiyoruz.
İşte size gidip görebileceğiniz, gözünüzü gönlünüzü açacak, hemen yakınlarınızda yapılmış bir orman projesinin doyumsuz manzarasının adresini tarif edeceğim.
Proje sahası, meşhur Hala dağlarının etekleridir. Konya’dan Hadim- Bozkır yoluna düşünce Sarıoğlan kavşağına gelirsiniz. O kavşaktan Karaman bağlantı yoluna döneceksiniz. Mehmetali köyünün mezarlığına gelince, sağınızda “Karazoroğulları fidanlığına gider” diye bir levha görürsünüz. Ana yoldan iki kilometre doğu da bölgeye hakim tepe olan Hala dağının tepesine çıkarsanız, doyumsuz bir manzara ile karşılaşırsınız. Önceleri çırıl çıplak olan bu dağın etekleri yemyeşil bir vahaya dönüşmüş, sıra sıra ceviz, badem, mahlep, sedir, çam ve kiraz ağaçlarıyla bezenmiş. Baktıkça keyfe gelirsiniz. 2300 dönümlük bir orman arazisi çitle çevrilmiş, adeta orada bacasız bir fabrika kurulmuştur. Ağaçlar henüz iki- üç yaşındadır. Önümüzdeki yıllarda meyvesi toplanmaya başlanacaktır. Mehmetali, Ağaras ve Kızılçakır Köylerine hudut olan bu bölge, ileride iş ve aş merkezi olacaktır. Eşeklerin bile çıkamadığı dik yamaçlı tepelere dozer çıkarılmış, taraçalar yapılmış, kıvrım kıvrım yollar açılmış, o ekin ve ağaç bitmeyen yamaç ve bayır 2300 dönüm kıraç araziye 54000 (elli dört bin) badem,19000 (on dokuz bin ceviz), 7500 (yedi bin beş yüz) mahlep, 58000 (elli sekiz bin sedir ve çam) ağacı dikilmiştir. Hem de sontajlar açılarak bu ağaçların diplerine damlama su verilmiştir. Bu proje dolayısıyla çevre köylerin insanları milyarlarca para kazanmış, halen kazanmaya devam etmektedirler. Fidanların yüzde doksan sekizi tutmuştur. O sadece keçilerin yayıldığı, çok zaman hayvanların bile uğramadığı o sarp ve sahipsiz araziler bereket kaynağı olmuş, yemyeşil bir vahaya dönüşmüştür.
Hayran olmamak mümkün değildir. Orada Türk insanının önünü açtığın zaman neleri başarabileceğini gördüm. Türk insanının, Türk köylüsünün ufkunu, çalışkanlığını, cesaretini, azmini ve gayretini gördüm. Bu projenin mimarı Asım Bağcı kardeşimize önceleri kimse inanmamış, deli divane demişler, iki buçuk trilyon para bu dağlara dökülür mü demişler. Ama o yılmamış, risk almış, inanmış, cesaretle atılmış, hayallerini ve imkanlarını zorlamış, hayvanların çıkmadığı yamaçlara dozeri çıkarmış, tehlikeleri göze almış ve binlerce ağacı yetiştirmeyi başarmıştır. Bu boş ve atıl araziden sadece Asım Bey kazanmayacak, çevrede bulunan köylüler kazanacak, binlerce işçi badem ve ceviz toplayacak, o çevre köylere para girecektir.
Çevre köylerin insanları önce karşı çıkmışlar, mani olmaya çalışmışlar. Şimdi anlamışlar ki bu bölge, yakın köylerin ekmek teknesi, iş ve aş kapısı olacak. Halen sekiz-on insan da maaşlı olarak çalışmakta, traktör kullanmakta, bekçilik ve sulama yapmaktadır.
Orman ağaçlarının arasında kiraz ağaçları ve çilek fideleri de gördüm. Çilekler kızarmış, koparıp yedim. Organik olan çileklerin tadına doyamadım.
