Şunu çok iyi biliyorum, Konya'nın insanı evinde oturur kahvede gününü geçirir.
Konya'daki bir müzeyi bilmez. Yaşı çok ilerlemiş olmasına rağmen Mevlana'ya bile gitmemiştir.
Geçenlerde Etnoğrafya Müzesi'nden bahis geçti de ömrü Konya'da geçmiş bir arkadaşımız "ora nere yahu, Konya da öyle bir yer mi var" demez mi? Tabi istisnaları da çok...
Konya'ya gelip yerleştiğim yaklaşık 35 yıldan beri şöyle bakıyorum da Konya'da yaşayan kardeşlerimizin Konya'yı ne kadar tanıdığına ya da Konya'yı Konyalılar'a ne kadar tanıttığımıza... Dışarıdan gelenlere tanıtabildiğimizin onda birir kadar yapamadık... Konya kültürüne ve basına adım attığım 15-16 yıldır gözlemledim Konyalılar, Konya'yı sanayicisi ile eğitimcisi ile sanayide çalışan genç nesilleri ile okullarında okuyan talebeleri ile gerektiği kadar tanımıyoruz, tanımaya ve tanıtmaya da çalışmıyoruz. Bu şehrin kültürü, medeniyeti çok zengin... Geleceği çok aydınlık ama yapılan çalışmalar çok eksik... Dışarıdan şehrimize gelenlere ne kadar yardımcı olabildiğimizi düşünmek ve ortada bir şeyler görememek içler acısı durumdur. Kayseri'nin, Gaziantep'in gerisinde kaldığımız aşikar... Tamam Adana'yı geçmiş, İzmir'i sollamış olabiliriz, ama Konya'dan küçük şehirlerin gölgesinde kalmak pek mi iyi?...
Bu konuyu birkaç defa yazdım sanırım... Gerek belediyelerimiz, gerekse okullarımız belki Valilik, kültür müdürlüklerimiz böyle birkaç defa gerek talebeleri gerekse sanayide çalışıp çıraklık okulunda okuyan sanayiye adapte olacak çıraklarımızı, kalfalarımızı, emeklilerimizi hatta sokak çocuklarımızı şöyle bir toparlayıp turlar düzenlese... Onlara burnumuzun dibindeki tarih şehri Gilissıra'yı, Çatalhöyük'ü anlatsak... Kimler yaşamış buralarda?.. Ereğli'deki İvriz kaya anıtının yapılış nedeni nedir? işte en büyük gurur kaynağımız olan dokuz bin yıllık Çatalhöyük'ün ilk yerleşim yeri olduğunu anlatsak... Beyşehir'deki Fasıllar Anıtı'nın Eflatunpınar'ın yapılış nedenlerini, neyi temsil ettiklerini izah edebilsek. Bakın Adıyaman Nemrut'a... Kum gibi turist var. Kapadokya öyle Eflatunpınar'ın Nemrut heykellerinin hikayelerinden ne farkı var, Allah aşkına... Ne yapsak olmuyor, bir şeyler eksik kalıyor...
Eşsiz Beyşehir gölünü, güzelim Eşrefoğlu Camii'nin tarihini özelliklerini anlatsak, Kubadabat sarayında tarihle yüzleşsek, dahası bu yöredeki mağaraları tarihi kalıntıları, Seydişehir'deki Seydi Harun Camii'ni göstersek gençliğimize... Tınaztepe mağarasının oluşumunu... Karapınar'daki obrukları... Pazarlamayı becerebilsek, Cehennem Çukuru'ndan ne farkı var obrukların...
Dünyanın nazar boncuğu sayılan Meke'yi, Çıralı Gölü, Acıgöl'ü göstersek... Şehrimizin içindeki tarihi ve kutsal abideleri... Mevlana'yı Tavusbaba'yı Alaaddin'i, Karatay Medresesi'ni, İnce Minare'yi, Sırçalı Medrese'yi, estetik Meram Köprüsü'nü, tarihi hamamı gezdirsek onlara bir bilge rehber eşliğinde, mesela Hasan Özönder, Ali Osman Koçkuzu, Mehmet Ali Uz, Seyit Küçükbezirci gibi Konya kültürünün, irfanının önemli simalarıyla damakta tad bırakan geziler planlasak...
Nisan-Ekim aylarında, her hafta sonu yapılacak "Konya'yı yeniden geziyoruz" gezilerine yediden yetmişe yüzlerce, binlerce insan katılacaktır. Şehrimize gelen yeni öğrenciler mesela... Memleketlerine döndüklerinde unutamayacakları o günün hatırası için bile değmez mi...
