Kışın en şiddetli günlerini yaşıyoruz. Sadece ilçemiz değil tüm Türkiye donuyor. Haberleri izlerken büyük şehirlerdeki evsizleri gördüm. İnsanın kanı donuyor onları görünce. Biz sıcak evlerimizde üşürken, onlar sokaklarda battaniyelerine sarılmışlar geceyi donmadan geçirebilmenin derdindeler. Neyse ki sosyal paylaşım sitelerinden gördüğümüze göre, büyük şehir belediyeleri evsizler için çareler üretmeye çalışıyorlarmış.
Televizyondan bu insanları izleyip içimiz acırken, kendi çevremizdekileri görmezden geliyoruz. Bizim buralarda öyle kimseler yok çok şükür ama dünya sadece biz insanların değil ki! Hayvanlarda bu dünyanın bir parçası ve biz insanların alt üst ettiği doğal düzenin kurbanları onlar. En çok kedi ve köpekler gözümüze çarpsa da kuşları da unutmamak lazım. Artık yemeklerinizi bir kap içinde uygun bir yere koyarsanız, şu kış gününde aç bir hayvanın karnını doyurmasını sağlayabilirsiniz. Pencere önüne koyacağınız küçük ekmek kırıntıları da donmuş doğadan yiyecek bir şey bulamayan kuşların karnını doyuracaktır.
“Her derdimiz bitti de hayvanlar mı kaldı?” diyenler olacak elbette. Ama ben ısrarla her kış bu tür hatırlatmaları yapacağım. Çünkü bu dünya sadece bize ait değil ve biz insanlar kendi lüksümüz için hayvanların doğal yaşam alanlarını bile yok ediyoruz. Hiç olmazsa şu kış günlerinde bir lokma ekmekle karınlarını doyurmalarını sağlamak insanlık vazifemizdir.
Küçük çocukları olan annelere bir tavsiyem olacak, pencerenizin önüne her gün bir miktar ekmek kırıntısı dökün. Bunu da küçük çocuğunuza gösterin, birkaç gün içinde kuşların pencerenize abone olduklarını göreceksiniz ve çocuklarınızın bu kuşları perde arkasından izlerken nasıl mutlu olduklarını, sevindiklerini göreceksiniz. Böylece hem siz hem çocuğunuz hem de kuşlar mutlu olacaklardır. Çocuklarınıza hayvan sevgisini doğa sevgisini mutlaka aşılayın. Onlarsız bir dünyanın kâbus olacağını öğretin ki özellikle sokak hayvanlarına karşı acımasız davranışlarda bulunmaktan kendilerini men etsinler.
Üç dört yaşlarında ki çocukları bir kediye taş atarken gören anne babaların, bunu iyi bir şeymiş gibi sevinçle karşılamalarına çok şaşırırım. Oysa o çocuğa taş atmak yerine sevmeyi öğretmeliler. Uzaktan da olsa sevmeyi bilmeli çocuk. Bu dünya sadece bize ait değil ve hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Onlar olmasa düzen diye bir şeyinde kalmayacağını bilmeli insan. Gidin ormanda ayı besleyin demiyoruz, ama etrafınızdaki hayvanlara biraz daha vicdanlı davranmak, hiç olmazsa şu kış günlerinde karınlarını doyurmak hepimizin insanlık görevi. Bilen bilir de unutanlar için hatırlatalım dedik.
Televizyondan bu insanları izleyip içimiz acırken, kendi çevremizdekileri görmezden geliyoruz. Bizim buralarda öyle kimseler yok çok şükür ama dünya sadece biz insanların değil ki! Hayvanlarda bu dünyanın bir parçası ve biz insanların alt üst ettiği doğal düzenin kurbanları onlar. En çok kedi ve köpekler gözümüze çarpsa da kuşları da unutmamak lazım. Artık yemeklerinizi bir kap içinde uygun bir yere koyarsanız, şu kış gününde aç bir hayvanın karnını doyurmasını sağlayabilirsiniz. Pencere önüne koyacağınız küçük ekmek kırıntıları da donmuş doğadan yiyecek bir şey bulamayan kuşların karnını doyuracaktır.
“Her derdimiz bitti de hayvanlar mı kaldı?” diyenler olacak elbette. Ama ben ısrarla her kış bu tür hatırlatmaları yapacağım. Çünkü bu dünya sadece bize ait değil ve biz insanlar kendi lüksümüz için hayvanların doğal yaşam alanlarını bile yok ediyoruz. Hiç olmazsa şu kış günlerinde bir lokma ekmekle karınlarını doyurmalarını sağlamak insanlık vazifemizdir.
Küçük çocukları olan annelere bir tavsiyem olacak, pencerenizin önüne her gün bir miktar ekmek kırıntısı dökün. Bunu da küçük çocuğunuza gösterin, birkaç gün içinde kuşların pencerenize abone olduklarını göreceksiniz ve çocuklarınızın bu kuşları perde arkasından izlerken nasıl mutlu olduklarını, sevindiklerini göreceksiniz. Böylece hem siz hem çocuğunuz hem de kuşlar mutlu olacaklardır. Çocuklarınıza hayvan sevgisini doğa sevgisini mutlaka aşılayın. Onlarsız bir dünyanın kâbus olacağını öğretin ki özellikle sokak hayvanlarına karşı acımasız davranışlarda bulunmaktan kendilerini men etsinler.
Üç dört yaşlarında ki çocukları bir kediye taş atarken gören anne babaların, bunu iyi bir şeymiş gibi sevinçle karşılamalarına çok şaşırırım. Oysa o çocuğa taş atmak yerine sevmeyi öğretmeliler. Uzaktan da olsa sevmeyi bilmeli çocuk. Bu dünya sadece bize ait değil ve hiçbir şey boşuna yaratılmamıştır. Onlar olmasa düzen diye bir şeyinde kalmayacağını bilmeli insan. Gidin ormanda ayı besleyin demiyoruz, ama etrafınızdaki hayvanlara biraz daha vicdanlı davranmak, hiç olmazsa şu kış günlerinde karınlarını doyurmak hepimizin insanlık görevi. Bilen bilir de unutanlar için hatırlatalım dedik.
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te Bozkır Haber'e abone olun.