Biliyoruz ki, Anadolu coğrafyasında bu arazi gibi milyonlarca dönüm orman arazisi atıl ve çıplak durmaktadır. Asım Bağcı gibi özverili vatandaşların hayal etmesini ve cesaretle proje üretmesini ve devletle işbirliği yaparak özel ormanlara dönüştürülmesini beklemektedir.
Burada Asım Bağcı’ya, ortağına ve onlara destek veren hükümetimize teşekkür ediyorum. Böyle projelere destek vermek AK Parti hükümetiyle başlamıştır. Yeni Asım Bağcılar çıksın ve Anadolu’muz yemyeşil olsun. Her türlü derde deva olan ceviz ve badem ağaçlarıyla donatılsın. Sağlıklı nesiller dünyaya gelsin, işsizlik ortada kalksın, tarım ve ekonomimiz ayağa kalksın, köylü köyünde kalsın.
Bu proje dolayısıyla, devle teşvik ve kredilerinin ne nedenli isabetli yerlere verildiğini gördüm. Uzun vadeli düşünen, uzakları gören ilgililere teşekkür ederim ve bu tür projelerin devamını dilerim.
Proje sahibine yol ve yön gösteren, bizzat takip eden ilgili ziraat mühendislerimizi tebrik ederim. Daha nice projelere imza atmalarını dilerim. Biliyorum ki, her projenin arkasında yüzlerce insanın alınteri ve emeği var.
Anlattığım projeyi gidip görmenizi ve sahiplerine teşekkür etmenizi tavsiye ediyorum. [Merhaba]
Biliyorsunuz, zaman zaman tarımla, hayvancılıkla ve meyvecilikle ilgili yazılar yazarım. Çünkü köylü çocuğuyum, orman ağaçlarının arasında hayvan otlatarak büyüdüm. Tarım ve hayvancılık çocukluk yıllarımdan beri ilgilendiğim bir konu. Anadolu coğrafyasını gezerken etrafa hep o çocukluk yılarımın duygularıyla bakarım. Arazi yapısını incelerim, bitki örtüsünü dikkatle gözlemlerim, bu arazide neler yetiştirilebileceğini, neler üretilebileceğini hayal ederim. Hatta dağlarda toplanmayan ve hayvanların da otlamadığı otların telef olup gitmesine üzülürüm.
Bizim cennet vatanımızda henüz el atılmamış, üretime kazandırılmamış binlerce hektar arazi atıl durmaktadır. Orman arazisi olarak görülen binlerce hektar arazi ağaç dikilmesini beklemektedir. Hüday-i nabit olarak biten ve kendi kendine yetişen ağaçlar dışında nice arazilerimiz ve dağlarımız çıplaktır, insan eliyle dikilecek ağaca hasrettir.
Son yıllara kadar orman arazilerinde, kırk dokuz yıllığına izin alınarak özel orman yetiştirmek ve işletmek ile ilgili mevzuat yoktu. AK Parti hükümeti bu yolu açtı ve birçok vatandaşımız bu atıl duran arazileri kiralayarak ceviz ve badem gibi orman ağaçları yetiştirmeye başladı.
Geçen hafta Bozkır ilçemizin Sarıoğlan Kasabası’nda oturan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan bir akrabam ile konuşurken gerçekleştirdiği bir projeden bahsetti. Merak ettim, sağ olsun dört çeker arabasıyla beni götürdü ve projeyi yerinde görme fırsatı buldum.. Gördüğüm manzara hayalleri zorluyordu. Akrabam olan Asım Bağcı isimli vatandaş, Orman Genel Müdürlüğünden kırk dokuz yıllığına kiraladığı orman arazisini dikenli tel ile çevirmiş, ceviz ve badem gibi orman ağaçları yetiştiriyordu.
