“Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Ankebut, 57) âyetinde olduğu gibi Kadir Taşpınar Hocamızda Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Bozkırlı olup da Kadir Hocamızı tanımayan yoktur diye düşünüyorum. Biz Kadir Hocayı aksakalı ve gülen nur yüzüyle tanıdık. Büyük Cami’nin müezzini ve tok sesiyle tanıdık. Dürüstlüğünün yanında büyük-küçük ayırım yapmadan herkese selam verişiyle tanıdık. Düğünlere, cenazelere, mevlitlere, hatimlere Allah için koşturmasıyla tanıdık. Biz onu Bozkır’ın Kadir Hocası olarak tanıdık. Ve en önemlisi inandığı gibi yaşayan bir din âlimi olarak tanıdık.
Kadir Hocamızı en son geçen yaz Tıp Fakültesi’nde görmüştüm. Bel ağrısı için Tıp Fakültesi’nde yatarken ziyaret ettiğimiz Kadir Hocamızı hastalığın verdiği sıkıntıya rağmen yüzündeki nur ve dilindeki şükürle bulduk. Her haliyle İslam (teslimiyet) üzereydi. Doktor tarafından bel ağrısı için hareket etmemesi gerektiği söylendiğinde, Peygamber Efendimizin (s.a.v) “gözümün nuru” olarak tarif ettiği namazı kılabilmek için oğlu İbrahim’den teyemmüm için tuğla ya da kiremit bulup getirmesini istemesi bun en güzel örneğidir.
Ağabeyim Mustafa Karabacak ile gittiğimiz ziyaretinde bize ayrı bir iltifat gösterdi. Biz Kadir Hocamızı eskiden beri farklı severdik. Onun bizim yanımızda ayrı bir yeri vardır. Kadir Hoca rahmetli babamla hem arkadaş hem de meslektaştı. Birbirlerine arkadaş diye hitap ederlerdi.
Rahmetli babam hayatta olsaydı da “Baba Kadir Hoca vefat etmiş” deseydim büyük ihtimalle; “Demek arkadaş vefat etti. Çok iyi bir insandı Allah rahmet eylesin. Allah çocuklarına da uzun ömürler versin.” derdi.
Dünya bu, ölümün kime önce geleceği belli olmuyor. Babam Kadir Hocadan önce vefat ettiği için (2009 yılında yine Kadir Hoca gibi 77 yaşında) Kadir Hocanın babamın ölümüne duyduğu üzüntüye şahit olduk. Babamın vefatından 15 gün sonra Bozkır Pazarı’nda alış veriş yaparken Kadir Hocamızla karşılaştık. Hoşbeşten sonra; “Arkadaş ne yapıyor, iyi mi, sağlığı sıhhati nasıl?” diye sordu. Ben de hocam 15 gün önce vefat etti deyince Kadir Hocamızın “Ya, öyle mi! deyişi vardı ki bütün beden diliyle üzüldüğüne şahit oldum. Sanki Kadir Hocamızın başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Anladım ki “Sevgi kâl (söz) ile değil hâl (davranış) iledir.” “Gerçek dostların sevgisi böyle olur” dedim. İki dosta da Allah rahmet eylesin. Mekânlarını cennet, sevdikleriyle de beraber olurlar inşallah.
Kadir Hocamızın Bozkır’a hizmetlerini anlatmaya ve yazmaya kalksak buna ne zamanımız nede köşemiz yeter. Şunu iyi biliyoruz ki Kadir Hocayı Bozkır’ımız çok sevdi. Buna, Bozkır merkezde faal olarak 11 yıl yaşayarak şahit olduk. Bunun 7 yılı Bozkır İHL’de öğrencilik, 4 yılı öğretmenlik. Bu, 11 yıllık zaman zarfında Kadir Hocamızın arkasından en küçük olumsuz bir konuşmaya şahit olmadık. Herkesin saygıyla bahsettiği değerli bir din âlimiydi.
Görevine sadık, hizmet aşkıyla tutuşan, Bozkırlı çocukların Kur’an öğretimi kazanmasında büyük emekler harcayan, Bozkır İHL’nin yapılmasında ve öğrenci kazandırılmasında büyük gayretleri olup hizmet için yeri geldiği zaman gecesini gündüzüne katan değerli bir hocamızdı.
Sevgisiyle Bozkırlıların kalbinde yer tutmuş, ölümüyle de bütün Bozkırlıları üzmüş olan Bozkır'ın manevi mimarlarından Kadir Taşpınar Hocamıza Cenab-ı Hak’tan gani gani rahmet; ailesine, yakınlarına ve tüm Bozkırlıya sabrı cemil niyaz ederim. Mekânı cennet olması dileklerimle.
