Anadolu’da dergi çıkarmanın zorluğunu yanında bunu 134 sayıya ulaşan ve içerik olarak okurlar tarafında takdirle karşılaşan Somuncu Baba Dergisi, 2011 Aralık sayında genel olarak konularını Mevlana Hz. ve Konya’mıza ayırmıştır. Bizlerde bu haftaki yazımızda Mevlana Hz. ve Konya’mızı konu alan Somuncu Baba Dergisini içeriğini kısaca sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni Sebahattin Ateş Hocam; Konya’mızı tarif ederken “Bozkırın Ortasındaki Gülistan”olarak tarif etmektedir. Ve yazısında: “Anadolu’nun tam ortasında, bozkırın içinde bir manevî nefeslenme yeri Konya…
1071 tarihindeki Malazgirt Meydan Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun büyük bir kısmı ile beraber Selçuklular tarafından, Bizanslıların elinden alınan bir gönül şehri Konya…
1648 yılında Konya’yı ziyaret eden Evliya Çelebi’nin şehrin tabii güzelliğinden bahsederek: “Peçevi şehrinin Baruthane mesiresi, Kırım’ın Sudak Bağı, İstanbul’un 175’ten fazla bahçe ve ya¬nında gülistanları, Tebriz’in Şehcihan Bağı, bu Konya’nın Meram Mesiresinin yanında bir Çemenzâr bile değildir.” der. Konya’yı böyle över…
Cumhuriyet devrinde hızla büyüyen ve gelişen Konya, tarihî eserleri ile bugün açık hava müzesidir. Mevlânâ Hazretlerinin dünyaya haykıran sesidir. Büyük bir ilim ve din bilgini olan Mevlânâ’nın etrafında halelenen ışığa yüz binlerce pervane asırlardır dönüp durmakta, her bir seveninin gönlüne Mevlânâ, postunu serip oturmaktadır.
Yapılan çevre düzenlemeleriyle, çay bahçeleri ile gönüller Mevlânâ’nın şehri Konya’yı seyr-ü temaşa faslında…” der.
Meryem Aybike Sinan, “Konya Bir İrfan Nişanesi” başlıklı yazısında: “Konya Mevlânâ diyarıdır. Şems Tebrizi’nin yürek sığınağı, ilahi aşk ateşinin gönlüne düştüğü yerdir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi’nin gözyaşlarını sebil ettiği, gönlünü ateşlere attığı, duman duman âh’ının göklere yükseldiği hüzün mevsimidir Konya.” der.
Muhsin İlyas Subaşı “Kandili” yazısında; “Bugün yurt dışından sadece Mevlânâ için Konya’ya gelen çok sayıda Batılı aydın vardır. Bunlar, Mevlânâ’sız Konya’nın düşünülemeyeceğini söylerler. Bu ifade, Konya’nın sosyal kimliğini ve manevî hamurunu şekillendiren bir önemli dikkat noktasıdır.” der.
Kadir Özköse “Mevlana’nın Gönül Sarayını İnşaya Daveti” yazısında: ““Kalb temizliğinin en önemli göstergesi kalbi kırık olmaktır. Kalbi kırık olanlar haddini bilenler, kendi gerçekliğini görenler, tevâzu ve alçakgönüllü şahsiyetlerdir. Allah’ın fazlı ve lutfu kalbi kırık kişilere inzâl olacaktır.”der.
Derginin editörü Musa Tektaş Hocam ise “Mevlana’yı Ziyaret” yazısında ise;” Hulusi Efendi’nin Mevlana’yı ziyaretiyle ilgi tatlı ve bir o kadar değerli hatıralarını okurlarıyla paylaşmıştır. Yine bunu yanında Şeyh Sadi Hazretlerinin “Gülistan” kitabını Mevlana’ya sunması ile ilgili hatırasının yanında Mevlana’yı ziyaret eden diğer âlimlerin hatıralarını akıcı bir şekilde anlatmıştır.
M. Emin Karabacak “Gönül Gözü” yazısında Yunus Emre’nin “Çiçek Demeti” hatırasıyla yazıya giriş yapmış Mevlana’ya göre “Gönül Gözü”nü anlatmaya çalışmıştır. Yazısında M. Emin Karabacak; “İnsanı diğer varlıklardan ayıran en büyük özelliği görmeyi gönül gözüyle yapmasıdır. Çiçeğe bakan bir insanla bir hayvanın farkı ancak eylemleriyle algılanabilir.”der ve Mevlana’nın şu sözünü yazısında açıklamaya çalışır: “İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Gözü neyi görürse, değeri o kadardır insanın.” (Mevlânâ)
Yusuf Halıcı Hocam ise “Konya Velileri” yazısında ise Konya’mızın manevi mimarlarından olan “Muhammed Hadimî Hazretleri ve Muhammed Kudsî Bozkırî Hazretlerini” anlatmıştır.
Yer darlığından dolayı ele alamadığımız birçok konu vardır. Okurlarımızın dergiyi okumalarını gönül rahatlığıyla tavsiye ediyoruz. Dergide kendinizden de bir şeyler bulabileceğinizi unutmamanız dileğiyle.
Not: Dergiyi; http://www.somuncubaba.net/pdf/0134/www.somuncubaba.net-2011-12-0134.pdf internet adresinde de okuyabilirsiniz.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.