Öğrendiğime göre, bu çapta ve bu genişlikte özel orman projesi Türkiye’de tekti. Bozkır ve Güneysınır ilçelerimize bağlı Mehmetali, Ağaras, Kızılöz ve Kayakızı köylerinin tam ortasında 2300 dönümlük çıplak orman arazisi, meyveli ve meyvesiz orman ağacı yetiştirmek üzere 49 yıllığına kiralanmış, on dört yıl vadeli, düşük faizli kredi alınmış, tel ile çevrilmiş, o dik yamaçlı çıplak arazilere taraçalar yapılmış, yollar açılmış, binlerce badem, ceviz, çam, mahlep gibi orman ağaçları dikilmiş, su çıkmaz denilen dağ başlarında sontajlar vurularak su çıkarılmış, damlama su ile bütün ağaçlara su verilmiştir.
Sadece arazi içinde 45 km patika yol yapmış Asım Bey. Dört çeker arabasıyla araziyi bir saatte dolaşabildik. Kendi dozerinin olması avantaj olmuş, maliyeti aşağı çekmiştir.
Evet, sıra sra ağaçları görünce insanın gamı kasaveti gidiyor. İnsanın ayakta durmakta güçlük çektiği o dik yamaçlarda, Hala Dağının eteklerinde dozerler çalışmış, yaklaşık yüz elli bin ağaç toprakla buluşturulmuştur. İnsan anlıyor ki, azmedince, devlet de elinden tutunca insanoğlu neleri başarıyor. Her bir ağaç, o bölge insanı için iş ve aş demektir. Her bir ağaç ekonomiye ve Türk tarımına katkı demektir. Her bir ağaç temiz hava, sağlıklı yaşam demektir.
Konya çevresinde orman ağacını sadece Belediyeler, Tema Vakfı ve Konya Şeker AŞ. üretiyor ve dikiyor sanıyordum, Konya’mızda bu kurumlardan başka ağaç sevgisi olan cesur yürekli işadamlarının olduğunu da fark ettim. Asım Bey sadece hazır fidan dikmiyordu, aynı zamanda fidan yetiştirip satıyordu. Fidanlık projesinin mimarı Asım Bağcı kardeşimizi takdir ve tebrik ederken, hükümetimizin tarım ve orman politikasını da takdir ettim. Allah emeği geçenlerden razı olun.
Peygamberimiz buyurur: ” Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikin” İnanıyoruz ki, her fidan, her yeşil yaprak canlıdır ve Allah’ı zikreder. O fidanların meyvesinden ve gölgesinden faydalanan her canlı dua eder, kurt kuşun yedikleri o fidanı diken için sadakadır.
GEZDİĞİM, SİZE DE TAVSİYE EDECEĞİM BİR MANZARA
Bizim insanımızda maalesef Avrupalının gezme ve görme merakı yok. Çevremizde bulunan birçok zenginliklerin farkında değiliz. Çünkü gezmiyoruz, görmüyoruz, merak etmiyoruz,, ilgilenmiyoruz.
İşte size gidip görebileceğiniz, gözünüzü gönlünüzü açacak, hemen yakınlarınızda yapılmış bir orman projesinin doyumsuz manzarasının adresini tarif edeceğim.
Proje sahası, meşhur Hala dağlarının etekleridir. Konya’dan Hadim- Bozkır yoluna düşünce Sarıoğlan kavşağına gelirsiniz. O kavşaktan Karaman bağlantı yoluna döneceksiniz. Mehmetali köyünün mezarlığına gelince, sağınızda “Karazoroğulları fidanlığına gider” diye bir levha görürsünüz. Ana yoldan iki kilometre doğu da bölgeye hakim tepe olan Hala dağının tepesine çıkarsanız, doyumsuz bir manzara ile karşılaşırsınız. Önceleri çırıl çıplak olan bu dağın etekleri yemyeşil bir vahaya dönüşmüş, sıra sıra ceviz, badem, mahlep, sedir, çam ve kiraz ağaçlarıyla bezenmiş. Baktıkça keyfe gelirsiniz. 2300 dönümlük bir orman arazisi çitle çevrilmiş, adeta orada bacasız bir fabrika kurulmuştur. Ağaçlar henüz iki- üç yaşındadır. Önümüzdeki yıllarda meyvesi toplanmaya başlanacaktır. Mehmetali, Ağaras ve Kızılçakır Köylerine hudut olan bu bölge, ileride iş ve aş merkezi olacaktır. Eşeklerin bile çıkamadığı dik yamaçlı tepelere dozer çıkarılmış, taraçalar yapılmış, kıvrım kıvrım yollar açılmış, o ekin ve ağaç bitmeyen yamaç ve bayır 2300 dönüm kıraç araziye 54000 (elli dört bin) badem,19000 (on dokuz bin ceviz), 7500 (yedi bin beş yüz) mahlep, 58000 (elli sekiz bin sedir ve çam) ağacı dikilmiştir. Hem de sontajlar açılarak bu ağaçların diplerine damlama su verilmiştir. Bu proje dolayısıyla çevre köylerin insanları milyarlarca para kazanmış, halen kazanmaya devam etmektedirler. Fidanların yüzde doksan sekizi tutmuştur. O sadece keçilerin yayıldığı, çok zaman hayvanların bile uğramadığı o sarp ve sahipsiz araziler bereket kaynağı olmuş, yemyeşil bir vahaya dönüşmüştür.