Bozkırlı olup da Kadir Hocamızı tanımayan yoktur diye düşünüyorum. Biz Kadir Hocayı aksakalı ve gülen nur yüzüyle tanıdık. Büyük Cami’nin müezzini ve tok sesiyle tanıdık. Dürüstlüğünün yanında büyük-küçük ayırım yapmadan herkese selam verişiyle tanıdık. Düğünlere, cenazelere, mevlitlere, hatimlere Allah için koşturmasıyla tanıdık. Biz onu Bozkır’ın Kadir Hocası olarak tanıdık. Ve en önemlisi inandığı gibi yaşayan bir din âlimi olarak tanıdık.
Kadir Hocamızı en son geçen yaz Tıp Fakültesi’nde görmüştüm. Bel ağrısı için Tıp Fakültesi’nde yatarken ziyaret ettiğimiz Kadir Hocamızı hastalığın verdiği sıkıntıya rağmen yüzündeki nur ve dilindeki şükürle bulduk. Her haliyle İslam (teslimiyet) üzereydi. Doktor tarafından bel ağrısı için hareket etmemesi gerektiği söylendiğinde, Peygamber Efendimizin (s.a.v) “gözümün nuru” olarak tarif ettiği namazı kılabilmek için oğlu İbrahim’den teyemmüm için tuğla ya da kiremit bulup getirmesini istemesi bun en güzel örneğidir.
Ağabeyim Mustafa Karabacak ile gittiğimiz ziyaretinde bize ayrı bir iltifat gösterdi. Biz Kadir Hocamızı eskiden beri farklı severdik. Onun bizim yanımızda ayrı bir yeri vardır. Kadir Hoca rahmetli babamla hem arkadaş hem de meslektaştı. Birbirlerine arkadaş diye hitap ederlerdi.
Rahmetli babam hayatta olsaydı da “Baba Kadir Hoca vefat etmiş” deseydim büyük ihtimalle; “Demek arkadaş vefat etti. Çok iyi bir insandı Allah rahmet eylesin. Allah çocuklarına da uzun ömürler versin.” derdi.
Dünya bu, ölümün kime önce geleceği belli olmuyor. Babam Kadir Hocadan önce vefat ettiği için (2009 yılında yine Kadir Hoca gibi 77 yaşında) Kadir Hocanın babamın ölümüne duyduğu üzüntüye şahit olduk. Babamın vefatından 15 gün sonra Bozkır Pazarı’nda alış veriş yaparken Kadir Hocamızla karşılaştık. Hoşbeşten sonra; “Arkadaş ne yapıyor, iyi mi, sağlığı sıhhati nasıl?” diye sordu. Ben de hocam 15 gün önce vefat etti deyince Kadir Hocamızın “Ya, öyle mi! deyişi vardı ki bütün beden diliyle üzüldüğüne şahit oldum. Sanki Kadir Hocamızın başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Anladım ki “Sevgi kâl (söz) ile değil hâl (davranış) iledir.” “Gerçek dostların sevgisi böyle olur” dedim. İki dosta da Allah rahmet eylesin. Mekânlarını cennet, sevdikleriyle de beraber olurlar inşallah.
Kadir Hocamızın Bozkır’a hizmetlerini anlatmaya ve yazmaya kalksak buna ne zamanımız nede köşemiz yeter. Şunu iyi biliyoruz ki Kadir Hocayı Bozkır’ımız çok sevdi. Buna, Bozkır merkezde faal olarak 11 yıl yaşayarak şahit olduk. Bunun 7 yılı Bozkır İHL’de öğrencilik, 4 yılı öğretmenlik. Bu, 11 yıllık zaman zarfında Kadir Hocamızın arkasından en küçük olumsuz bir konuşmaya şahit olmadık. Herkesin saygıyla bahsettiği değerli bir din âlimiydi.
Görevine sadık, hizmet aşkıyla tutuşan, Bozkırlı çocukların Kur’an öğretimi kazanmasında büyük emekler harcayan, Bozkır İHL’nin yapılmasında ve öğrenci kazandırılmasında büyük gayretleri olup hizmet için yeri geldiği zaman gecesini gündüzüne katan değerli bir hocamızdı.
Sevgisiyle Bozkırlıların kalbinde yer tutmuş, ölümüyle de bütün Bozkırlıları üzmüş olan Bozkır'ın manevi mimarlarından Kadir Taşpınar Hocamıza Cenab-ı Hak’tan gani gani rahmet; ailesine, yakınlarına ve tüm Bozkırlıya sabrı cemil niyaz ederim. Mekânı cennet olması dileklerimle.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.