Öyle bir çıbanbaşı ki, her an kanamaya hazır, her an kan dökmeye hazır, her an ortalığı karıştırıp dünyayı birbirine düşürmeye, üçüncü dünya harbi çıkarmaya hazır... Çıkarcı, sinsi ve her şeyiyle insanlık zararlısı bir devlet.
Halkımızın, “ABD'nin Ortadoğu’daki jandarması” adını verdiği bu çıbanbaşı, yaptığı zulüm ve insan katliamında, “büyük babası Sam Amca'dan” taviz alıyor, cesaret alıyor ve zulüm ve işkencelerine katliamlarına devam ediyor.
Oysa bu iki ülkenin dinleri ayrı, hem de birbirine zıtlık teşkil etmesine rağmen, çıkarları aynı doğrultuda, aynı emperyalist fikir üzerine olduğu, sömürücü bir zihniyet taşıdıkları için kendi çıkarları uğruna dünyanın bütün insanlarının ölüme gitmesi onların asla kılını kıpırdatmaz, zerre kadar üzüntü duymazlar. Çünkü ikisi de ve hatta birçok Avrupa ülkesi de buna dahil, herkes İslam düşmanı İslam karşıtı.
Türkiye'de, ülke düşmanlarının, ülkeye yaptıkları terör hareketlerini görmezden gelen, ama ülke müdafaasını ve nefsi müdafaasını yapan Türk ordusunun ve emniyetinin yaptığı her şeyi sınırlamaya çalışıp “dur” demeye kalkan bunlardır. Hatta, gayri meşru diye niteleyen, her seferinde Türkiye’yi suçlayan ABD'nin güdümündeki bir piyon gibi görev yapan Birleşmiş Milletler bile bu Siyonist Yahudi devletinin yaptığı her şeyi ne yazık ki mubah sayıp onu haklı çıkarmaya kalkabiliyor.
İşte son olay; amacı sadece aylardır İsrail ambargosu altında açlık ve suzulukla adeta ölüme mahkum edilen insanlara yardım için sadece yiyecek içecek ve ilaç taşımak olan Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı ve bir seneyi aşkın süredir oyalama taktiği uyguladıktan sonra İsrail'in Akdeniz de uluslararası sularda gerçekleştirdiği terörist davranışını “meşru” sayabilecek kadar yanlı bir karar alınımıştır. “Yazıklar olsun bu Birleşmiş Milletler'e” diyor ve kınıyoruz.
Şayet bu girişimi Türkiye veya İran gibi bir Müslüman ülke yapmış olsaydı, İsrail yanlısı bu kararı alan Birleşmiş Milletler, o zaman bu ülkeleri ölüme mahkûm ederlerdi.
Oysa, bakınız yıllardır, Ortadoğuda insan katliamı yapan, insanlara kan kusturan, harplerle komşu devletlerin topraklarını işgal eden ve şimdi de ambargo uygulayarak Filistin'de, Gazze'de, Lübnan'da ve daha birçok İslam ülkesinde terör estiren Siyonist İsrail, Avrupa da ve ABD'deki dostlarından destek görmekte ve “tavşana kaç tazıya tut” politikası ile o güçler tarafından adeta onurlandırılmakta, cesaretlendirilmektedir.
Oysa bu Yahudiler, dünya kurulalı beri hep sömürücü, hep katledici, hep öldürücü bir toplum olarak tanınmaktadır. Böyle olduklarını Semavi kitaplar bile yazmaktadır. Bunların insanlık için tehlikeli olduklarını en son gören koca Osmanlı Sultanı Abdülhamit Han olmuş, ve Filistin’e girmelerine asla izin vermemişti. Ne var ki Siyonizmi destekleyen İngilizler ve İngilizlerin yalanlarına zamanın kandırılmış Arap liderlerinin hatalarını torunları, esareti yaşayıp canları ile ödüyorlar.
ABD, İngiltere gibi ülkeler, işte bu fırsatı Yahudilerin eline tutuşturmuş, Ortadoğudaki yer altı kaynaklarından faydalanabilmek için bu devleti kurdurmuş, kendilerine “bir jandarma karakolu" gibi kullanmaktalar ve bugüne kadar ne hazin ki başarılı da olmuşlardır. Yarın-öbür gün, Allah muhafaza, PKK zihniyetiyle bu ülkeye ihanet içinde olanları emelleri gerçekleşsin, onların akıbeti de Arap yarımadasından daha beter olacaktır. Çünkü Allah ihaneti cezasız bırakmaz.