Hayran olmamak mümkün değildir. Orada Türk insanının önünü açtığın zaman neleri başarabileceğini gördüm. Türk insanının, Türk köylüsünün ufkunu, çalışkanlığını, cesaretini, azmini ve gayretini gördüm. Bu projenin mimarı Asım Bağcı kardeşimize önceleri kimse inanmamış, deli divane demişler, iki buçuk trilyon para bu dağlara dökülür mü demişler. Ama o yılmamış, risk almış, inanmış, cesaretle atılmış, hayallerini ve imkanlarını zorlamış, hayvanların çıkmadığı yamaçlara dozeri çıkarmış, tehlikeleri göze almış ve binlerce ağacı yetiştirmeyi başarmıştır. Bu boş ve atıl araziden sadece Asım Bey kazanmayacak, çevrede bulunan köylüler kazanacak, binlerce işçi badem ve ceviz toplayacak, o çevre köylere para girecektir.
Çevre köylerin insanları önce karşı çıkmışlar, mani olmaya çalışmışlar. Şimdi anlamışlar ki bu bölge, yakın köylerin ekmek teknesi, iş ve aş kapısı olacak. Halen sekiz-on insan da maaşlı olarak çalışmakta, traktör kullanmakta, bekçilik ve sulama yapmaktadır.
Orman ağaçlarının arasında kiraz ağaçları ve çilek fideleri de gördüm. Çilekler kızarmış, koparıp yedim. Organik olan çileklerin tadına doyamadım.
Biliyoruz ki, Anadolu coğrafyasında bu arazi gibi milyonlarca dönüm orman arazisi atıl ve çıplak durmaktadır. Asım Bağcı gibi özverili vatandaşların hayal etmesini ve cesaretle proje üretmesini ve devletle işbirliği yaparak özel ormanlara dönüştürülmesini beklemektedir.
Burada Asım Bağcı’ya, ortağına ve onlara destek veren hükümetimize teşekkür ediyorum. Böyle projelere destek vermek AK Parti hükümetiyle başlamıştır. Yeni Asım Bağcılar çıksın ve Anadolu’muz yemyeşil olsun. Her türlü derde deva olan ceviz ve badem ağaçlarıyla donatılsın. Sağlıklı nesiller dünyaya gelsin, işsizlik ortada kalksın, tarım ve ekonomimiz ayağa kalksın, köylü köyünde kalsın.
Bu proje dolayısıyla, devle teşvik ve kredilerinin ne nedenli isabetli yerlere verildiğini gördüm. Uzun vadeli düşünen, uzakları gören ilgililere teşekkür ederim ve bu tür projelerin devamını dilerim.
Proje sahibine yol ve yön gösteren, bizzat takip eden ilgili ziraat mühendislerimizi tebrik ederim. Daha nice projelere imza atmalarını dilerim. Biliyorum ki, her projenin arkasında yüzlerce insanın alınteri ve emeği var.
Anlattığım projeyi gidip görmenizi ve sahiplerine teşekkür etmenizi tavsiye ediyorum. [Merhaba]
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.