Anadolu’da dergi çıkarmanın zorluğunu yanında bunu 134 sayıya ulaşan ve içerik olarak okurlar tarafında takdirle karşılaşan Somuncu Baba Dergisi, 2011 Aralık sayında genel olarak konularını Mevlana Hz. ve Konya’mıza ayırmıştır. Bizlerde bu haftaki yazımızda Mevlana Hz. ve Konya’mızı konu alan Somuncu Baba Dergisindeki “Konya Velileri” yazısını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni Sebahattin Ateş Hocam; Konya’mızı tarif ederken “Bozkırın Ortasındaki Gülistan” olarak tarif etmektedir. Ve yazısında: “Anadolu’nun tam ortasında, bozkırın içinde bir manevî nefeslenme yeri Konya…” der.
Yusuf Halıcı Hocam ise “Konya Velileri” yazısında ise Konya’mızın manevi mimarlarından olan “Muhammed Hadimî Hazretleri ve Muhammed Kudsî Bozkırî Hazretlerini” anlatmıştır.
Sizi Yusuf Halıcı Hocamın;“Muhammed Kudsî Bozkırî Hazretlerini” anlatan yazısıyla baş başa bırakmak istiyorum.
Muhammet Kudsî Bozkırî, 1784 yılında Bozkır’ın Aliçerçi Köyünde dünyaya gelmiştir. İlim sahibi bir aileye mensuptur. İlk tahsilini, akrabalarından ve Hadimî Hazretlerinin talebesi Şeyh İbrahim ile bu zatın oğlu Muhammed Efendiden almıştır. Daha sonra çeşitli yerlerde de hadis-i şerif, fen ve diğer ilimlerin yüksek derecesini tahsil ettikten sonra Karacahisar’a yerleşen Bozkırî Hazretleri burada kendi ders halkasını oluşturdu.
Bu esnada Mevlânâ Halid-i Bağdadî’nin halifesi Ödemişli Hasan Kudsî Efendi bizzat Karacahisar’a gelerek Bozkırî Hazretlerini irşat etti ve Nakşî-Halidî tarikatı üzere icazet verdi. Sonra Bozkırî Hazretleri bizzat Şam’a giderek Mevlânâ Halid-i Bağdadî’den Nakşî tarikatı icazeti alarak onun halifelerinden oldu. Bağdadî’nin tavsiyesi üzerine Kudüs’te erbain çıkaran Hazret bu sebepten “Kudsî” lakabını aldı. Mekke’ye giderek hac vazifesini ifa etti.
Muhammet Kudsî Bozkırî’nin en önemli vasıflarından biri, Hadimî geleneğine dayanan medreseyi esas alan bilgi ve şer’i esaslara dayanan Nakşî-Halidî bir tasavvuf anlayışına öncülük etmesidir. Hem medreseyi hem de tekkeyi birlikte yürüttü. Bu anlayışından dolayı kendisini çekemeyenlerin çoğalması ve kendine suikast düzenlenmesi nedeniyle Bozkır’ın Hocaköyü’ne yerleşti. 17 yıl burada eğitim öğretim ve irşad faaliyetlerinde bulundu. Pek çok öğrenci yetiştirdi. Burada da hasetçilerinin çoğalması üzerine önce Seydişehir’e sonrada aynı ilçenin bir köyü olan Çavuş’a yerleşti.
Kendisi ve öğrencileri vasıtasıyla Konya, Karaman, Bozkır ve Seydişehir başta olmak üzere Anadolu’nun değişik yerlerinde medreseler açarak ilim ve tasavvufun yayılmasına öncülük etti. 50’ye yakın halife yetiştirdi.
Bozkırî Hazretleri, herkesi dünya sevgisinden meneder, Allahu Teâlâ’nın sevgisini tavsiye ederdi. “Rızık için üzülüp ıstırap çeken kimse insan defteri dışındadır.” dediği aktarılmıştır.
Şeriata uymada çok titizlik gösterir, “Bir kişinin şeriatta ne kadar noksanı varsa bir o kadar da tarikatta noksanı olur.” derdi.
Tarikatla şeriatı bir olarak bilirdi. Herhangi bir mesele hususunda, “Şeriatta böyle amma hakikatte ve tarikatta böyle, öyle değil” diyenlere çok kızar, “Şeytana uyarak temiz şeriatı işlemez hale getirirler ve böylece sapıklardan olurlar.” buyururdu.
1852 yılında 71 yaşında iken Hakk’ın rahmetine kavuşan Bozkırî Hazretleri Çavuş Köyüne defnolunmuştur.
Aslında Muhammed Hadimî Hazretleri’nide aktarmak isterdim; ama yer sıkıntısından dolayı yazamıyorum. Muhammed Hadimî Hazretleri’nin hayatını okumak isteyen okurlarımızın da dergiden ya da derginin internet sitesinden okuyabilirler.
Dergide emeği geçenlere ve Yusuf Halıcı Hocama bir Bozkırlı olarak Bozkırlılar adına güzel yazısından dolayı teşekkür ederim.