1940'lı yıllarda bu milletin (Yahudilerin) insanlık için tehlikeli olduğunu fark eden Adolf Hitler, bunların kökünü kesmek için azami çaba göstermiş, adeta soykırım uygulamıştı. Sonra da ülkesinin başına büyük çorap örmüştür. Yahudiler; Hitlerin elinden kurtulduklarında hiçbir şeyleri kalmamıştı. Bırakın devlet kurmayı, yiyecek ekmekleri dahi yoktu. Ancak uluslarası camia, Almanya'nın soykırım yaptığını kabul ettiğinde Yahudilere tazminat yolu açılmış oldu. Yahudiler açtıkları davalarla neredeyse tüm Alman şirketlerini ve Alman bankalarını tazminata mahkûm ettirdi.
Bugün satılan bir Mercedes'ten bile belli oranda İsrail hükümetine pay gidiyor ve bu durum gizli değil, zaman zaman gündeme geliyor. Bundan dolayı İsrail bugün dünyanın en zengin ülkelerinden biri oldu.. Ülkelerinde nükleer reaktörlerden tutun da, en son teknolojiye sahip uçak fabrikaları bile var. Ancak Hitler döneminde dünyanın en zengin ve en gelişmiş ülkesi olan Almanya bir dönem toparlanmış gibi görünse de belini doğrultamadı. Ekonomisi son 10 yıldır gittikçe kötüleşiyor. Yıllarca onların ceremesini çektiler.
Bugün satılan bir Mercedes'ten bile belli oranda İsrail hükümetine pay gidiyor ve bu durum gizli değil, zaman zaman gündeme geliyor. Bundan dolayı İsrail bugün dünyanın en zengin ülkelerinden biri oldu.. Ülkelerinde nükleer reaktörlerden tutun da, en son teknolojiye sahip uçak fabrikaları bile var. Ancak Hitler döneminde dünyanın en zengin ve en gelişmiş ülkesi olan Almanya bir dönem toparlanmış gibi görünse de belini doğrultamadı. Ekonomisi son 10 yıldır gittikçe kötüleşiyor. Yıllarca onların ceremesini çektiler.
Şimdi bunlar yeni yeni senaryolar yazmaktalar, yeni oyunlar sahneye koymak için var güçleri ile sinsice hareket ederek Ortadoğu'ya ikinci bir jandarma devlet kurma çabasındalar. Bunu da maalesef Kürtleri kullanarak yapmak istiyorlar. Bu acımasız, hileli oyuna ne yazık ki düşenler oluyor ve 30 yıldır süren terör eylemleri nedeniyle binlerce Kürt ve Türk genci hayatlarının baharında kara toprağa girdi, anaların ciğerleri yandı. Ama onlar için bu işler normaldir, zaten bütün işleri ülkeleri içerden karıştırmak, fitne yaratmak, onlar birbirilerini kırıp katlederken bu Siyonistler kendi çıkarlarını devam ettirip bu katliama silah satarak destek olmaktadırlar.. Bir yandan da ülkeleri ekonomik olarak zayıf düşürüp sonra bölmekte ısrar ediyorlar.
Ne yazık ki insanlar bu hileli oyunun kendi zararlarına olduğunu bildikleri halde rollerini oynamaktalar. Ama şunu iyi bilmeliler ki, bu sefer çok çetin cevize çattılar. çünkü karşılarında bölünmüş parçalanmış kendileri ile çekişen Arap ülkeleri değil, güçlü ve inançlı bir Türkiye var. Onun için ayaklarını denk almalılar, içimizde bazı çatlak sesler çıkarıp yanlışa düşenler olmasına rağmen.
Bizler öyle Filistin gibi Lübnan ve Mısır-Suriye gibi kolay yutulacak bir ülke değiliz. Bizim dostluğumuzun çok kavi olduğu gibi düşmanlığımızın da şiddetli ve ağır olduğunu dünya biliyor! Yok, “bu ülke ile ilişkilerimiz iyi olmalı, ihracatımız baltalanır” ye'sine düşmemek lazım. Eskilerin deyimi ile karnımız açlıktan guruldasa da, dişimizi kürdanla kurcalamalıyızki, “kebap yemiş” desinler. Çok şükür aç ve sefil bir tarafımız yok...
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.