Güneydoğu illerimizdeki tarihi köylerde bile gördük. Türkçe'yi bile konuşmakta güçlük çeken bir yavrumuz, bize Mardin'de yer altı şehri bulunan bir köyün geçmişini bugününü dününü öyle ballandıra ballandıra anlattı ki Konyamız'da böyle birilerinin olmaması, beni ziyadesi ile üzdü doğrusu.
Bu gibi gezi ve tanıtımların daha fazla yapılması Konyamız için turizmimiz için, şehrimizin geleceği için çok önemli değil mi? Son günlerde bazı belediye ve üniversitelerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın işbirliği ile düzenlenen sempozyumların bu şehrin kültürü ne ve tanıtımına tarihi mekanların meydana çıkarılmasına o yerlere ait bilgilerin açığa çıkmasına çok faydalı olacağı kanaatini taşıyorum.
Ha şunu diyebilirsiniz, yapılan bu sempozyumlara katılım oranı nedir? Konyalı bu konuda ne kadar duyarlı ne kadar hevesli bu işlere diye... Gidip gören, dinleyenlerin anlatımı bir başkalarını dikkatini çekecek onunda katılmasına vesile olacaktır.
Geçtiğimiz günlerde Hatunsaray Belediyesi ve Selçuk üniversitesinin düzenlediği sempozyumu Meram Belediyesi Konevi Araştırma Merkezi (MEBKAM) tarafından organize edilen “2. Uluslararası Konevi Sempozyumu” Yine Selçuklu Belediyesi Selçuk Üniversitesi ve Konya Üniversitesi'nce organize edilen 2. Uluslararası Selçuklu Kültür-Medeniyeti Bilim ve Düşünce Sempozyumu, her ne kadar dinleyici katılımlarının az olmasından yakınsak da şehrimizde bu tür organizasyonların büyük bir yankı uyandırdığını bizler gezgin bir Konya lı olarak duymaktayız.
Ben yine belediyelerden, Valilik'ten sivil toplum kuruluşlarına bu konuda atılım ve geziler düzenlemelerini bekliyorum. Buna sponsor olacak Konyalı işadamlarının da olacağı kanaatini taşıyorum. Buralarda yetişecek gençlerimiz Konya'yı tanımakta ve tanıtmakta çok faydalı olacaklar... Çok okuyan kadar çok gezen de bilir, unutmamalı...
Not:Geçtiğimiz günlerde Bitlis'te ve Hakkari'de vatan uğruna canlarını veren güvenlik mensuplarına Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelerine başsağlığı ve sabırlar temenni ediyor, bu hainleri de lanetliyorum. Kalın sağlıcakla...
Konya'daki bir müzeyi bilmez. Yaşı çok ilerlemiş olmasına rağmen Mevlana'ya bile gitmemiştir.
Geçenlerde Etnoğrafya Müzesi'nden bahis geçti de ömrü Konya'da geçmiş bir arkadaşımız "ora nere yahu, Konya da öyle bir yer mi var" demez mi? Tabi istisnaları da çok...
Konya'ya gelip yerleştiğim yaklaşık 35 yıldan beri şöyle bakıyorum da Konya'da yaşayan kardeşlerimizin Konya'yı ne kadar tanıdığına ya da Konya'yı Konyalılar'a ne kadar tanıttığımıza... Dışarıdan gelenlere tanıtabildiğimizin onda birir kadar yapamadık... Konya kültürüne ve basına adım attığım 15-16 yıldır gözlemledim Konyalılar, Konya'yı sanayicisi ile eğitimcisi ile sanayide çalışan genç nesilleri ile okullarında okuyan talebeleri ile gerektiği kadar tanımıyoruz, tanımaya ve tanıtmaya da çalışmıyoruz. Bu şehrin kültürü, medeniyeti çok zengin... Geleceği çok aydınlık ama yapılan çalışmalar çok eksik... Dışarıdan şehrimize gelenlere ne kadar yardımcı olabildiğimizi düşünmek ve ortada bir şeyler görememek içler acısı durumdur. Kayseri'nin, Gaziantep'in gerisinde kaldığımız aşikar... Tamam Adana'yı geçmiş, İzmir'i sollamış olabiliriz, ama Konya'dan küçük şehirlerin gölgesinde kalmak pek mi iyi?...
Bu konuyu birkaç defa yazdım sanırım... Gerek belediyelerimiz, gerekse okullarımız belki Valilik, kültür müdürlüklerimiz böyle birkaç defa gerek talebeleri gerekse sanayide çalışıp çıraklık okulunda okuyan sanayiye adapte olacak çıraklarımızı, kalfalarımızı, emeklilerimizi hatta sokak çocuklarımızı şöyle bir toparlayıp turlar düzenlese... Onlara burnumuzun dibindeki tarih şehri Gilissıra'yı, Çatalhöyük'ü anlatsak... Kimler yaşamış buralarda?.. Ereğli'deki İvriz kaya anıtının yapılış nedeni nedir? işte en büyük gurur kaynağımız olan dokuz bin yıllık Çatalhöyük'ün ilk yerleşim yeri olduğunu anlatsak... Beyşehir'deki Fasıllar Anıtı'nın Eflatunpınar'ın yapılış nedenlerini, neyi temsil ettiklerini izah edebilsek. Bakın Adıyaman Nemrut'a... Kum gibi turist var. Kapadokya öyle Eflatunpınar'ın Nemrut heykellerinin hikayelerinden ne farkı var, Allah aşkına... Ne yapsak olmuyor, bir şeyler eksik kalıyor...
