Recent Comments

Fırsatlar kaçıp gidiyor


Mekke’de, zulüm ve işkence altında yaşanan eşi görülmemiş bir sabır ve metanet devresi… Ve Hicret, İslami inkılabın bir dönüm noktası…
Basit bir göç hadisesi değil, İslam’ı kurtarma taktiği ve onu daha geniş kitlelere yayma ideali… Bu niyet ve amaçla yapılan hicret, mü’minin hayat boyu yürüyüşü değil de nedir?
İbadet ve naatlarla yapılması gereken bir kutlamadır…
Kaynaklara göre Hz. Ömer devrine kadar Müslümanlar arasında çeşitli olaylar tarih başlangıcı olarak kullanılıyordu. Bunu önlemek için Hz. Ali’nin teklifi ile hicret Müslümanların tarih başlangıcı olarak kabul edilmiş…
Muharrem, Sefer, Rabiülevvel, Rabiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, ve Zilhicce…
Geçtiğimiz 26 Kasım 2011 Cumartesi günü Müslümanların yılbaşısı idi… Hicri Yılbaşı idi. Bunun kaç kişi farkında bir düşünsek… Hıristiyanların yılbaşısını, yortusunu, tortusunu, çam süslemesini mum yakmasını taklit edenler bir tarafa, kutlamayanlar da ekranlardan o kepazelikleri izliyorlar. Savunma da şöyle: Canım biz kutlamıyoruz ki, sadece izliyoruz…
Düşündüm de yüzde 99’u Müslüman olan ülkemiz insanı; İslami değerlerin, Muharrem orucunun faziletinin ne kadar farkında?
Çocuklarına tuttuğu takımın 11’ini değil de Hicri ayları öğreten kaç baba var? Sevdiği sanatçıların özel hayatını takip eden kaç annenin Asr-ı Saadet’ten haberi var?
Geçenlerde bir iş için çarşıya indim… Öğle namazını kılmak İplikçi Camii’nde nasip oldu. Camiye girdiğimde namaza daha vakit vardı. Merhum Tahir Büyükkörükçü hocanın Konyalılara emaneti sevgili oğlu Abdurrahman Büyükkörükçü Hoca vaaz ediyordu. Evvel ki konusu ne idi bilmiyorum amma ben girdiğimde Hicri Yılbaşı’dan ve Muharrem ayından bahsediyordu.
Abdurrahman hoca anlatıyordu: Resulullah’a bir zat gelip “Ya Resülallah ben Ramazan’dan sonra oruç tutmak istiyorum. Ne zaman tutayım?” diye sorunca; efendimiz “Muharrem ayında tut, çünkü Muharrem ayında tutulan bir gün oruç, tam bir aylık oruca eşdeğerdir ve buna göre sevap verilir.” Yalnız şunun bilinmesinde fayda var: İslamiyet’in gelmesinden önce de Yahudiler aşure günü oruç tutuyorlardı. Onlara benzememek için efendimiz bundan dolayı Muharremin 9. ve10. ya da 10. ve 11. yahut da 9-10-11. günü oruç tutulmasını tavsiye etti. Bunlar, geçmiş yıllardaki oruçlarımıza kefaret eder ya da ömrümüz var ise gelecek yıllara bile intikal eden bir sevaba kavuşuruz.
Şu hakikatlerden kaç kişinin haberi vardır? Kaç Konyalı, bu güzel fırsatın farkında acaba?
Allah’ın huzuruna varırken elimizin boş olmaması için çok elzem olan bu gibi kolay sevaplardan nasıl da faydalanamıyoruz. Ne kadar gafiliz? Fırsatlar uçup gidiyor. Oysa dünyalık bir ufak menfaat için ya toto, loto oynarız ya yılbaşı bileti alırız ya da alışveriş yaptığımız marketlerden eşantiyon verecekleri çekiliş yapacakları seçeriz. Tarihlerini hiç unutmayız. Bütün bunlar dört günlük dünya menfaati için yaptığımız şeyler. Oysa ahirete azık olarak katacağımız nafile oruçlara, nafile namazlara Allah için fakirlere yoksullara yapılacak yardımlara karşı çok da yakın değiliz.
Burada bu güzel amelleri işleyen ibadete daim olan, fukaraya yardım eden, hayır hasenatı bol olan sehavetli kardeşlerimizi tenzih ederek şunu derim ki, birçoğumuz zaten ibadet ve oruç borçlusuyuzdur, bu mübarek günleri fırsat bilerek oruç ve namaz ibadetlerimize devam edip yüce rabbimizin rızasını alarak kısa dünya hayatı sonunda göçeceğimiz ahiretimize bol azıkla gidelim. İnşallah bu vesile ile bütün Müslüman kardeşlerimizin Hicri Yılbaşı’sını kutlarım.  Aşure gününü kanlarıyla bereketlendiren Hz. Hüseyin ve tüm şehitlerin şehadetini kutlar, hepimize cihat ve şehadet arzusuyla, şerlerden emin bir gelecek temenni ederim
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.