Hatunsaray Sempozyumu’nun ardından
Geçtiğimiz hafta Hatunsaray (Liystra) ve Çevresi Tarih, Kültür ve Turizm Sempozyumu yapıldı. Batman Üniversitesi öğretim üyesi değerli dostum Yrd. Doç. Dr. Muammer Ulutürk hocamın ısrarıyla tebliğ göndermiştim. Bir kaç özetten "Pavlos bir havari değildir" konulu olanı kabul gördü.
Ayın 3'ünde sunumumuzu yaptık. Bu arada İstanbul'da yeğenimin düğününe katılmam gerekiyordu. Üzüntüm şu idi; ayın 2'sindeki gezi yerleri arasında kendi köyüm olan Kilistra da vardı. Geziye katılan arkadaşlarla beraber olmayı çok arzu etmiştim, ama nasip olmadı. Oldukça iyi hazırlanmış olan katılımcılar yöre hakkında Roma, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait bütün bilgi ve bulguları ortaya koydular. Adeta bir açık hava müzesini andıran yörenin böyle uluslararası bir sempozyumla tanıtılması muazzam bir etkinlikti. Bu işe soyunanları, katkı yapanları bir yöre insanı olarak canı gönülden kutluyorum. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Ana Bilim Dalı tarafından organize edilen sempozyum 2 gün, 8 oturum, 50'den fazla akademisyen ve bilim adamının yapmış olduğu sunumlarla 4 Ekim Salı günü sona erdi.
Sempozyumun ardından Konya Ticaret Odası'nda verilen akşam yemeğinden sonra; araştırmacı-yazar, akademisyen ve Hatunsaray yöresinden gelen misafirlerin katılımı ile bir basın toplantısı yapan sempozyum başkanı Prof. Dr. Hasan Bahar ve kurul koordinasyon üyeleri Prof. Dr. Mustafa Demirci, Prof. Dr. Muhittin Tuş, Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ, Prof. Dr. Alaadin Aköz, Prof. Dr. Haşim Karpuz hocalar, basının karşısına geçerek sempozyumun son değerlendirmesini yaptılar.
Kısa bir konuşma ile sempozyumu değerlendirip katkısı olanlara teşekkür eden Hasan Bahar, sözü Mustafa Demirci hocaya verdi. Mustafa hoca söze başlarken şimdiye kadar ayağımızın dibindeki kültür ve medeniyeti tanıyamamış, tanıtamamış olmanın üzüntüsünü ifade etti. "Merhum İbrahim Hakkı Konyalı'nın vasiyetini ancak 50 yıl sonra yerine getirebiliyoruz. Çünkü merhum Konyalı Konya kitabında yöre için bu topraklar ülkeyi ve çevreyi zenginleştirecek bir turizm potansiyeline sahiptir. İşte bizler bunları yeni meydana çıkarabiliyoruz" diyerek büyük bir tarihi bünyesinde saklayan bu yerlerin tanıtım ve yatırımları iyi yapılır, yöreye gereken ilgi gösterilirse Konya'nın kazançlı çıkacağına vurgu yaptı.
Umarım tüm katılımcıların sunumları bir kitap olarak yayınlanır da sempozyuma katılan katılamayan herkes istifade eder...
***
"İnsan bilir insanın kıymetini,
Sarraf bilir altının kıymetini"
Hasan Bahar hocanın antik kent Kilistra'da gördüğü manzaraya binaen söylediği sözler de önemli… Hasan Hoca, "bunların bir sahibi yok mu?" diye sormuştu.
Tarihle, turizmle ilgilenmesi gereken onca isim dururken Kilistra’nın kaderine terk edilmiş olmasını Hasan Bahar Hoca’nın dile getiriyor olması "insan bilir insan kıymetini, sarraf bilir altın kıymetini" atasözünü doğruluyordu.
Atalarımızdan kalan mirası bizden sonrakilere harap ederek, talan ederek mi bırakacağız Allah aşkına...
Ne dersiniz? Cevabını siz bulun... Kalın sağlıcakla...
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.