Recent Comments

Bozkır İHL’nin Kurucu Müdürü (2)

Bozkır İHL ilk açıldığı yıllarda kendi binası olmadığından yaklaşık 4-5 yıl eğitim ve öğretimi bugünkü Kızılay binasında devam etmiş. 1983-1984 eğitim ve öğretim yılında Bozkır İHL’nin ortaokul birinci sınıfına okumak için geldiğimde Abdülkerim Durmaz hocamın önderliğini yapıp bitirdiği (bugün yurt olarak kullanılan) binada başladım. Bina olarak şimdi neyse o zaman da aynı öyleydi. 

Okula başladık, derslere giren hocaları öğrenmeye çalışırken Kur’an-ı Kerim dersimize Okul Müdürü Abdülkerim Durmaz hocamızın girdiğini gördük. Abdülkerim Durmaz hocamızın okul müdürlüğünün yanı sıra öğrenciler için yaptığı çalışmalara rağmen derslerini aksatmamaya çalışırdı. Yoğun çalışmalarından dolayı bazen namazlarını sıranın üstünde kılardı. 
O zamanlarda hatıramda kalan tek şey; Abdülkerim Durmaz hocamızın Kur’an-ı Kerim dersimize girmesi ve sıranın üstünde namaz kılmasıdır. Yanlış hatırlamıyorsam da birinci dönemin sonlarına doğru tayini çıktı. Nereye gitti neden gitti bilmiyorum. Ama şunu iyi biliyorum ki benden önceki ağabeylerden onun okul ve öğrenciler için gecesini gündüzüne katan değerli bir müdür olduğunu ve onu hayırla yâd ettiklerini biliyorum.
Abdülkerim Durmaz hocam sadece 2-3 ay gibi kısa bir süre dersimize girdi. Ne ben onu çok iyi tanırım ne de o beni çok iyi tanır. Onu tanıyan öğrencilerinden biri olan Mustafa Karabacak o günlerle ilgili bir hatırasını şöyle anlatır: 

“O yıllarda Bozkır İHL’nin paralı veya şimdiki gibi parasız yatılılık imkânı yoktu. Köylerden gelen 11,12 yaşlarındaki çocuklara aileleri -genellikle aynı köylü- 3-4 çocuğu bir araya getirerek ev tutarlardı. Bu çocuklar ortaokul ya birinci ya da ikinci sınıftadırlar. 

Yemeklerini kendileri yapar, bulaşıklarını kendileri yıkar, evin temizliğini kendileri yapar, köyden babalarının merkeplerle getirdikleri odunlarla sobalarını kendileri yakarlardı. Okul Müdürü Abdülkerim Durmaz ve Müdür Yardımcısı Mehmet Kaplan akşamları öğrencilerinin kaldıkları evlere (öğrencilerin tabiriyle ev baskınlarına) çıkarlardı. Çarşı merkezdeki kahvehâne vb. yerlere giden öğrenci varsa onları dışarı çağırıp kızarak evlerine gönderirlerdi. 

Öğretmenin bir baba gibi, öğrencisinin 24 saatine karışabildiği bu yıllarda öğrenciler kendi evlerinde sigara içmekten çekinirlerdi. Çünkü her an bir öğretmeninin gelip eve baskın yapma ihtimali vardı. Şayet evde sigara içilmiş de baskın yapılmışsa -büyük bir ihtimalle soba yanık veya sönük olsun- soba tüttü bahanesi uydurulurdu. 

Öğretmeni, sınıf dışında öğrencisine karışamama konumuna getirenlerin çok büyük zafer kazandıkları kanaatindeyim!!! Bahçe kapısı dışında sigara içip ders öğretmeni gelirken sigarasını elinin içine saklayan; dersine girmeyen öğretmen gelirken ise hiç istifini bozmadan sigara içmeye devam edip bazen de öğretmenin yüzüne sigara duman üfleyen öğrenciler. Nerden Nereye…

Abdülkerim Durmaz hocam, Mehmet Kaplan hocam sizin yaptığınızın doğru olduğunu düşünüyorum. İyi ki evlere baskın yaptınız, iyi ki bizlere kızdınız; yoksa çok farklı ve iyi yerlerde olan öğrencilerininiz bazısı kahvehâne köşelerinde kaybolup gidecekti. Ellerinizden öperiz.”

Küçük bir hatıra da olsa bizimle paylaşan Abdulkerim Durmaz ve Mehmet Kaplan hocamızın değerli öğrencisi Mustafa Karabacak’a teşekkür ederim. 

Üzerimizde emeği olan değerli hocalarımızın vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaşayanlarını da saygıyla anıyorum.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.