VATANDAŞA MEDAŞ EZİYETİ.
CEZA PEŞİN, HİZMET 3 AY SONRA
Kaç yıl oldu net hatırlamıyorum. Ama elektirik işleri o zaman devlet tarafından idare edilirdi. Köyümde yani Dere Kasabasında evimin bulunduğu sokak çok karanlıktı. Bende bir dilekçe ile aydınlatma lambası talebinde bulundum. On on beş güne kalmadan hemen talebime olumlu cevap geldi. Gelen ekip şefi “ bu zaman kadar neden başvurmadınız, bu kadar ev karanlıkta mı kalır” şeklinde hem iyi niyetini hem de duyarlılığını göstermişti. Direğin, tesisatın ve harcanan elektriğin parası kendi cebinden çıkmayacaktı elbette ama olsun, devletin güler yüzünü gösterdiği için Kendisinden Allah olsun.
Aradan zaman geçti ve bir buçuk yıldır Demirasaf Mahallesi, Şerife Ülker Caddesinde oturmaktayım. Eve yeni taşındığımız için evi şöyle bir kolaçan ettim. Ne var ne yok diye. Oda nesi evimin köşesinde bulunan elektrik dağıtım direği çürümüş yıkılmak üzere. Hatlarda ki çelik tel de olmasa. Yıkılması için bir serçenin kanat çırpması yeterli. İşin en tehlikeli yönü ise yatan direğe bağlı teller penceremin önünde. O gün Bozkır MEDAŞ yetkililerine durumu sözlü olarak bildirdim. Bekliyoruz ha bugün gelirler ha yarın gelecekler. GELMEDİLER… Biz vatandaş aylarca bekledi.Yine GELMEDİLER..
Bahar aylarında dilekçe ile başvurdum. Yine gelmediler. Bu arada bende elektrik faturalarını ödemesini takip edemediğim için bankaya otomatik ödeme talimatı verdim. İçim rahat. Faturamın son ödeme tarihi geldiği gün cep telefonuma gelen mesajda kısaca “ faturamın son ödeme tarihi odluğunu ödemediğim takdirde elektiriğimin kesileceğini….” Nede olsa bankaya talimat verdim diye önemsemedim. Ertesi gün Bozkır MEDAŞdan gelen görevliler elektiriği keseceklerini fakat gün içerisinde hemen faturanın yatması halinde kesmeyeceklerini söylediler. Koştur koştur MEDAŞa gidip faturamda yazan bedeli ödemeye vezneye gittim. Oda nesi 18 tl açma kapama cezası… Özelleştirmenin hediyesi dedim geçtim. Bu arada bana 18 saat için 18 tl ceza kesen kurumdan benim beklediğim tamir ekibinden GELMEDİLER…
Geçtiğimiz haftalarda binamıza ısı yalıtım için ustalar işe başladılar. Ben tekrar sözlü olarak başvurmak için MEDAŞa gittim. Beni yönlendirdikleri görevli gayet ilgili bir şekilde beni dinledi ve “ şu an için bu işlemi yapacak ekibimiz yok, gelince gerekli yönlendirmeleri yaparım” dedi bende teşekkür edip çıktım. Ustalar sağolsun iyi kötü çalışmaya başladılar. Bana birkaç kez yeniden MEDAŞ a başvurmam yönünde telkinde bulundular. Bende medaş görevlisinin bana verdiği cevabı aktardım. Gelecekler dedim. GELMEDİLER…
Demek ki sözle olmuyor bu işler deyip yeniden 08-09-2011 tarihinde dilekçe ile başvurdum. Bekledim 3-4 gün yine GELMEDİLER.
Görüştüğüm görevli, bu iş için gerekli ekipmanın henüz gelmediğini, gelse dahi bu işleme onayı kendisinin veremeyeceğini ifade etti Bende “kimdir bu işin başı” diye sorunca “oğuz bey” diye bir isim verdiler. Kendisi ile görüşmek istedim.
Saat 12:18 de Medaş da ki makamında oturan mühendis beyin kapısını çalıp içeri girdim. Bir konu vardı konuşmak istediğim diye konuya giriyordum ki.. “öğle arasındayız saat ikide gelin “ dedi. Bende yeniden gelmek üzere ayrıldım. İkindi vakti mühendis beyin odasına girecekken o beni gördü.
-Sizin bir işiniz vardı galiba buyurun.
Anlatımım tam olsun diye bahsettiğim direğin evime dayalı fotoğrafını çekmiştim. Fotoğraf makinemden onu gösterip durumu, daha doğrusu durumun hayati tehlike arz ettiğinden dolayı acilen çözüm gerekmesine rağmen aylardır şikâyetimin giderilmediğini izah ettim.
Gözleri ile beni şöyle ayaktan başa doğru süzüp- ne iş yapıyorsunuz? Diye sordu. İşçiyim dedim. Ne alakaysa? Statüye göre hizmet vermiyorlar ya bu ülkede. Herhalde merakından sormuştur.
Bu direk yıkılmış penceremin önünde elektrik telleri var. Bu bir risktir. Hadi biz yetişkiniz dikkat ederiz ama benim daha bir yaşında bebeğim var. On bir şey olursa ben ne yapayım.
Gelen cevap hizmetten ziyade ticaret zihniyeti ile görev yapıldığına delalet ediyordu.
ÇOCUĞUNUZA BAKIN BEYFENDİ…. Çocuk bu kardeşim. Bir baksan iki baksan illa da yasak olanı yapmak için bir boşluk bulur.
Ben sinirleniyorum. Bu arada mühendis bey bizim iyi niyetimizi anlamış olmalı ki görevliye 15 gün bir ay içerisinde acil olarak yapılması talimatını verdi. Ve ekledi. Bunu sizin için yapıyorum değilse üç ay içinde ancak yapılırdı işiniz. Beynimden vurulmuşa döndüm. Zaten aylardır bekledim ben diyorum. Aylarca beklemişsiniz bir on gün daha bekleyin diyor. Ben can diyorum o bana ne diyor…
-Ben sizin için üç aylık programımı değiştiremem. Biz programlarımız üç aylık ve aylık olarak yaparız diyor
-Ben sizden ek hizmet istemiyorum acil hizmet istiyorum.
-Bakın ben birçok yerde görev yaptım. Ama bu Bozkır lılar kadar sabırsızını görmedim. İstiyorlar ki bütün işimizi bırakalım ilk önce Bozkırlılın işini görelim. Bu nasıl bir anlayıştır anlamadım.
Öyleydi böyleydi tartışma hararetlendi. Bende peki bana veya aileme yada benim herhangi bir değerime bu elektirik direği yüzünden gelebilecek olan zarar için bir sorumlu gösterin çıkayım dedim. Ve görüştüğüm mühendis bu işten sorumlu olarak kendisini yani OĞUZ ÖZCANDAN ı sorumlu tutabileceğimi söyledi. Bende tamamdır deyip ayrıldım.
Aradan 3 gün geçti hala gelmediler…
Acaba insanmı daha değerli bu kurum yetkilisi için yoksa benim şikayetimi gidermek için harcanacak olan maddi kaynaklar mı?
Takdiri size bırakıyorum.
Hüseyin DUMRU.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.