Not: Dergiyi; http://www.somuncubaba.net/pdf/0134/www.somuncubaba.net-2011-12-0134.pdf internet adresinde de okuyabilirsiniz.
Derginin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeni Sebahattin Ateş Hocam; Konya’mızı tarif ederken “Bozkırın Ortasındaki Gülistan” olarak tarif etmektedir. Ve yazısında: “Anadolu’nun tam ortasında, bozkırın içinde bir manevî nefeslenme yeri Konya…” der.
Yusuf Halıcı Hocam ise “Konya Velileri” yazısında ise Konya’mızın manevi mimarlarından olan “Muhammed Hadimî Hazretleri ve Muhammed Kudsî Bozkırî Hazretlerini” anlatmıştır.
Sizi Yusuf Halıcı Hocamın;“Muhammed Kudsî Bozkırî Hazretlerini” anlatan yazısıyla baş başa bırakmak istiyorum.
Muhammet Kudsî Bozkırî, 1784 yılında Bozkır’ın Aliçerçi Köyünde dünyaya gelmiştir. İlim sahibi bir aileye mensuptur. İlk tahsilini, akrabalarından ve Hadimî Hazretlerinin talebesi Şeyh İbrahim ile bu zatın oğlu Muhammed Efendiden almıştır. Daha sonra çeşitli yerlerde de hadis-i şerif, fen ve diğer ilimlerin yüksek derecesini tahsil ettikten sonra Karacahisar’a yerleşen Bozkırî Hazretleri burada kendi ders halkasını oluşturdu.
Bu esnada Mevlânâ Halid-i Bağdadî’nin halifesi Ödemişli Hasan Kudsî Efendi bizzat Karacahisar’a gelerek Bozkırî Hazretlerini irşat etti ve Nakşî-Halidî tarikatı üzere icazet verdi. Sonra Bozkırî Hazretleri bizzat Şam’a giderek Mevlânâ Halid-i Bağdadî’den Nakşî tarikatı icazeti alarak onun halifelerinden oldu. Bağdadî’nin tavsiyesi üzerine Kudüs’te erbain çıkaran Hazret bu sebepten “Kudsî” lakabını aldı. Mekke’ye giderek hac vazifesini ifa etti.
Muhammet Kudsî Bozkırî’nin en önemli vasıflarından biri, Hadimî geleneğine dayanan medreseyi esas alan bilgi ve şer’i esaslara dayanan Nakşî-Halidî bir tasavvuf anlayışına öncülük etmesidir. Hem medreseyi hem de tekkeyi birlikte yürüttü. Bu anlayışından dolayı kendisini çekemeyenlerin çoğalması ve kendine suikast düzenlenmesi nedeniyle Bozkır’ın Hocaköyü’ne yerleşti. 17 yıl burada eğitim öğretim ve irşad faaliyetlerinde bulundu. Pek çok öğrenci yetiştirdi. Burada da hasetçilerinin çoğalması üzerine önce Seydişehir’e sonrada aynı ilçenin bir köyü olan Çavuş’a yerleşti.
Kendisi ve öğrencileri vasıtasıyla Konya, Karaman, Bozkır ve Seydişehir başta olmak üzere Anadolu’nun değişik yerlerinde medreseler açarak ilim ve tasavvufun yayılmasına öncülük etti. 50’ye yakın halife yetiştirdi.
Bozkırî Hazretleri, herkesi dünya sevgisinden meneder, Allahu Teâlâ’nın sevgisini tavsiye ederdi. “Rızık için üzülüp ıstırap çeken kimse insan defteri dışındadır.” dediği aktarılmıştır.
Şeriata uymada çok titizlik gösterir, “Bir kişinin şeriatta ne kadar noksanı varsa bir o kadar da tarikatta noksanı olur.” derdi.
Tarikatla şeriatı bir olarak bilirdi. Herhangi bir mesele hususunda, “Şeriatta böyle amma hakikatte ve tarikatta böyle, öyle değil” diyenlere çok kızar, “Şeytana uyarak temiz şeriatı işlemez hale getirirler ve böylece sapıklardan olurlar.” buyururdu.
1852 yılında 71 yaşında iken Hakk’ın rahmetine kavuşan Bozkırî Hazretleri Çavuş Köyüne defnolunmuştur.
Aslında Muhammed Hadimî Hazretleri’nide aktarmak isterdim; ama yer sıkıntısından dolayı yazamıyorum. Muhammed Hadimî Hazretleri’nin hayatını okumak isteyen okurlarımızın da dergiden ya da derginin internet sitesinden okuyabilirler.
Dergide emeği geçenlere ve Yusuf Halıcı Hocama bir Bozkırlı olarak Bozkırlılar adına güzel yazısından dolayı teşekkür ederim.
Not: Dergiyi; http://www.somuncubaba.net/pdf/0134/www.somuncubaba.net-2011-12-0134.pdf internet adresinde de okuyabilirsiniz.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.