Eşsiz Beyşehir gölünü, güzelim Eşrefoğlu Camii'nin tarihini özelliklerini anlatsak, Kubadabat sarayında tarihle yüzleşsek, dahası bu yöredeki mağaraları tarihi kalıntıları, Seydişehir'deki Seydi Harun Camii'ni göstersek gençliğimize... Tınaztepe mağarasının oluşumunu... Karapınar'daki obrukları... Pazarlamayı becerebilsek, Cehennem Çukuru'ndan ne farkı var obrukların...
Dünyanın nazar boncuğu sayılan Meke'yi, Çıralı Gölü, Acıgöl'ü göstersek... Şehrimizin içindeki tarihi ve kutsal abideleri... Mevlana'yı Tavusbaba'yı Alaaddin'i, Karatay Medresesi'ni, İnce Minare'yi, Sırçalı Medrese'yi, estetik Meram Köprüsü'nü, tarihi hamamı gezdirsek onlara bir bilge rehber eşliğinde, mesela Hasan Özönder, Ali Osman Koçkuzu, Mehmet Ali Uz, Seyit Küçükbezirci gibi Konya kültürünün, irfanının önemli simalarıyla damakta tad bırakan geziler planlasak...
Nisan-Ekim aylarında, her hafta sonu yapılacak "Konya'yı yeniden geziyoruz" gezilerine yediden yetmişe yüzlerce, binlerce insan katılacaktır. Şehrimize gelen yeni öğrenciler mesela... Memleketlerine döndüklerinde unutamayacakları o günün hatırası için bile değmez mi...
Güneydoğu illerimizdeki tarihi köylerde bile gördük. Türkçe'yi bile konuşmakta güçlük çeken bir yavrumuz, bize Mardin'de yer altı şehri bulunan bir köyün geçmişini bugününü dününü öyle ballandıra ballandıra anlattı ki Konyamız'da böyle birilerinin olmaması, beni ziyadesi ile üzdü doğrusu.
Bu gibi gezi ve tanıtımların daha fazla yapılması Konyamız için turizmimiz için, şehrimizin geleceği için çok önemli değil mi? Son günlerde bazı belediye ve üniversitelerimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın işbirliği ile düzenlenen sempozyumların bu şehrin kültürü ne ve tanıtımına tarihi mekanların meydana çıkarılmasına o yerlere ait bilgilerin açığa çıkmasına çok faydalı olacağı kanaatini taşıyorum.
Ha şunu diyebilirsiniz, yapılan bu sempozyumlara katılım oranı nedir? Konyalı bu konuda ne kadar duyarlı ne kadar hevesli bu işlere diye... Gidip gören, dinleyenlerin anlatımı bir başkalarını dikkatini çekecek onunda katılmasına vesile olacaktır.
Geçtiğimiz günlerde Hatunsaray Belediyesi ve Selçuk üniversitesinin düzenlediği sempozyumu Meram Belediyesi Konevi Araştırma Merkezi (MEBKAM) tarafından organize edilen “2. Uluslararası Konevi Sempozyumu” Yine Selçuklu Belediyesi Selçuk Üniversitesi ve Konya Üniversitesi'nce organize edilen 2. Uluslararası Selçuklu Kültür-Medeniyeti Bilim ve Düşünce Sempozyumu, her ne kadar dinleyici katılımlarının az olmasından yakınsak da şehrimizde bu tür organizasyonların büyük bir yankı uyandırdığını bizler gezgin bir Konya lı olarak duymaktayız.
Ben yine belediyelerden, Valilik'ten sivil toplum kuruluşlarına bu konuda atılım ve geziler düzenlemelerini bekliyorum. Buna sponsor olacak Konyalı işadamlarının da olacağı kanaatini taşıyorum. Buralarda yetişecek gençlerimiz Konya'yı tanımakta ve tanıtmakta çok faydalı olacaklar... Çok okuyan kadar çok gezen de bilir, unutmamalı...
Not:Geçtiğimiz günlerde Bitlis'te ve Hakkari'de vatan uğruna canlarını veren güvenlik mensuplarına Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, ailelerine başsağlığı ve sabırlar temenni ediyor, bu hainleri de lanetliyorum. Kalın sağlıcakla...
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.