Recent Comments

KIRILINCA İŞE YARAYAN ŞEY NEDİR?KIRILINCA İŞE YARAYAN ŞEY NEDİR?

Geçen gün, dört yaşında bile olmayan kızımın sorusuydu bana bu: “Baba yalnızca kırılınca işe yarayan şey nedir? Ne söyledimse cevabı değilmiş. Kırmak genelde faydasız olarak algılandığı için soruya takıldım. Neleri kırarsan faydalı olur üzerine epey bir düşünmek zorunda kaldım. Aslında cevap basitmiş ama bana çok zor geldi.

Kırılınca işe yarayan o kadar çok şey varmış ki bunu anlamak, bu kolay bilmecenin sonucunda oldu. Yıllar önce okuduğum bir kitaba göre; önyargıları kırmanın ne kadar zor olduğunu anlatan bir araştırma öyküsü okumuştum. Öyküye göre büyük bir akvaryum var. Akvaryumun içinde büyük küçük pek çok balık var. Özellikle bir cins köpek balığı, bütün küçük balıklara saldırıyor ve onların çoğunu yemek istiyor olması, akvaryum görevlilerini düşündürür. Derken onlara bir araştırma teklifi gelir, mantıklıdır. Uygulamaya koyarlar. Çok başarılı sonuçlar elde ederler. Bu uygulama sonucunda köpek balıkları diğer küçük balıkları rahatsız etmedikleri gibi yemeye de çalışmadıkları görülür. Hatta beraberce akvaryumda yüzdüklerine şahit olurlar. Bu başarılı sonuç şöyle elde edilmiş olur: Büyük akvaryumun içine bir akvaryum daha yaparak oraya küçük balıkları koyarlar. Köpek balıkları küçük balıklara saldırmaya devam etmek ister ama cama çarparlar. Belli bir süre daha köpek balıkları küçük balıklara saldırmaya devam etse de her saldırışta cam fanusa çarpınca ağızları ve dişleri kırılma aşamasına geliyor. Her saldırı köpek balığının canını yakmakta ve acı vermekte. Bir süre sonra küçük balıklarda büyük balıklardan korkmamaya başlıyor. Son birkaç kez denemesinde de ağzı kırılan köpek balıkları bir daha küçük balıklara saldırmayı akıllarından bile geçiremiyor. Çünkü güçlü bir önyargı oluşturmuşlardır. Kırılması en zor şeylerden birinin de önyargılar olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Kolay yerleşen ancak kolay bırakılmayan önyargılar, hayatımızda nelere mal olduğunu bilmiyoruz.

Süleymaniye Camii’nin inşaatı bitmiş ibadete açılma zamanı gelmiş. Herkes bu muhteşem eseri görmek için kendine yer bulmaya çalışırken, Bir çocuk o arada “Aa şu minare nasıl eğri bakın diye herkese gösteriyormuş. Kimse bir eğrilik göremese de, çocuğun minarenin biri eğri dediği Mimar Sinan’a ulaşır. Sinan gelir çocuğa sorar: ”Yavrum söyle bakalım hangi minare eğri” der. Çocuk minarelerden birini gösterince adamlarını toplayan Mimar Sinan, halatları minareye bağlatır. Çocuğa da; “minare doğruluncaya kadar çektireceğim dikkat et doğru olunca haber ver diyor. Adamlar düzeltiyormuş gibi yaparak asılmaya başlıyorlar. Çocuk; “ Tamam minare doğruldu” deyince işçiler minareyi çekmeyi bırakırlar. Herkesin kafasına takılan bu soruyu Sinan’a sorarlar: “Sen de biliyorsun ki minarede eğrilik yok, ancak niye düzeltmeye kalktın.” Sinan hoşgörülükle cevap verir: “Ben de biliyorum minarenin eğri olmadığını ancak çocuğun kafasındaki “minare eğri” imajını öyle bırakamazdım. Bu yöntemle kafasındaki eğri kanaati silinsin. Yoksa çocuk her yerde minare eğri diye söylerse sonra gerçekten eğri şeklinde bir inanç yayılırdı. Buna izin vermemek için böyle yaptım der.”

Her şeyi kır kalbi kırma, Her şeyi yık gönül yıkma vs sözlerini çok duyarız. Kırmak, yıkmak, olumsuz anlamlar gibi gelse de gerektiği yerde yapılmazsa sorun oluyor demek ki. Bazı kalıpları kırmalı bazı duvarları yıkmalıyız belki de. Kırılmayan dar kalıpların zamanla giydiğimiz gömlekler olduğunu fark etmeyiz bile.

Baba hala soruma cevap vermedin, diye kızımın çıkışmasını duyunca kendime geldim. Ben bilemedim hadi sen söyle bakalım dedim. O da bana gülerek bunu bilemeyecek ne var? Yumurta !!!! Dedi.
Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te Bozkır Haber'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yorum Gönder

0 Yorumlar
* yapılan yorumlar denetlendikten sonra yayınlanmaktadır.