Az çok beni tanıyanlar bazen sitemli bir ses ile “ otu purçu yazıyorsunda (Çamur dolu çukurları gösterip) Bozkır’ın şu çilesini neden yazmıyorsunuz? diye sordu durdu.
Sahi neden yazmıyordum. Neden sorgulamıyordum bu çukurların nedenini? Makam arabası ile durmadan oradan oraya koşturan belediye başkanı neden paçalarını sıvayıp bu çamur deryasında her Bozkırlı gibi yürümüyordu? Ayakları çamur olur diye mi?
Bozkırın kendi kaymakamı yok diye mi bu sıkıntılar?
Soru sormak basit iş. Mesela bu soruları şöyle de değiştirebilirim.
Yılların özlemi olan Kanalizasyon projesini hiçbir belediye başkanı yapmaya gücünü yetiremezken Mustafa Uyar ve ekibi bu işi nasıl başardı?
Bu sorunların olacağını bile bile, her gün, her saat birilerinin bu çukurlardan dolayı kendisine ve ekibine küfürler yağdıracağını bile bile neden bu işe girişti?
Belediyemizin yapboza ayıracak personel ve maddi gücü var mı?
Vatandaş sonuna kadar haklı. Kimse çamur içinde gezmek zorunda değil. Eee başkanda söz verdi VATANDAŞI ÇAMURDA GEZDİRMEM dedi.
Belediye başkanımız “ ben bugün taşları döşerim ama değişen bir şey olmaz, üç gün sonra çöken zeminden taşlar bozulur ve takır tukur etmeye başlar. “ diyor ki o da haklı. Olacak olan belli. Vatandaş “olsun varsın taşlar boşa gitsin beni ilgilendirmez” diyor tekrardan. Eeeh yine haklı..
Olacak olan belli. Belediye başkanı halktan gelen tepkilere daha fazla dayanamayıp ilk fırsatta ana caddelerin parke taşlarını döşettirecek. Çok değil 1-2 hafta içerisinde parke taşları takur tukur etmeye gevşemeye başlayacak, gevşeyen taşların altında ki kumda yağışlarla eriyerek akıp gidecek. Bozkır yine çamur.
Peki, bu Kanalizasyon işini yürüten ve bu işten en çok kazanan şirketin hiç hatası yok mu? Tarla sürer gibi gelişigüzel çalışan şirket elemanlarının dikkatsiz ve umursamaz çalışmasına göz yuman yetkilerin veya vatandaş olarak bizlerin hatası, eksikliği yok mu?
Benim işyerimin önünde çalışan makine operatörünün cetvel gibi çizdiği hattı aynı şirketin diğer operatörü başka bir yerde gelişigüzel çalışıp, çalışma sahasının çok dışında ki yerleri de çamur deryasında bırakıyorsa bu şirketin kalifiye personel çalıştırmadığındandır.
Çalışma esnasında ne yapıldı. Ellerinde ki projeye göre belirlenen hatta 2 metre genişliğinde kazı yapıldı. Yarı ölçüm yarı göz kararı borular yerleştirildi. Boruların üzerine çok ince bir tabaka halinde kum döküldü. Ve kazılan toprak geri dolduruldu. Üzerinden silindir bir veya iki defa geçti. İş bitti..
Göreceksiniz ki bu proje bitiminde Bozkır yine tarla gibi sürekli delik deşik olacak. Çektiğimiz çilenin bir çoğu boşa gidecek.
Dere kasabasında, Çağlayan kasabasında çalışma hattında kalan bahçelerin birçoğu artık tarım yapılamaz hale gelmiştir. Bozkır genel olarak tarım arazisi kıt olan bir coğrafyaya sahip, sağ olsun bu proje bitiminde bu alan biraz daha azalmış duruma gelecek.
Dere kasabasında bizzat şahit oldum. Projeyi çizen mühendisler hattın geçeceği bahçelerin bir daha ekilip dikilebileceğini hiç hesap etmeden sadece maddi yükü hafifleten hatlar belirlemiş. Aylar önce hattın geçeceği güzergâhta bulunan bahçelerde ki ağaçlar işaretlenmiş, hiçbir kamulaştırma bedeli ödenmeyen vatandaşın bahçeleri kullanılamaz hale getirilmiştir. Benim bahçemde hat 2 metre yüksekliğinde ki temelin tam üstünden geçiyor. Bu nasıl bir mantıktır. Bunu çizen mühendis görmüyor mu bu temeli? Çalışmayı yapan ekip diyor ki ben bu temeli yıkarım. Bir metre sağından geç solundan geç, yok ben yıkarım. Sanki bahçenin gerçek sahibi. Bu nasıl bir sorumsuzluktur. Sen bu temeli yıkarsan ben bu bahçeyi bir daha ekemem. Zaten iş makineleri geçtiği güzergâhı adeta talan ediyor. Moloz yığını halinde geçiyor. Hattın kazı alanı 2 metre ise tahrip edilen alan en az 5 metre oluyor. İş makineleri ağaçları dilediği yöne devirip bahçelerde dilediği gibi çalışıyor. Çarşamba Çayımız temiz aksın diye hemen hemen herkes rıza göstermiş ama bu kadarına değil.
Diyeceğim o ki vatandaş olarak bizler gördüğümüz yanlışlara zamanında tepki vermezsek bu ve benzeri sıkıntıları daha çook çekeriz.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.